Birinci bölüm; {ꜱᴜᴘʜᴇ ᴜʏᴀɴᴅɪʀɪᴄɪ}

132 10 10
                                    

Taehyung anlatımından..

Hayatım benim hayatım buna kimse karışamaz demek isterdim ama maalesef dediğim gibi olmuyor. Bunun kanıtı ise şu an sırf kahvenin yanına istediği keki değilde benim sevdiğim kurabiyeleri getirdiğim için şu an hayatıma hatta kişiliğime kadar söz eden amca ve benim sesimi bile çıkaramam. Eğer Yoongi hyung burda çalışması gerekmese şu an olaya çoktan dahil olup beni savunmaya başlamıştı ama o bile şu an sadece uzaktan adamı öldürecekmiş gibi bakmak ile yetiniyor evet genelde insanlara öldürecekmiş gibi bakar. Her neyse şu an patronumuz başka biri olsa kesin azar işitip işten atılmıştım ama neyseki öyle bir patronumuz yok ayrıca bizi çok sever abi kardeş gibiyiz ve kendisi o kadar da yaşlı biri değil zaten.

Amcanın azarı nihayet bittiğinde kısa bir özür mırıldanarak kurabiyeleri aldım ve istediği keki getirmeye gittim. Hemen arkamdan söylene söylene Yoongi hyung geldi ve beni kenara çekip kendisi tabağa kek koymaya başladı. "Salak herif bu kadar bağırmasına ne gerek vardı! Ayrıca ona ne senin hayatından değil mi birde kişiliğini sorguluyor lan-" Evet sözünü kesen şey patronumuzun gelmesiydi -umarım dediklerini duymamıştır-. Hemen önünde eğilip özür diledim ve ona alttan mahçup bir şekilde bakmaya başladım. "Sorun değil Taehyung sadece lütfen istediklerini ona götürün o adamın özel hayatına kadar girdiğini biliyorum ama lütfen alttan alın ve yemeğini yiyip gitmesini bekleyin" Onu onayladık ve Yoongi hyung istediği şeyleri tepsiye koyup dışarı çıktı ve amcaya götürmeye başladı.

Yo hayır şu an kesinlikle adamdan özür dilemeyi haklı bulmuyorum hatta şu an ona sövdüğümü söylemiş miydim? Ne hakkı var o sokuğun benim hakkında öyle konuşmaya! Ama tabi müşteri olduğu için hiç bir şey diyemedim ha eğer iş yerinde olmasaydık yüzüne yumruğu bir tane geçirmiştim.

Dışarıdan çağırdıklarında hemen gittim ve bir masaya sipariş almak için ilerlemeye başladım. Dışarıdaki masalarda oturuyordu ve tek başınaydı ve teni çok soluk gibiydi. İlk önce adamı süzdüm buğday tenli biriydi ve fazlası ile soluk duruyordu yüzüne gözlerimi dikmiştim ki göz göze geldik. Nedensizce tırstım ve bir titreme geldi anlayamadığım bir şekilde gözlerime hırsla bakıyordu ve sanki yiyecekmiş gibi.. Sonunda gözlerini ayırdığında kendime gelip ne istediğini sordum ve aldıktan sonra içeri girdim. Siparişi Eun a söyledim ve beklemeye başladım. Eun güzel bir kızdı burada arkadaştık ve cidden iyi biriydi. Tek sorun çok yılışık ve eğlence isteyen biri olmasıydı ama yine de onu bu haliyle seviyorum bazen geceleri çıkıp yağmurun altında salak salak koştuğumuz oluyor ve sonra hasta oluyoruz evet. Geldi ve tepsiyi elime tutuşturdu dışarı çıktığımda ise adam yerinde yoktu. Biraz etrafıma baktım ama hiçbir yerde göremedim eğer lavaboya falan gitseydi görürdüm masaya baktığımda ise orda da hiç bir şey yoktu. Parktan yine çığlıklar gelmeye başladı gözlerimi yine parka çevirdim ve yine eğlenen çocukları gördüm ama bu sefer banka bakmak istemedim yine orda olabilirlerdi. Üç çocuk iki gün önce o bankta üç çocuk gördüm gözüm ilk birine kaydığında ise gözlerinin kırmızı olduğunu görmüştüm küçükken gördüğüm gibi. Hayat hikayem biraz garip aslında asla hayal ürünü şeylerin olduğuna inanmam ama tek inandığım şeyler vampirler.

Yedi sekiz yaşlarındaydım ve evde tek başıma oturmuş televizyona bakıyordum. Annem ile babam acil işlerinin çıktığnı evde oturmamı söyleyip gitmişlerdi bende dediklerini yapıp sadece televizyona bakıyordum. Sadece otuzaltı dakika sonra gelen haber hayatı sorgulamamı sağlamıştı o an. Annem ile babamın kaza geçirdiği söylenilmişti hemen beni oraya kaza yaşanan yere el etmişlerdi ama arabada ne kurşun izi ne de başka bir şey vardı annem ile babamın yeni ise soluktu ve boynunda diş izlerinden başka bir şey yoktu. Aslında ilk orada vampir olduğu düşünülmüştü ama sonra bunun olmadığını söyleyip konuyu kapatmışlardı. Ama ben vampirleri araştırmıştım ve annem ile babamı onların öldürdüğüne kesinlikle inanıyordum. Onlar yapmıştı kesinlikle vampirler vardı vampirler annem ile babamın kanını içip onları öldürmüştü bunu neden yaptıklarını bilmiyorum ama bu zamana kadar hiç bir şey yapamamıştım kanıtımda yoktu bundan hiç kimseye bahsetmemiştim ama inanıyorum başka şekilde ölmüş olamazlar. Daldığımı fark edip kendime gelmiştim ve bankalara bakmıştım ama hiç bir şey yoktu sadece rüzgar olmamasına rağmen ağacın yapraklarını sallanıyordu. Arkama dönüp gidiyordum ama adam seslenmişti. "Hey nereye istediklerimi vermeden gidiyorsun!" Arkama döndüm ve adam yerinde masada oturuyordu gözlerime değilde başka bir yere bakıyordu gözlerinin koyulaştığını görmüştüm ama hemen eskisi gibi olmuştu. Bana dönüp yüzüme boş boş bakmaya başladığında ise hemen elimdeki tepsideki şeyleri önüne koydum ve içeri gittim. Garipti fazla garipti

Akşam olmuş ve Yoongi hyung ile kafeyi kapatıp eve gitmiştik. İçeri girdiğimizde ise Hoseok ve Jin hyung pizza yiyerek televizyon izliyorlardı üstümüzü değişmiş ve bizde onlara katılmıştık. Sonra ise Jin hyung bize portakal suyu sıkıp getirmiş ve sohbet etmeye başlamıştık. "Anlatın bakalım bugün ne oldu" Jin hyung konuştuğunda Yoongi hyung kafa atılacaktı fakat Hoseok hyung konuşmaya başlamıştı. "Yine aynı Min e baktım ve onun yaramazlığı her zaman ki gibi üzerindeydi" "Ama öyle deme hyung o çok tatlı yanaklarını yiyesim geliyor" Diyerek uzattığımda Jin Hyungta bana katılmkıştı. "Doğru söylüyor cidden de çok tatlı bir gün onu görmeye gideceğim" "Ah tabi gelin ama dikkat edin üzerinize bir şey dökmesin çünkü fazla sakar" Diyerek gülmeye başladığında bizde ona katılmıştık. Genelde günlerimiz böyle geçer akşama kadar herkes işinin başında olur akşam olduğunda ise herkes eve gelir sohbet eder ve eğer zamanımız olursa oyunlar oynardık. "Sizde hiç bir değişiklik yok mu Yoongi?" Jin hyung bu sefer soruyu bize doğru yönelttiğinde lafa ben atılmıştım. "Bugün salak bir amca geldi hyungu fazlası ile sinir etti eğer patronumuz anlayışlı biri olmasa bizim iş gider cidden" "Sinir olmayıp ne yapabilirim ki? Sırf sen istediğin kurabiyeleri götürdün diye adam senin özel hayatına kadar girip senin kişiliğini sorguladı! Bunu ne hakla yapıyor ağzının ortasına bir tane çakmak vardı ama dua etsin ki o bir müşteri!" Biraz bağırarak ve sitemle konuştuğunda adama yumruk atmamak için cidden kendini zor tuttuğunu anlamıştım adam biraz götü kalkık biri gerçi hak ediyor. "Yoongi öyle bir anlattın ki benim ağznın tam ortasına bir tane çakasım geldi" Hoseok hyung gülerek söylediğinde bende gülmüştüm. "Ama ne yapabilirim ki bencil adam hiç düşünmüyor ki! Her neyse Taehyung bugün biraz garip gibiydin bir sorun mu vardı?" Bütün gözler bana döndüğünde ise olanları onlara söylemek konusunda kararsız kalmıştım. Aslında geç bile kalmıştım biliyor musunuz hangi orospu çocuğu benim ailemi öldürdüyse bulmama yardım bile edebilirlerdi çünkü biz cidden kardeş gibiydik onlarsız yapamam ve şu zamana kadar saklamam bile hata evet ama onların da bana inanacağını düşünmüyorum eğer inanmazlar ise unutulup gider ne yapalım zarar gelmez. "Şey ben sizden bir şey saklıyorum ama söylersem inanılacak bir şey değil yani buna kim inanır ki inanmazsınız diye de söylemedim zaten" Hepsi bir anda bana pür dikkat kesildi ve bende anlatmaya devam ettim. "Annem ve babam aslında trafik kazasında ölmedi. Bana öyle dediler olay yerine gittiğimizde arabada hiç bir sorun yoktu annem ve babamda ise hiç bir yara yoktu sadece boyunlarında diş izleri vardı ve tenleri soluktu o gün herkesde benim gibi vampir olduğunu düşündü fakat bunun gerçek olmadığı kesinleşince nasıl öldükleri açığa kavuşmadan olay kapandı. Fakat ben buna inandığım için bunun peşinde bırakmadım zaten sizin ile kaçtığımız gün o karşıdaki parkta iki çift kırmızı göz görmüştüm ve 2 gün önce parkta çığlık atan çocuklara baktığımda banklarda üç erkek oturuyordu ve sadece bir tanesine baktım onunda gözlerinin kırmızı olduğuna yemin edebilirim ve bugün yine parktan çığlıklar geldi ve baktım ama bu sefer banka bakmadım dalıp gitmiştim kendime geldiğinde banka baktım ama kimse yoktu ve rüzgar etmemesine rağmen ağacın yaprakları sallanıyordu... Birde bugün dışarıdaki masalardan bir sipariş geldi ve ordada teni soluk bir adam vardı şüphe çekiciydi ayrıca adam siparişi elettiğimde yoktu parka bakmıştım bende o an sonra adam yok diye arkamı dönüp gidiyordum ki adam bana seslendi yerindeydi yani" Soluksuz bir şekilde konuşmamın ardından derin bir nefes aldım ve onlara baktım. Hepsi donmuş ve yüzlerinde anlamsız bir ifade ile bana bakıyordu korkmaya başladım...















Biraz kısa olabilir özür dilerim ama 1247 kelime kadar yazdım devamını yazmak isterdim ama bu telefonun şarjı çabuk bitiyor maalesef.. Bu arada Taehyung'un geçmişinden bir şeyler öğrendik ilk bölümde bunlar gerekliydi bende o kaçma olayını ise zaman ile anlayacaksınız birde pek kontrol edemedim yanlışım varsa pardon

Umarım beğenmişsinizdir iyi okumalar💜

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 04, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ᴘᴀꜱᴛ ᴍʏꜱᴛᴇʀʏ 《 Taekook-Yoonmin-Namjin 》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin