01

112 23 41
                                    

Bazen imkânsızlıklar olur hayatta, türlü engel çıkar bir düzine bahane rüzgârında savrulur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazen imkânsızlıklar olur hayatta, türlü engel çıkar bir düzine bahane rüzgârında savrulur. İmkansızlığı imkansızlaştıran sadece bu. İnsanlar kendi kafalarında oluşturdukları dünyayı gerçeğe uyguluyor ve tamamen aklındaki gibi veya alakası bile olmayan şeyler çıkıyor karşılarına.

Tam on sekiz yıldır bir imkânsıza aşığım. Evet, on sekiz yılımı ona adadım. İlkokulda başladı her şey, o zamanlar aşkı bilmiyordum sadece ona karşı fazla samimiydim. Bu ortaokulda büyüdü, artık genç kız olma çağına gelmiştim, içimdeki samimiyet büyüdü büyüdü ve lisede aşkı oluşturdu. Ondan bir türlü ayrılamıyordum, ya Tanrı'nın bir lütfuydu bu ya da tesadüftü. İmkansız bir tesadüf.

Yanıma doğru yaklaşınca sağ elimde heyecandan sımsıkı tuttuğum kalemi sakince, ki bu neredeyse yapamayacağım bir şey, masanın üzerine bıraktım yine. Yanında her zaman birlikte takıldığı arkadaşı Jongin'de vardı, tabii o da bizim sınıftaydı. Dışarıda düzenlediğimiz lisenin sondan önceki mezun olma partisinde onunda burada olması beni çok fazla mutlu ediyor ve elimi ayağıma dolandırıyordu.

"Bana bir bardak limonata verir misin Wendy?" gözlerimi ondan alamıyordum, dudakları düzenli bir ahenkle hareket ediyor fakat ben ne dediğini anlamıyordum. Onu sevmek, aşık olmak pembe bir bulutun üzerinde seyahat etmek gibiydi ya da gökkuşağından kaymak gibiydi. Benim için sevgi buydu.

Ellerini gözlerimin önünde sallanırken gördüğümde kendime gelip tekrar ettiği cümlesiyle bir bardak limonata doldurup verdim. O kadar dalmıştım ki limonata standının yanında olduğu fark edememiştim bile.

Üzerinde güzel abiyeler bulunan güzeller güzeli kızlarım bana doğru geldiğinde gururla onlara baktım.

Sooyoung üzerine siyah göğüs dekolteli, diz kapaklarına kadar inen ve arkasından yere kadar uzanan bir kuyruğu olan elbise ile çok şık görünüyordu. Yüzüne yaptığı hafif makyajda onu tam puan ile kucaklayıp öpmüştüm.

Lisa ise üzerine kısa, mini bir elbise giymişti. Gri, kırmızı ve siyah detayları vardı, saçlarını sıkı bir at kuyruğu yapmıştı. O incecik beli herkesin gözü önünde parlıyordu. Gerçekten, her zamanki gibi çok şıktı...

Moon ise bugün diğer günlerden çok farklıydı, üzeri beyaz altı saks mavisi mini bir elbise giymiş ve açıkta kalan bacaklarını uzun siyah botlarıyla kapatmıştı. Sarı saçlarını düzleştirip açık bırakmıştı. Şu an ki tarzı favorimdi.

Bende üzerine sade kırmızı bir elbise giymiştim, kızların aksine fazlaca sadeydim.

Hepsine sarılıp kucaklaşmıştım. Erkekler bize doğru ilerleyince birkaç adım sendeledim, Yoongi'de onlarla birlikteydi.

Jongin elini Lisa'nın ince beline koyup saçlarına ufak bir öpücük kondurdu. Jin'de biricik sevgilisi Moon'a bir öpücük verdi.

Bu altı kişilik grupta sadece ben ve Sooyoung yalnızdık.

Yanımda duran Yoongi kalbimin hızla atmasına sebebiyet vermesinin yanı sıra, ayaklarım ve ellerimin titremesine de neden oluyordu. Sooyoung bu durumu fark etmiş olacak ki bana güç verircesine elimden tuttu. Ona bakıp gülümsedim. Gerçekten bana iyi gelen biriydi, beni anlıyordu çünkü o da bunu yaşıyordu.

Her ne kadar benim gibi reddedilmese de beni çok iyi anlıyordu.

Kulağına eğilip konuştum. "Sooyoung, Jaehyun sana hâlâ bir şey demedi mi?" Yoongi'nin yanında öğretmenlerin dans etmesine kahkahalarla gülen Jaehyun'u gösterdim.

"Hayır bir şey demedi sadece mesajlaşıyoruz." kaşlarımı çattım. "Sen onu kaç gündür bekliyorsun, neden şimdi sormuyorsun?" ona yönelttiğim ikinci soru karşısında fazla durgundu. "İşi yokuşa sürmek istiyorum." Bunu yapması fazla kötüydü, zaten Jaehyun ele avuca sığmaz bir şeydi eğer işi su yoluna bırakırsa onu asla elde edemezdi.

"Peki ya sen Wendy? Yetmedi mi? On sekiz yıl, artık ona söylemelisin." gülümseyen dudaklarım bu soru ile asılınca gözlerim doldu yavaştan.

"Ben bir daha yapamam bunu." kafamı sallayarak lafımın ardında olduğumu doğruladım fakat kalbim... Kalbim bunu doğrulamıyordu. Sürekli Yoongi için atıyordu, onu istiyordu fakat elde etmek zordu. Bu yüzden susuyordu kalbim. On sekiz yıldır yaptığı gibi bu yılda susacaktı.

"Wendy herkes ikinci bir şansı hak eder. Böyle düşünme." cesaret verici sözleri karşısında dudaklarım tekrardan yukarı doğru kıvrıldı.

Gözlerim limonatasından bir yudum alan Yoongi'ye kaydı.

Eğer bugün susarsam, diğer dönemin mezuniyet partisine kadar konuşamazdım.

-❧-

Okumaya başladığınız tarih. ಥ_ಥ⊃

Bol bol yorum yapın ltfn. ಥ_ಥ
Sz çk svyrm. 💘

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 16, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

november ☽ wendy + suga Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin