𝑺𝒆𝒍𝒂𝒎𝒍𝒂𝒓, ç𝒆𝒓𝒆𝒛𝒍𝒊𝒌 𝒃𝒊𝒓 ş𝒆𝒚𝒍𝒆𝒓 𝒆𝒌𝒍𝒆𝒚𝒆𝒚𝒊𝒎 ş𝒖𝒓𝒂𝒚𝒂, 𝒏𝒐𝒕𝒍𝒂𝒓ı𝒎𝒅𝒂 𝒌𝒂𝒍𝒎𝒂𝒔ı𝒏𝒅ı 𝒊𝒚𝒊 𝒐𝒌𝒖𝒎𝒂𝒍𝒂𝒓♡
Her sabah uyandığımın aksine, bir kasvetle uyanmıştım bu sabah. Şehre gideceğim günü iple çeken ben, seni tanıdıktan sonra kasabadan gitmemek için çırpınıyordum adeta. Sahiden ne yaptın kalbime? Gülüşün mü bu beni büyüleyen? Saçların, bakışların ukala ama tatlı tavırların mı ?
🍂~1 hafta önce~🍂
Kavurucu güneş tam tepede beyaz tenimi kavurmaya yemin etmişçesine parlarken, elimdeki küçük kavanozlara doldurulmuş sütleri bir an önce şerif Min'in evine yetiştirme telâşındaydım.
Çiftliğin ilerisinden sağa döndüğüm an tanımlayamadığım bir karartıya çarpmaktan son anda kurtulabilmiştim. Elimdeki sütleri kontrol edip, sağlam olduklarını görünce derin bir nefes alarak hızlı atan kalbimin vermiş olduğu hiddetle karartıya çıkardım gözlerimi. Iri bedeni ve beyaz teni; siyah, gri metaller ile doldurulmuş kumaş parçalarının arasına gizlenmiş, masum yüzüne rağmen şeytani bir gülüşe sahip şahsını görünce telaştan hızlı atan kalbim, hızlı atma sebebini değiştirmiş gibiydi. Neler oluyor? Yaz ayında kış rüzgarının tenimde gezinmesi normal miydi? Kulağımda çınlayan piyano sesi ? Yada hareketlerinin ağır çekimde gerçekleşmesi?
- Hey! Rahibe! Bana Bayan Mellon'ın evini göster. Ondan sonra samanlık fantezisi yapabiliriz.
Yüce Isa .. sırıtarak kurdugun bu cümlelerde neydi öyle.. her cümlen bir günahı temsil ediyor, sesinin zarifliği ise bu günahı örtüp, gizliyor gibiydi. Ne diyecektim? Her gün gittiğim evi nasıl tarif edecektim.. aptallaşmış gibiydim.
🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂
- Lalisa! Acele etmelisin. Tren kalkıyor!
Bayan Mellon'ın seslenişi ile biraz daha hızlı koşmaya çalıştım. Fakat sadece çalışmakla kalmıştım. Ciğerlerimden burnuma doğru yayılan yanma hissi ile ne olduğunu anlayamadan dizlerimin üstüne çöktüm. Canımın acısı tahammül edemeyeceğim bir seviyeye gelirken nefesimin ciğerlerime nüfuz etmiyor oluşu acıma tuz biber oluyordu. Iki büklüm dururken kafamı kaldırıp yardım istercesine çevreye bakındım. Bana doğru gelen bedenini net göremezken, acıdan ağladığımı o an fark etmiştim. Gözlerimin buğusuna rağmen bana o korkulu gözlerle koştugun anı unutamıyorum. Sen neden her halinle kalbime işliyorsun?
Kollarını belimde, çeneni omuzumda hissetmek kalbime hiç iyi gelmemişti. Sanırım dünyamın durmasının sebebi ciğerlerimdeki yanma değil, senin sarılmandı.
- Lili! Kendine gel!
Gözlerimi aralayıp görmek istediğim yüzü göremeyince derin bir nefes aldım. Uzandığım; trenin vagonundaki deri koltukta doğruldum. Köşede daha önce hiç görmediğim ve kasabada göremeyeceğim kadar güzel bir kızla konuşuyor olman ciğerlerimdeki ağrıyı unutup, kalbimin ağrısına ağlamama sebep olumuştu. Ellerin onun saçlarındaydı, gözlerindeki galaksiler onun için parlıyordu. Bir an .. sadece bir an için bana bakıp;
- Uyanman iyi oldu. Senin bakıcılığını yapamazdım birde. Vagonları gezelim mi güzelim?
Son cümleni benim için kurduğunu daha kaç kez hayal edeceğim? Bilemiyorum.. Sanırım büyükannem haklıydı. Sen benim yok oluş sebebim olacaksın. Yinede .. seni sevmek çok güzel. Bu cümleleri akan yaşlar ve yüzümdeki buruk gülüş ile yazıyorum. Biliyorum asla okumayacaksın bu günlüğümü ama yinede beni seven halini düşlediğim gibi bu günlüğü okuduğunu da düşleyeceğim. Belki ozaman ölüm daha tatlı gelirdi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑳𝒂𝒍𝒊𝒔𝒂✿𝑶𝒏𝒆𝒔𝒉𝒐𝒕
FanfictionAşkı, imkansızlığı ile tanıyan masum Lili, ne kadar savaşabilirdi ki? -Oneshot