356 39 5
                                    

dun 2. bolumu atamadim nazar degdi usenmezsen bugun 3 bolum atcam 💃

___________

Yoongi's POV

Kulaklarımı kapatmış olacakları bekliyordum. Zombi balkondan içeri girmek üzereydi. Tam o sırada Jisoo balta ile yaratığın kolunu kesti. Aşağıdaki şahıslar sinirlenmişe benziyordu.

Jisoo hemen ipi yukarı çekti ve derin bir nefes aldı. Birkaç saniyelik bakışmamızdan sonra bana gülümseyip çantayı alıp içeri girdi.

Jisoo's POV

Aptallığım yüzünden neredeyse ölecektim. Masanın üzerindeki her şey devrilmişti. Birkaç günlük yemeğim ve suyum artık yoktu. Yoongi'nin verdiği çantayı açtım. İçinde birkaç ramen 2 şişe su , bir telsiz ve..nutella mı?

Nerden bulmuş bunu? Telsizden ses gelmeye başladı.

"Jisoo beni duyuyor musun?"

Aman tanrım çok erkeksi bir sesi vardı. Tamam. Bunu düşünemem şuan.

"Evet. Duyuyorum."

"Merhaba. Tanışabileceğiz sonunda."

Kıkırdadım.

"Nasıl hala ölmedin?"

"Bilmem. Sanırım tekvando kursum işe yaradı."

"Vay. Tekvando kursuna mı gittin. Çok havalı."

"Aslında annem kendimi savunabilmeyi öğrenmem için göndermişti. Spor olarak yapmayacaktım yani."

"Anladım."

Uzun bir sessizlik oldu.

"Sen ne yapıyordun. Yani iple. Kendini mi öldürecektin?"

"Ben..Bomba ile ölmektense , böyle ölmeyi tercih ettim ama ölemedim."

ikimizde güldük.

"Sen hiç ölmeyi denedin mi?"

"Hayır. Denemedim. Umut her zaman vardır. Ölüm çare değildir."

"Haklısın.."

Kafamı tavanda asılı duran halata çevirdim. Derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim.

"Buradan nasıl kurtulacağız?"

"Hiçbir fikrim yok."

"En yakın zamanda kaçmalıyız yoksa ölürüz. Ya da o canavarlardan birine dönüşûrüz."

"Nereye kaçacağız?"

"Sizin binada 8. kat full boş. Yani zombiler oraya girememiş. Yemek olduğunu düşünüyorum ama çok iyi plan yapmamız gerek."

"Ya boş değilse?"

"En fazla ölürüz...Ama endişelenme boş olduğundan eminim."

"Tamam o zaman ne zaman yapıyoruz?"

"Önce güzel bir plan yapmamız gerek. Sonra o planı kusursuz uygulamamız lazım. En ufak hatada ölürüz."

"Madem bizim binaya gireceğiz. O zaman yaratıkları sizin binaya toplayalım."

"Bunu nasıl yapacağız?"

"Çok basit. Bizde sadece ses çıkartan bir el bombası var. Babam askerden getirmişti. Hatıra diye saklıyorduk. Onu sana vereceğim . Kaçma günü geldiği zaman binanın içinde onu patlatacaksın. Ama senin camdan inmen gerekiyor. Yapabilir misin?"

"Elbette. Çocuk oyuncağı."

"Harika."

Yine bir sessizlik oldu.

"Bana biraz kendinden bahsetsene."

********

Tekrar güldüm.

"Yani gerçekten yükseklik korkun mu var?"

"Maalesef."

"Hiç öyle birine benzemiyorsun."

"Nasıl birine benziyorum?"

"Korkusuz..Hiçbir şeyden korkmayan ve korumacı biri gibisin."

Güldü.

"Aslında tam tersi biliyor musun."

"Vay be."

"Ailen hayatta mı?"

"Benim ailem zaten ben küçükken öldüler. Teyzem bana baktı ama o da..18 yasıma geldiğim gün beni bıraktı."

"Özür dilerim..hatırlatmak istemezdim."

"Sorun değil senin ailen hayatta mı?"

"Sanmam. Sabah erkenden teyzemlere gitmişlerdi. Onları son kez bile göremedim."

Ağlıyordu..

"Ağlama lütfen. Yanımda olsaydın sana sarılırdım."

"Önemli değil. Sonuçta herkes bir gün ölecek."

"Aman tanrım saat 12'ye geliyor."

"Gerçekten. O kadar mı konuştuk?"

Güldük. Gülüsü cok guzeldi. Butun gün dinleyebilirdim.

"Uyusak mı artık?"

"Bencede uyuyalım..Önce sen kapat."

Kahkaha patlatmamak için zor tuttum.

"Tamam o zaman iyi gecelerr."

Telsizi kapattım. Şuanki yüz ifadesini çok merak ediyordum. Çok fazla uyku bastırmıştı. Hemen koltuğa kıvrıldım ve kendimi uykunun rahat kollarına bıraktım.

___________

Bu boyle kisa bisi oldu. Konusmalari daha cok ele aldim. oyle iste yni vote ve yorumu unutmayin💃💃💃💃💃

𝙰𝚕𝚒𝚟𝚎 ❧ 𝚢𝚘𝚘𝚗𝚜𝚘𝚘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin