Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Allah is watching töbe töbe ..)
Kapının önüne çıkıp taksi beklerken bir yandan da günümün güzel geçmesi için dua ediyordum.
Bütün planlarım çöp olmuştu çünkü hayatta yoongiyi kandıramazdım, o çok zekiydi.
Kafama pek takmamaya karar verdim sonuçta uzun süreliğine çalışmayacaktım orda, işten hemen istifa etmeyecektim tabiki böyle yaptığım an niyetimi anlayabilirdi ve her şey daha çok kötüleşirdi.
Kafamdaki düşüncelerle boğuşurken taksi geldi. Hemen binip taksiciye adresi söyledim.
Şirkete vardığımda çoktan geç kaldığımı biliyordum, bilerek yapıyordum zaten beni çabuk kovabilmesi için eline fırsat vermeliydim.
Girişteki aptal, on metreden orospu olduğu belli olan kadına hafifçe gülümseyip selam verdikten sonra asansöre bindim.
Odam,işim ve görevim belli olmadığı için direk yoonginin odasına gitmeye karar verdim.
Kapıyı çalıp içerden 'gir'komutun da aldıktan sonra içeri girdim.
Beklenildiği üzere masasındaki kağıtlara gömülüp harıl harıl çalışıyordu. İçeri girdiğimi bilmesine rağmen kafasını kaldırıp yüzüme bakmadı, gözlerimi devirip bende oturdum o rahatlığını bozmuyorsa ben de bozmayacaktım.
Daha fazla beklemeye katlanamayıp konuştum"Günaydın.."
"Geç kaldın"
Tam bir öküz, kafasını kaldırıp devam etti "İş prensiplerin yok galiba,ha gerçi prensiplerede ihtiyacın yok senin sonuçta bu zamana kadar çalıştığın işlerde kalmanın sebebi çok belli"
Sabah sabah neye sinirlenmişti bu adam bilmiyordum ama benim birazdan neye sinirleneceğim belliydi. Duymamazlıktan geldim." Bugün ne iş yapacağım, görevim nedir?"
Aptal bir şekilde güldü" Bir işin yok"
Ayağa kalkıp yanıma yaklaşırken tüylerimin diken diken olmasını sağlayacak derecede kötü bakıyordu bana.
"Seni bugün buraya aşağılamak için çağırdım çünkü paragöz ve namussuz bir kadının benimle sadece bir saat cinsel bir şey yaşamasına rağmen nasıl olurda şirketime gelip işime burnunu sokabilecek derecede cesaretli olmasına çok şaşkın ve aynı zamanda sinirliyim." " sana güzel bir ders vermeliyim değil mi?" Kanım çekilirken bir kolunu oturduğum koltuğa yaslayıp bana yaklaştı
"Kendini ne bok zannediyorsun?, cidden ne düşündün hayatı boyunca erkeklere vermekten başka bir vasfı olmayan aptalın tekiyle vaktimi boşa harcayacağımı falan mı?"
