Temmuz/2019
Dolabımın kapakları kırılmıştı. Bütün kıyafetlerim etrafa dağılmış halde toparlanmayı bekliyordu. Ancak bu sefer toplaması daha zordu.
Öylece odanın ortasında oturmuş bekliyordum. Bir mucizeyi ya da birini.
" Ne zaman oradan kalkacaksın. "
"Beklediğim gelene kadar burada oturacağım. "
" Bütün eşyaların daha doğrusu bu odada bulunan her şey şuan yerde ve sen de onlarla birlikte yerdesin. Tek yaptığın oturmak ve beklediğini söylemek. Daha neyi beklediğini bile bilmiyorsun. Sen daha kendini toparlamadın ki odanı toparlayasın."
"Haklısın ben daha içimdeki dağınıklığı toparlayamadım ki burada bulunan dağınıklığı halledeyim."
Derin bir nefes aldı. Onu görmesem de şuan bir aptala bakıyormuş gibi bana baktığına emindim.
Ben ömür boyu sürecek bir bekleyişin içindeyim. Başı ya da sonu olmayan bir bekleyiş bu , ne zaman başladığı bilinmeyen bi dağınıklığa sahibim. Benim sebep olduğum bir dağınıklık.
" Tamam o zaman , beklemeye devam et ne de olsa gelemeyecek olanı bekliyorsun. Buralara hiç ayak basmayacak olanı."
●●●
21 Mayıs 2021
20'inci yaş günü
"İnsan hiç görmediği birini bekler mi ?"Beklermiş.
Ben hep onu bekledim. Ben hep onları bekledim.
"Bir dağınıklığın içinde doğduğunuz orada büyümeye mahkum edildiniz. Kaçmadınız , kaçmaya da çalışmadınız. Büyüdünüz ancak hala çocuk kaldınız. Siz sadece o dağınıklığın içinde yaşamaya alıştınız ve ona göre yaşadınız. "
"Şuan ki durumunuza bakılınca , kaçmışa benziyorsunuz. Belki de kaçmaya çalışmışsınız. Asıl noktaya gelirsek hala bekliyor musunuz ? "
"Dolabımın kapaklarını onardım. Bütün eşyalarımı , ortalıkta olan dağınıklığımı düzenledim. Şimdi ise beklediğimi arıyorum. "
Evim , odam ve benliğim derli topluydu artık. Varlığım ve yokluğum hala birdi ancak ben artık bendim.
Nasıl olduğu bilinmeyen bir dağınıklığın ortasında doğdum , büyüdüm. Yaşamaya çalıştım her geçen gün birinin varlığına tutundum. Aynı benim gibi varlığı da yokluğu da bir olan biri için yaşama tutundum.
Şimdi ise onun elini tutuyorum. Gerçekliğin sonuna gidilen yolda.
Son nefesimiz için çabalıyoruz bu anlamsız hayatta.
Aynı noktaya dikilmiş iki fidan gibi büyümeye çalışıyoruz. Birbirimize hiç değmeden hiç karışmadan.
Kırılmadan yeşeriyoruz ama aslında birbirimizi zehirliyoruz.
[Sare]