3cü bölüm

12 5 0
                                    

Gördüğüm şey karşısında gözlerim fal taşı gibi açıldı. Kapı... kapı nerde?!
Resmen hayır bu olamazdı... rüya olmayacak kadar gerçekti o kütüphane o ,orman o ,insanlar nasıl nasıl ola bilir kafam almıyordu. Hızla odam'dan çıkarak çatı katına koştum hızla ne?!
Kapı kilitliydi açılmıyordu!! Bu işin içinde bir iş var ama hayır yaa yapmazlar diğil mi yapamazlar diye geçirdim. Hızla koşarak aşağıya indim ailem sofraya oturmuş kahvaltı yapıyordular babam beni görür görmez yüzünde bir sırıtış oluşmuştu. Sırıtarak bana...

-Günaydın kızım hadi gel kahvaltı yap.

Lavinia - aç diğilim baba. Anne hizmetçiler nerde???

-İzin verdik bu gün olara,bir şey mi oldu??

Lavinia- yok ama çatı katı neden kilitli?!

Bunu söylememle babamın yüzünde ki sırıtış daha da büyüdü. Bu adam napmaya çaılışıyor diye geçirdim. Üvey babam olsada ona zorla alışmıştım. Evet doğru duydunuz üvey babam. İlk başta annemlerin evlenmesine karşı çıktım ama babamın ölümünden sonra annem zor durumdaydı piskoloji anlamında bu adamın annemle evlenme sebebinin para ve karalyet olduğuna yemin ede bilirdim ama kanıtlayamazdım. Her ne kadarda nefret etsemde annem için bu duruma susmak ve görmemezlikten gelmek zorundaydım.

Annemin zorunluğuyla adama baba demem zor oldu ama alıştım. Evet halla babamı unutmadım onu hala özlüyorum ama elimden bir şey gelmiyor babam ben çok çok küçükken vefat etmiş annemin söylediğine göre babamın kokusunu zar zor hatırlıyordum bile onu çok özlüyordum.

Şuan karşımda olsa da ona sım sıkı sarılsam diye geçiriyordum içimden. Evet piskoloji durumunda annemden daha çok yıkılmıştı hatta darma dumandı ama güçlü rolunü oynamak zorundaydım çünkü ben bir prensestim. Anka krallığının son varisi. Annemden sonra yanlız ben kalmıştım. Yani son variste bendim.

Bunu ne kadar da istemesemde sorumluluk almaktan nefret etsemde annemin o baskısıyla kağıtlarda çoktan ben daha 9 yaşlarındayken parmak izim vardı. Aslında normalde imza atıyorduk ama annem parmak izi yapmamı istedi. Qaripti ama bu olayı kafama çokta takmak istemedim diğelim.

Lavinia - anne bir soru sordum ve cevab bekliyorum...

Üvey babam konuşmaya girdi.

- biz aldık o anahtarı artık o odaya girçen yasak!

Lavinia - ama neden ?!

- Çünkü biz öyle istiyoruz!!

Tam bir şey söyliyicekken annem aramıza girdi ve.

-lavinia kızım çık odana!

Lavinia - ama ben daha bir şey söylemedim!

-lavinia çık odana!!!

Oflayarak odama çıktım. Cidden anlamıyordum ben hiç bir şey söylemedim ve suçlu oldum brawo.

Odamda oturarak napıcam diye düşünürken EYBİSEM! Diyerek olduğum yerden adeta fırlamıştım. Uyandığımda üzerimde olan eybiseyi bulmağa çalışıyordum ama bulamıyordum.

Lavinia -kahretsin nerde bu harita?!?!?!

Sonradan aklıma gelen şeyle duraksadım ve çamaşırhaneye doğru tüm hizımla koşmaya başladım resmen kaçış turnirine katılmış gibiydim.
Annemler ortalıkta gözüklüyordular ve bu benim için bu konuda çok işime yaradı. Çamaşırhaneye giderek eybisemi buldum ve ceplerini aramaya başladım.
EVETTTT BULDUM diye sevinç çığkları atmaya başladım sesizce ailemin sesimi duymamaları lazımdı. Ben biliyordum ben biliyordum diye dans etmeğe başladım olduğum yerde şuan kenardan beni izleyen bu piskopat der ve tımarhaneyi arardı.

Hemen haritayı cebime koydum ve tıpkı bir ajan gibi çamaşırhaneden çıkıp odama gittim. Bir kaç dakika haritayı inceledim ve haritayı incelemekten sıkılıp penceremin önüne geçip oturdum. Kar çok güzel yağıyordu.

Bir anda dışarıya açılan ve benim her seferinde hasretle baktığıma kapı kırilacak derecede ittirilmeğe tekmelenmeye başladı resmen kapı birazdan sökülecekti ve dışardan çığlık bağırışma ve isyan sesleri geliyordu. Bu...bu çok korkunçtu...
Aniden odamın kapısının hızlı bir şekilde açılmasıyla irkildim. Annemler heyecan ve korkuyala bana bakıyordular. Annem hızla yanıma geldi ve dolabımdan kalın şeyleri alıb benim üzerimi giydirmeğe başladı.

Lavinia - Anne noluyor lütfen bana söylermisin?!

-Kızım lütfen çok soru sorma burası güvenli diğil gitmemiz lazım diğerek benim kolumdan tutdu tam idadan çıkacakken dışarıya açılan kapı kırıldı ve ellerinde meşaleyle qarib varlıklar içeriye girdi ve tüm korumalarla savaşmaya başladılar. Annemse beni çekiştirerek çatı katına görtürmekle beşguldü. Bense olanların şokundaydım.

Çatı katına geldik annem cebinden çıkartıdığı anahtarla kapıyı açtı ve hızla içeriye geçtik. Annem hemen benim o gizli geçidi bulduğum teleskopun yanında ki kolu çekti ve o geçit açıldı annem elinde ki el feneriyle beraber hızla merdivenlerden indik arkamızca da duvarlar kapandı.

Yine o eski kapının önündeyim biliyordum işte gördüklerinin hiç biri rüya değildi diye  geçirdim içimden...

O eski kapını açıp şatonun arkasından çıktık annem ve ben ormana doğru koşuyorduk arkamızda hızla bize yaklaşan ayak sesleri vardı...

Çok korkuyordum anneme bir şey olur diye o benim ailemden kalan son kişiydi. Üvey babamı desem o çoktan ölmüştü Koruma larla beraber. Dizimize kadar gelen kar koşmamızı zorlaştırıyordu artık koşacak gücüm kalmamıştı derken arkadan gelen silah sesiyle yerimde donub kalmıştım...

LaviniaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin