O sosyal medyada gördüğüm insanlara özenmiştim ve ilk defa elimde kitapla sahilde kitap okuyordum. Gördüğüm fotoğraflarda hep huzur bulduklarını söyleyen insanlar vardı. Ben neden arkada bağıran çocuklar duyuyorum. Okuduğum cümleyi 3. Kez tekrar ettiğimde kitabı sinirle bıraktım ve çantamdan kulaklığımı çıkardım. Telefonumdan rastgele bir şarkı açtım ve bitmiş kahve bardağımı çöpe atıp yürümeye başladım. Güneş batmaya başlıyordu. İşte huzur buydu bana göre. Kayalıklara oturup güneşin batışını izlemeye başladım. O sırada Begüm'ü arıyordum. ilk çalışta açtı.
'Begüm sahile gelsene, Yakamoz kafenin yakınlarında kayalıklarda oturuyorum.'
'Tamam bebek geliyorum 10 dakikaya'
3. şarkıma geçince yan taraflarımda bir hareketlilik hissettim. Gözüm oraya kayınca 3 çocuk benden 4 metre kadar uzakta oturduklarını gördüm. Gözüm birine takıldı. Kumral saçları dikkatimi çekti. Ona bakarken arkadan biri bana sarıldı ve neşeyle 'Ben geldim!' dedi. Elindeki çay bardağını bana uzatırken oturmaya çalışıyordu.
' Ya şu Elif hocanın verdiği ödevi gördün mü? Kadın resmen hayattan soğumamızı istiyor. Hayır bunlar öğrenci olmadılar mı acaba?'
İçeriğine dikkat etmemiştim ödevin. Begüm hala yanımda sövmeye devam ederken ben o kumral çocuğa göz ucuyla bakmamaya çalışıyordum. Begüm fark etmemeliydi. Ederse dilinden kurtulamazdım. Ona bakmamak için sırtımı onlara ters yöne döndüm ve Begümün dediklerini dinlemeye başladım.
'Biliyor musun, karşı sınıftan Eylül Kafes var ya birinden anonim aşk mesajları almış. Kızım çok heyecanlı ya. Şu kitaplarda ki aşk hikayelerine benziyor. Çocuk kıza gizliden mesaj atar. Kız o kırılmasın diye cevap verir ve mutlu son. Çocuklarına isim ararken bulurlar kendileri.
Dediklerine gülüp boynumun üstünden arkama baktım. İşte o an göz göze geldik. Yeşil gözleri vardı. Benim kahverengi gözlerimin aksine çok güzel gözleri vardı. Neden çekemiyorum bakışlarımı? O neden çekmiyor?
Begüm dizime dokunup 'beni dinliyor musun sen?' değince elimde olmadan önüme döndüm. Suratına bir şey mi dedin manasında bakınca tek kaşını kaldırıp bana gülümsemeye başladı. Gözleri arkamda bir noktaya sabitlendi. Geri bana bakarken yüzünde sinsi bir ifade vardı. Hayır. Bunu yapamaz. Hayır.
'Gençler! Pişt yanımızdakiler! Gelin ya beraber oturalım. Siz orda yalnız biz burada yalnız.'
Bunu yapmadı. Hayal görüyorum dimi. Lütfen yapmamış ol Begüm.
Arkamdan adım sesleri gelince nefesimi tuttum. Begümün gözünün içine bakıyordum. Bana 'bende seni seviyorum canım' diyip yanımıza ulaşan gruba gülümsedi. O benim yanıma arkadaşları da Begümün yanına oturdular.
Bu koku ondan mı geliyordu? Çok sevdiğim deniz kokusunu bile bastırıyordu. Ben böyle güzel bir kokuyu 16 yıllık hayatım boyunca almamıştım. Gözümü kapatıp bu kokunun beni mayıştırmasını istiyordum.
Herkes birkaç saniye bekleyince Begüm söze başladı. Aynı anda esmer bir çocuk daha konuşmaya başladı.
'ee nasılsı...'
'çok güzelsin.'
Begüm gözlerini kocaman açıp yanındaki çocuğa baktı. Sonra hızlıca gözlerini kucağındaki ellerine çevirdi. Dudaklarında bir gülümseme oluştu. Tıpkı hepimizde oluştuğu gibi.
Ona bakmamaya çalışıyordum.
Karşımdaki diğer esmer çocuk konuşmaya başladı.
'selam ben Bora, arkadaşımın kusuruna bakmayın biraz açık sözlüdür. Bunlarda arkadaşlarım Onur ve..'
' Ege benim adım' diye sözünü kesti o.
Sesi.. Neden her şeyi güzeldi. Kaba bir ses tonu yoktu. Belki şarkı söylüyordu. Söylemiyorsa söylemeliydi.
Ona baktığımda bana sorar gibi bakıyordu.
'Delfin. Adım Delfin.'
Gözlerini gözlerimden ayırmadı.
' Benim ki de Begüm. Memnun oldum hepinizle tanıştığıma.'
Hala bakıyordu. Acaba yüzümde bir şey mi vardı? O kadar derindi ki bakışları gözümü zorla çektim. Karşımdaki Begüm' e baktım. Suratında hala bir gülümseme vardı. Adının Onur olduğu anladığım çocuğa bakmamaya çalışarak okullarını soruyordu. Tekrar ona baktım. Neden çekmemişti gözlerini yüzümden. Hemen önüme döndüm. Kulağımdaki kulaklıktan çalan şarkının varlığını o an hatırladım. Teoman- Kupa kızı ve sinek valesi. Gözlerimi kapadım ve onun kokusuyla denizin kokusunu derince soludum. Kokusunu tarif edemezdim. Doğal kokusu muydu acaba?
O sırada tek kulağımdaki kulaklığın sarkmış diğer tekinin alındığını hissettim. Kulağına taktığını fark ettiğimde gözümü açıp Egeye baktım. Benim gibi gözünü kapamış ellerini arkasında destek yapmış bir şekilde oturuyordu. Ağzının kıpırdadığını gördüğümde gülümseyip gözümü kapadım.
Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var
Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan?Şarkı dışında hiçbir şey duymuyordum. Kaç şarkı çaldı saymadım. Ama beraber birçok şarkıya şahit olduk. Uzun bir süre sonra gözümü açıp önce Begümlerin tarafına baktım. Muhabbeti ilerletmişlerdi. Bora sakince bir şeyler anlatırken Begüm onu dinliyordu. Onura baktım. Begümün saçına bakıyordu. Borayı dinlediğini düşünmüyordum. Diğer tarafıma çevirdim bakışlarımı. Ege başını omzuna dayamış yüzünde ufak bir gülümseme bana bakarken göz göze geldik. Yeniden.
Gözleri beni içine çekiyordu. Yemyeşil gözleri yoktu daha soluktu gördüklerimden. Yavaşça gözlerinden aşağıya indi bakışlarım. Burnunda ve yanaklarında dikkatli bakılmadıkça belli olmayan çilleri vardı. Daha da aşağıya indim.
Dudakları. Benimkinin aksine pürüzsüz görünüyordu. Geri gözlerine çevirdim gözlerimi, dudaklarıma bakıyordu.
Şimdi bana öyle birşeyler
Söyle ki durup dururken
Tam hayattan vaz geçerken
Beni aşka inandır.
SELAM GENÇLER. İLK KURGUM ÇOOK HEYECANLIYIM. UMARIM SEVİLİR. SEVİLMEZSEDE CANINIZ SAĞOLSUN YA. YENİ BÖLÜMLER HIZLI GELECEK GALİBA. BU GÖLÜMÜ GİRİŞ BÖLÜMÜ GİBİ DÜŞÜNMENİZİ İSTİYORUM. SONRAKİ BÖLÜMLER DAHA UZUN OLMASINI PLANLIYORUM.
SİZİ SEVİYORUM UMARIM SİZDE BENİ SEVERİSİNİZ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kere Gelir
Teen Fictionher şey bir bakışla başladı. hikaye şarkısı; Yedinci Ev- Bir Kere Gelir