1|Fark Edilmiş Arzular

85 17 68
                                    

Park Jimin

Güneş kendini gösterip sevgilimin üzerine doğduğunda hala yatakta pinekliyordum. Sevgilim dediğime bakmayın kendisi tam üç yıllık eşimdi. Eşim dediğime de bakmayın, her şeyimdi. Bir yaz günü fakülte de tanışmış ve yaklaşık üç ay flört etmiştik. Şimdi ise onun sakin kollarında huzuru buluyor ve ona olan sevgimin minnetini yaşıyordum.

"Kookie~"

Burnuna dokunup ona rahatsızlık verdiğimde homurdanmış ve arkasını dönmüştü. Bu halleri içimi eritiyor ve ona olan aşkımı körüklüyordu.

"Sabah çoktan oldu beyefendi, dün gece beni rahat bırakıp erkenden uyusay-"

Sözlerim onun kaslı kolları ile çivi gibi yastığa yatırılmış ve dudakları ile kesilmişti. Ellerimi göğsüne koyup onu ittiğimde konuşmaya başladım.

"Dişlerini fırçala!"

İnadına bir kez daha öptüğünde gülümsedim ve koşarak yataktan çıktım, sabahımız bütün hızıyla başlamış ve evimizin neşesi her zamanki gibi yerini bulmuştu. Ben ise eşim Jeon Jungkook'a hâlâ çok aşıktım...

...
Sabah kahvaltısı için yerimizi bulduğumuzda onunla bir konu hakkında konuşuyordum, daha doğrusu o benimle konuşuyordu.

"Sanırım bu akşam yeniden Yoongi hyung'la buluşacağım, belki akşam yemeğinde bize eşlik eder, ne dersin Jimin?"

"Çok iyi olur, eğer gelecekse bana haber ver yemek hazırlayacağım ona göre, malum yemek yapma sırası bugün bende."

Sıkıntı ile yüzümü astığımda onun güzel gülüşünü işittim, yemek yapmaktan pek haz etmiyordum ve bunu gayet iyi biliyordu.

"Üzgünüm Chim, lakin bugün yemekler senden."

Sevimli bir şekilde güldüğünde ben de güldüm.

"Bugün gidiyor musun fakülteye, kaçta gelirsin?"

Sorduğu soru ile hatırladım bir öğretmen olduğumu, bazen gerçekten aptal oluyorum.

"Hayır bugün dersim yok, Yoongi hyung ve sana yemek yapmak için uygun bir günümdeyim."

"Tamam hayatım, o zaman ben çıkıyorum."

Yerinden kalkıp dudaklarıma ufak bir öpücük verdiğinde çoktan belimi tutmuş ve beni tezgaha yaslamıştı.

"Benim sevgilim, benim... Sana çok aşığım Park Jimin."

Gülümseyip dudaklarımı ona yasladığımda ben de onu öptüm.
Sanki, Jeon Jungkook bu akşam burda başkasının elleri tarafından yaslanacacağımı hissetmiş gibi onun olduğumu vurgulamış ve ceketini alıp gitmişti. Ben ise bu gece için her zamanki gibi en iyi yemeklerimle hazırlanmaya başlamış ve hayatımın değişeceğini fark edememiştim.

...
Akşam kendini belli etmeye başladığında ben siyah kotumu giymekle meşguldüm. Her şeyin hazır olduğuna emin olduğumda son kez yemekleri kontrol ettim ve beklemek için bir köşeye oturdum. Açıkçası bu Yoongi hyung'un ilk gelişi değildi, Jungkook ile yakın olduklarını biliyordum. Birkaç kez gelmişti ama pek konuşan birisi değildi. Tuhaf bakışları ve çekici bir havası olduğu aşikardı. Jungkook daha önce hiç sevgilisi olmadığını söylemişti bana. Bu yüzden Yoongi hyung hakkındaki izlenimlerim kesinlikle soğuk birisi olduğuydu. Bire bir konuşma fırsatımız çok olmuyordu lakin yine de bana her zaman soğuk gelmişti. Ben düşüncelerime daldığım sırada çalmıştı kapı, üzerimi son kez düzeltip kapıyı açtığımda karşımda tek kişi vardı: Yoongi hyung.

"Hey, selam! Jungkook biraz geç kalacakmış, ve ımm... bana önden gitmem gerektiğini söyledi. Ben de geldim ve şey.." elini alnına atıp konuşmaya devam etmiş ve gerçekten utangaç bir tavır sergilemişti. " Bu da ekmek, yani ne alacağımı bilemedim ve bende ekmek aldım." Sonunda konuşmasını bitirdiğinde gülümsedim. Bu adam böyle tatlı mıydı yahu?

Forbidden Feeling || Yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin