Ruhunda Sarmaşıklar, Yüreğinde Harikalar Diyarı Var

715 76 215
                                    

https://open.spotify.com/playlist/4HPVXuxObagpjRg5gkzvA1?si=nuK9sktUQXuWnWtgMKnLCg


Bir Resim Gördüm,

Yakından Uzaktı Uzaktan Yakın

Seneler önce bir resim gördüm. Kenarları yırtılmış, geçen seneler rengini soldurmuş, yer yer mürekkebi akmış bir resimdi. Belki o mürekkepler bilerek akıtılmıştı, bilmiyorum. Emin olduğum tek şey berbat bir resim olduğuydu. Dazai Osamu'nun da dediği gibi; "Estetik kaygısı taşımayan insanlar fotoğrafa sıradan bir şeymiş gibi bakıp, gelişi güzel iltifatlarda bulunabilirlerdi."

Estetik kaygım olduğunu o resimle öğrendim.

Resimde bir aile vardı. Kepçe kulaklı, küçük bir çocuk; uzun boylu, ruhsuz bir adam; yüzü cehennemden daha huzursuz edici olan bir kadından oluşuyordu. Herkesin güldüğü bu resimde gülmesi gereken tek kişi mimik dahi oynatmamıştı. Çocuğun kollarında küçük mor lekeler, ağzının kenarında bir kırmızılık, boynunda ise bir yanık vardı. Bu yaraları taşıyanlar o iki kişi olsaydı kabul edebilirdim, kimse gülmese kabul edebilirdim, herkes gülse kabul edebilirdim. Bunların biri bile değildi. Çocuğun vücudu büyük ihtimalle kalbinden farksız bir şekilde yara bere içindeydi. Gülmüyordu, en iğrenç olan şey buydu. Bir çocuk, gülmüyordu. Gülemiyordu.

Yolda bulduğum bu dört parçaya ayrılmış resim daha on iki yaşımdayken dahi berbat gelmişti bana. Boğazımı düğümlemişti, eve ağlayarak dönmüştüm. Annem görmesin diye o resmi kilitli kutuma saklamış, ağlama nedenime de düştüğüm yalanını uydurmuştum. Şu an 20 yaşımdayım, aradan sekiz yıl geçti. Ben o resmi hiç atmadım, sekiz yıl boyunca çocuklar için ağladım. Küçük bedenlerine bedenleri kadar ellerin dokunduğu çocukları korudum, küçük yaşta sokağa salınan çocukların sesi oldum, daha okuma yazma öğrenemeden elin adamına verilmiş çocukların da hükümet yanlısı medyanın gizlediği yer altında bir mal gibi satılan çocukların da koruyucusu oldum. Amerika'daki yaşantımın üç yılını gönüllü olarak bir polis merkezinin destek ekibinde çalışarak geçirdim. Cehennemi yaşasam da cennetin girişinde çok kez bulundum.

Yine de içimde sürekli bir ukde vardı.

Sekiz yıl önce bulduğum, hâlâ anı kutumda duran resimdeki o çocuğa hiç yardım edememiştim. Sekiz yıl o çocuk için ağladım, sekiz yıl o çocuğu aradım.

Buldum.

-

Herkesi Yakan,

Bir Deli Ruhu Var

"Sfenks Havayolları'nı tercih ettiğiniz için teşekkürler. Uçağımız birazdan inişe geçecektir, lütfen kemerlerinizi bağlayınız."

Yaklaşık altı saattir uyuduğumu anonsu duyunca fark ettiğim uçak yolculuğumun sonuna gelmiştim. İnsanların cennet diye tanıttığı, kenar mahalleleri cehennemden farksız, örgütleriyle insanın midesini bulandıran üç senelik Amerika maceram tam şu an, şu noktada son bulmuştu. Başından beri gitmek istemediğim o ülkeden ayrıldığıma inanın biraz bile üzülmemiştim. Üzüldüğüm tek şey arkada bıraktığım annem ve yetimhanedeki minik arkadaşlarımdı. Onları her hafta görüntülü arayacağıma söz vermiş olmak içimi bir nebze de olsa rahatlatıyordu. O küçük canavarları gerçekten özleyecektim, bir de annemi. Ondan ayrı kalmaya epey alışık olsam da ufak bir üzgünlük oluyordu.

Bundan üç sene önce her dakikamı gülerek geçirdiğim Maria'ya dönecek olmam bazı üzgünlükleri halı altına süpürmeye yetiyordu. Dedemi çok özlemiştim. Birlikte yaptığımız tahta maketleri, bin parçalık puzzleları, arka bahçedeki çiçekleri, devasa kütüphanesini... Hepsini çok özlemiştim.

Ruhunda Sarmaşıklar, Yüreğinde Harikalar Diyarı VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin