▸𝕿𝖍𝖊 𝕱𝖎𝖗𝖘𝖙 𝖌𝖑𝖆𝖓𝖈𝖊

89 6 2
                                    


Yazardan↬

Odyssey ve Cedric doğuştan beri en yakın arkadaşlardı. Odyssey in babası Hogwartstan 17 km uzaktaki hogwarts hazırlık okulunun müdürüydü, annesi de o okulunsağlık öğretmeniydi. Cedricin babası muggle ları araştırma dairesinde çalışıyordu, annesini küçükken belattrix öldürmüştü. Babası çok yoğun çalıştığı için cedric le çok ilgilenemiyordu. Cedric de Odysseylerde kalıyordu. Bellatrix hala Cedrici öldürmek istediği için Cedric evde eğitim görüyordu, Odyssey de onun en yakın arkadaşı olduğu için o da onunla evde ders işliyordu. 15 yaşına geldiklerinde Bellatrix i yakalayıp azkabana atmayı başarmışlardı. Amos ve Declan artık okula gidip normal okul hayatlarını yaşamalarını söylediler.

Declan onları Hogwartsa yağmurlu bir günde bıraktı. Odysseyin montu vardı ama cedric montunu evde unutmuştu. Hemen okula koştular. okula girdiklerinde koridorlar bomboştu, Dumbledore un sesini duydular. Dumbledor hogwarts öğrencilerine açıklama yapıyordu. Draco ve Adeline diğer slytherinlerle dedikodu yapıyorlardı. Dumbledore ''Susun'' diye bağırdı, herkes sustu ve dumbledoru dinlemeye başladılar.''Evet, okula yeni öğrenciler katıldı Odyssey Francessca Eveline, Cedric Amos Diggory ve theophilus shayn eveline' ı tanıyıyn'' dedi ve kapı açıldı.adeline düşündü Soyadlarına bakılacak olursa theophilus ve odyssey kardeşti,acaba cedric onların neyi oluyordu.birden adeline nin aklına geçen ay theophilus'u en genç büyücüler dergisinin kapağında gördüğünü hatırladı.AMAN TANRIM BU OYDU!!!!theophilus okadar yakışıklıysa kız kardeşinin ne kadar güzel olabileceğini düşündü. Odyssey ve cedric el ele içeri girdiler ve herkes onlara bakıyordu. Theo da arkadan sırıtarak içeri girdi,anlaşılan kardeşi ve cedric in ilişkisini komik buluyordu,gülümsedi. Odyssey kahverengi saçlı, uzun boylu, ince ve güzel bir kızdı .Cedric ise uzun boylu gri gözlü yakışılkı bir çocuktu, saçları yağmurdan dolayı ıslandığı için daha da yakışıklı gözüküyordu, tüm kızlar onun hakkında konuşuyordu. Draco Adeline ı Cedrice bakarken yakaladı, büyülenmişti sanki. Draco '' ne oldu adie,kuzenimi büyüleyenler var galiba'' dedi ve sırıttı. Adeline de sus malfoy diye bağırdı. Dumbledor cedricin kafasına şapkayı taktı''BİR HUFFLEPUFF IN ADALETİ VE DÜRÜSTLÜĞÜ,RAVENCLAW IN ZEKİLİĞİNİ SEZİYORUM HMMM İÇİNDE ÖZGÜVEN DUYGUSU BARINDIRIYOSUN.HUFFLEPUF. dedi. Odyssey, şapkayı ona taktılar ve şapka ''HMM ÇOK ZORR HMMMM ÇOK ÇOK ZOR,ÇOK CESUR OLDUĞUNU GÖRÜYORUM İYİ KALPLİSİNDE AYRICA ÇOK ZEKİSİNDE AMA İÇİNDE BİR SİNSİLİK SEZİYORUM.SLYTHERİN''dedi.Odyssey yerine geçerken şapka ''UNUTMA İÇİNDEKİ GÜÇ ÇOK-...''osırada dumbledor oksürerek onu böldü. Sıra theophilus daydı.Theo ise uzun boylu siyah saçlı, siyah gözlüydü, birazcık tom riddle a benziyordu. Şapka theo oturur oturmaz''SLYTHERİN'' diye bağırdı. Odyssey bizim masaya oturdu, malfoyun gözü ondaydı adeline onun çok kızardığını gördü, draco sadece aşık olduğunda kızaarırdı. Adeline vicdanlı olduğu için onu rencide etmek istemedi. Adeline hala cedrici düşünüyordu,cedric adeline e bakınca adeline utandı.Adeline ın babası sirius black idi , siriusun da kardeşi bellatrix idi. Siriusu da azkabana atmak istiyorlardı,bu hiç adil değildi kardeşinin yaptığı suç yüzünden tutuklanamazdı.

Adeline babasının kim olduğunu biliyordu ve onu çok seviyordu. Bu bir sırdı, kimse babasının sirius olduğunu öğrenemezdi, ama tek bir sorun vardı. Adeline siriusa çok benziyordu Uzun, siyah vehafif dalgalı saçları vardı. Boyu uzundu ve sirius un mimikleri vardı. Ama en çok gözleri benziyordu kömür gibi simsiyahlardı...

Yemek yedikten sonra Gryffindor parti verecekti. Adeline cedricin gelmesini diledi ve partiye katıldı...

Odyssey'den

Cedrici kendimi bildim bileli tanıyordum.aynı gün doğmuştuk,ced in annesi cedric doğduktan birkaç gün sonra belatrix tarafından saldırıya uğramış ve ölmüştü.babasıda cedricin eğitimi için çok fazla çalışıyordu.bu yüzden ced 2 yaşından beri eveline malikanesindeydi.yatak oedalarımız yanyanaydı.ced herşeyimi bilirdi bende onun herş şeyini bilirdim.cedin içini bilirdim.annesinin ölmüş olmasının onu her akşam ağlattığını,babasını özlediğini bir tek ben bilirdimm.her gece yanımda ağlardı,bana dertlerini anlatırdı.içini döktüğünde rahatlardım çünkü o benim en iyi arkadaşımdı ve onu çok seviyordum.ortak muggle arkadaşlarımız vardı.10 yaşındayken harmione adlı bir kızla karşılaşmıştık,ogünden beri hermione en sevdiğim kız arkadaşım olmuştu.yazlarını bizim malikanemizde geçirirdi.aynı zamanda harry,ron,luna ,neville ,FRED ve GEORGE ile arkadaştık.hepsini çok severdik. aynı zamanda birde abim vardı sümsük theo,sırıtmadan duramazdı.onun bu özelliğini seviiyodum ,benimle çok uğraşırdı.babam hogwarts mektuplarımız gelindce gitmemize izin vermedi çünkü hogwartsı güvenli bulmuyordu.babam bize evden 3 yıl eğitim aldırdı.fakat kendiside güvenilir dostu dumbledore yardımıyla hogwats hazırlık okulu açtıktan 1 sene sonra hogwartsı görmüş ve gelmemize izin vermişti.Zaten babam bize derslerr olarak hogwartsdaki öğretmenlerden ders alıyorrdu..Öğretmenlerimizin her biride bizi çok severdi .Ben lupinin,ced mcgonagalın favorrisiydi.theo ise snape i çok severdi,aslında hepimiz çok severdik.snape bizimle çocukluğumuzdan beri ilgilenmiş,oyunlar bile oynamıştı.Lupin annemin kardeşiydi,yani dayım oluyordu fakat annem kurtadam veya kurtkadın değildi.onun özel bir gücü vardı.dolunay olunca başkalarının bedenine girebiliyordu.yani bir nevi ruhların yerine girebiliyordu.her neyse.babam sonunda bizi hogwartsa göndermeye karar vermişti.eşyalarımı topladım ve süpürge yarışı yaparak hogwatsa gidiyorduk ki salak ken(bu ced e taktığım nicknamedi)montunu evde unutmuştu ve ıslanıyordu.kesin hasta olup beni uğraştıracaktı.yarışımızı ben kazandım babam bize iyi eğlenceler diyip kendi okuluna gitti.içeri girdik ve dumbledorun ismimizi söylemesini bekledik ced çok heycanlıydı ve elime yapıştı,elleri terliyordu.

𝕯𝖎𝖋𝖋𝖗𝖊𝖓𝖙 𝕾𝖍𝖆𝖉𝖊𝖘 𝕺𝖋 𝕿𝖍𝖗𝖊𝖊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin