☆19 (Final) ☆

187 33 95
                                    

Finall!! Bu uzun bir bölüm 1300 kelime filan. Yazım hatalarım olabilir. Bakmadım çünkü. Neyse iyi okumalar. Oylamayı unutmayın :)

Medyadaki "trivia:love" namjoon'un müthiş sesi... Hehe nese

★★★★★★★★★★★★★

Namjoon son zamanlarda hiç uğramadığı eve geçen gün uğramış ve eğer O gelirse, evi ona güzel görünsün diye toparlayıp temizlemişti, elinden geldiğince...

Şimdiyse evden apar topar çıkmış ve koşuyordu. Ve o an kendine lanet etti, ehliyeti olmadığı için... aynı o gün ki gibi.

Hastanenin önüne gelmesiyle adımlarını yavaşlatmamış hatta dahada hızlandırmıştı... Sevgilisinin ona ihtiyacı vardı, o yavaşlayamazdı...

Asansötün önüne gelince düğmeye bastı ama asansörün dolu ve en üst katta olduğunu görünce zaman kaybetmemek için koşarak merdivenleri adımladı. Yanından her geçtiği kişi ona şaşkın gözlerle bakıyordu, ki burası bir hastaneydi. Burada tanık olabileceğiniz çokça savaş vardı, Namjoon'un koşmasıda o savaşlardan sadece bir tanesiydi...

Ameliyathane'nin olduğu kata vardığını anlayınca hızla koridorda sağa döndü. Çarpıştığı hemşire ve doktorlardan da özür diliyordu bir yandan.

Sonra adımları durdu gördüğü manzara ile. Diğerleri çoktan gelmiş ve ameliyathane'nin girişinde bekliyorlardı. Jimin ağlıyor, Yoongi onu teselli etmeye çalışıyordu. Tae ve Kook ise yere oturmuş birbirlerine sarılıyorlardı sessizce. Hoseok ise duvara yaslanmış bir şekilde boş bakışlarını karşı duvara dikmişti... 'hepsi..' diye geçirdi içinden Namjoon 'hepsi bana o gün boş yere bekliyorsun demişlerdi. Şimdiyse kendileri gelmiş..." sonra hepsinde gezdirdi bakışlarını ve konuştu,

"Neden buradasınız? Hani ümidiniz yoktu? Söylemesi kolaydı değil mi? ' vazgeç. Geri dönmeyecek' demek kolaydı değil mi? Ama yapması kolay değildi, görmezden gelmesi kolay değildi değil mi?" kimseden çıt çıkmadı... Hepsi suçunu biliyordu, vazgeçmeye çalışmışlardı bir kere. Ve Namjoon'un bunu unutmayacağını biliyorlardı...

"Ne kadar oldu?" Namjoon tekrar sessizliği bozduğunda, Hoseok donuk bakışlarını duvardan çekmeden konuştu "sen gelmeden 25 dakika, 7 saniye önce. 8,9, 10,... "

Namjoon fark etmese bile diğerleride yıkılmıştılar, yorulmuştular. Delirmeye başlayacaklarını bile düşünmüştüler. Ama onlara rağmen Namjoon çoktan delirmişti çünkü özlem denen şey artık kalbine sığamamış beyninide ele geçirmişti...

Namjoon yere oturup soğuk duvara yasladı sırtını.

" Hyung sırtını duvara yaslama hastalanırsın." Namjoon kendisine nasihat veren Jimin'e döndü ve gülümsedi "Kalbimdeki soğuklukla kıyaslanamaz soğukluğu..." gözünden yaşlar akmaya başladı usulca ve gamzelerinde durdular... Jimin birşey diyemedi, diğerleride.

"Kaç gün oldu?" bu sefer sessizliği bozan Jungkook oldu. Namjoon omuzlarını silkti "b-bilmiyorum" hepsi ona baktı bu sefer.

"Seokjin hyung'un kaç gündür aramızda olmadığını hatırlamıyor musun?" Jungkook tekrar sorduğunda Taehyung onu susturmaya çalışıyordu. Biliyordu Kook öylesine konu açılsın, bu garip ortam bozulsun diye soru atmıştı ortaya. Fakat Namjoon'un ne kadar dolduğunuda biliyordu, her an patlayabilirdi...

"B-bilmiyorum d-dedim-m ya." Namjoon artık takvimlere bakmaz olmuştu.Zaman durmuştu bir nevi onun için...

Namjoon sessiz ağlamaları arasından, cebinden evden hızlıca çıkarken son anda aldığı not defterini çıkardı. Sayfalara baktı.

1000 sᴛᴀʀs ᵠ ɴᴀᴍᴊɪɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin