(Bu bölümde Berkin ponçik kedisi Cangoya bakması için bir kardeş ekledim ve adı Aleda gencler ona göre okuyun)
Doruk: Berk'in yüzü düşmüştü,neden olduğu da çok belliydi. Birşey demedim herkes gergin diye, derken revire bir kız koştu merdivenden. Bu Aleda'ydı, Berk'in 9. sınıfa giden kız kardeşi. Berk'in bağırmasını duyup gelmişti belli ki. Beni kolundan tutup dışarı çıkarması bir olmuştu.
Aleda: Abim neden suratı asık bir şekilde revirde bekliyordu ve neden Aybike ablanın benzi atmıştı?! diye sordu telaşla, Berk çıktı odadan, sadece benim yüzümden diyebildi kekeleyerek. Berk eliyle git işareti yaptı. Bende içeri geçtim Aybike'ye bakma bahanesiyle.Aleda: Abimin kekelemesi hiç normal değildi, en son beş yıl önce kekelemişti. Bu gerçekten üzgün olduğunu gösteriyordu. Daha sonra abimin gözünden bir damla yaş süzüldü, sadece bir damla yaş... Bana sarıldı. Sen kardeşisin normal değil mi sarılması diyebilirsiniz. Ama o genelde hiç kimseye sarılmazdı, üzgün olmasa...
Berk: Orda kekelemiştim, Aleda zaten üzgün duruyordu. Ben hapisteyken o gitmişti Orhan amcanın yanına ama benim yaptıklarımdan dolayı onu suçlamadiklari için onları seviyordu. Ben onun gittiğini bilmiyordum, zaten bilsem oraya gitmezdim. Neyse ki o var ama hayatımda, annemden sonraki beni en çok seven kişi o. Her üzüldugümde sarilabilecegim tek kişi, Melisa konusunda o bana yardımcı oldu, kolyeyi 3D yazıcıyla kopyasını çıkartma fikrini o vermişti bana. Yani anlayacağınız ondan başka kimsem yok. Melisanin doğum gününe gelemediği için o kadar üzülmüştü ki, resmen ayağının kirilmasina uzulmedi ama gidemediğine üzülmüştü ben oradayım diye. Çünkü bizim annemiz o daha 10 yaşındayken ölmüş ve Aleda onlarla ve kedim Cango ile geçirmişti buradaki tüm zamanını. Annem bize emanet etmişti Aleda'yı bu yüzden benim tek sevdiğim kişi olabilir bu dünyada, eğer o olmasaydı büyük ihtimalle şuan intihar etmiştim.
Aleda: Abim sımsıkı sarılmıştı bana. Ama sonra Aybike abla çıktı odadan. Kolunda Oğulcan abi vardı, eve götüreceğini söyledi ve diğer ders gelirim diye ekledi. Bana haber ver Oğulcan dedi Asiye abla. Tabi abim o sırada yengem doruğa söylese o bana der yada yengemler gülerse anlarım iyi olduğunu diye hesap yapıyordu. Gerçekten abimin bir fırsatçı olduğunu düşünüyorum. Zil çaldığı için sınıfa girmek zorunda kalmıştık ama geçerken planı anlatmıştı bana abim. Plan şöyleydi: ben Asiye ablaya banada haber verin diyecektim numarami isterlerse şuan aklımda yok hem zil çaldı hocalar kızar siz abime söyleyin o bana yazar deyip çıkıcaktım sınıftan. Bence güzel plan, o dersim boştu, abime mesaj attım. Onun da dersinin boş olduğunu öğrenince bağırmayalım diye sınıfa giren hocadan izin alıp abimlerin sınıfına gittim. Dersin sonuna kadar Oğulcan abimin sırasında otururum ben diye hayal etmiştim. Konu burçlara gelince öğrenmiştim Asiye ablanın doğum gününe az bir zaman kaldığını. Bir hafta kadar, sonra Doruk abi ben gelebilir miyim oraya diye mesaj attı ben abimle konuşacağım bahanesiyle çıkarsın sen bende gelirim oraya dedi. Tamam anlamında göz kırptım, ve dediği gibi çıktım ordan. Abimin gözü kapıdaydı hala, ki benim gözümün de orda olmadığı söylenemezdi. Acaba çiçek alsam mı geçmiş olsun anlamında diye soruyordu fısıltıyla. İstersen al dedim ama beni bekle gelince ben renklerden söz ederim orda en sevdiği rengi öğrenirim öyle alırsın dedim. Oda tamam dedi sonra, Umarım kabul eder dedi. Ondan sonra Doruk abi abime bakarak, Aleda durumu iyiymiş dedi ama abime söylediği çok belliydi. Daha sonra numaramı verdim ve iki dakika sonra zil çaldı. Abim arka bahçede bir bankta oturup ağlıyordu. Yanına gittim, neden ağlıyorsun diye sorduğumda bana: Ya ona b-birşey olursa diyordu sürekli kekeleyerek. O sırada kapıdan Oğulcan abi girdi fakat abimin bir şekilde görmemesini sağlayıp bekle işareti yaptım Oğulcan abime. Oda tamam deyip bekledi orda. Abimi sınıfa geçirdikten sonra kendini toparladı abim, arkadan Oğulcan abi geldi. Olayı gerçekten bilerek abimin yapıp yapmadığını sordu. Tüm olanları, abimin kekelemesinin ve ağlamasının sebebini anlattım. Oda beni seviyordu zaten, tamam dedi. Aybike ablanın en sevdiği rengi sordum o sırada fırsattan istifade abimin özür dilemek için çiçek almak istediğini söyleyerek. Mor dedi, sonra teşekkür etti bana bilgi verdiğim için. Gülümseyip rica ederim dedim, ve eğer kötü birşey olursa haber verin diyerek çıktım. Abime mesaj attım merdivenlerde. Mor rengi seviyormuş diye. Son dersti zaten, abim mutlu mutlu sürüyordu arabayı. Eve gelmiştik. Abim üzerini değiştirip çıktı hemen evden. Bende üstümü değiştirdim ve Cango'ya yemeğini koyup bende yemek yedikten sonra Cango'yla uyudum. Yarım saat kadar uyumuşum. Abim kapıyı çalınca uyandım, ağzı kulaklarındaydı. Girdiği gibi bana sarıldı yine teşekkür ederek. Sanırım abim değişiyordu, umarım değişiyordur. Daha sonra Cango'yu kucağına alıp uyudu.
Bu hafta Berk'i ponciklik abidesi yazdım ama keşke böyle olsa :') Belki cumartesi pazar yeni bölüm gelebilir bilmiyorum yazmama bakar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AyBer
FanfictionSahne gelene kadar olebilirsiniz diye düşünüp sahne yazdım umarım beğenirsiniz