02.05.2011
Yıllar önceydi, mutluluğunun ilk adımı gibiydi, ilk defa bir sevgilisi olacaktı. Çok heyecanlıydı. İlk günleri dün gibi aklındaydı, heyecandan bayılabilirdi
Eren gelince unutmuştu sanki dün gece aklına gelenleri. Dün gece Eren ona açıldığında, nasıl davranacağını çalışmıştı fakat aklında o an hiçbir şey kalmamıştı. Saat 10'a geliyordu, nerede kalmıştı ki Eren?
Parkın önünde bir buket papatya ile ona doğru yaklaşıyordu. Yanına geldiğinde
"Selam!" deyip papatyaları uzattı.
Gözlerine bakmaktan konuşmayı unutmuş gibiydi.
Eren, "Aylin?" deyip ona seslene kadar. Dalmıştı.
"Selam, çok güzel papatyalar teşekkür ederim." deyip aldı papatyaları elinden.
Banka oturdular ikisi de konuşamıyordu, kelimeler boğazına diziliyordu Aylin'nin. Bir süre sessizce parkta oturup çocukları izlediler. Bu sessizlik Eren'i rahatsız etmişti.
"Aylin bir kafeye gidelim mi? Yoksa çocukları izlemekten konuşamayacağız." dedi. Genç kız güldü ve kafasını sallamakla yetindi, parkın karşısındaki kafeye girdiler.
Aylin başladı bu defa söze:
"Nasılsın görüşmeyeli, neler yaptın?" diye sordu."Okula gidip geliyorum dersler, sınavlar sen? diye yanıtladı Eren.
Aylin okuduğu bölümü, bölümü ile ilgili yapmak istediklerini, hayallerini anlattı. Genç adam utangaç tavırlarla baktı kıza. Ellerinden tuttu ve şu kelimeler döküldü dilinden:
"Aylin, seni ilk gördügüm günden beri seviyorum benim her şeyim mutluluğum olur musun?" diye sordu.
O an gözünden bir damla yaş düştü genç kızın. Eren ağladığını görünce koştu yunına, sıkıca sarıldı ona, genç adamında gözleri dolmuştu. Seviyordu onu hissetmişti.
"Çok seviyorum seni, her şeyim olur musun?" diyerek tekrarladı sorusunu.
Kafasını sallamak ile yetinmişti tekrar. Ağlaması iç çekişlerine dönüştükten sonra, kaldırdı kafasını omzundan ve baktı gözlerine uzun uzun...
"Seni asla bırakmayacağım, mutlu etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım" dedi genç kız.
"Bir daha bu gözlerden mutluluk için de olsa yaş düşmesini istemiyorum Aylin"
Tekrar sarıldı ona, söz verdi. Bir daha ağlamayacağına dair.Günlerimiz mutlu geçiyordu bulutların üzerinde geziniyordu genç kız. Tüm dünyası, her şeyi olmuştu bir anda Eren.. Aşık olmuştu... Her şeyden, herkesten çok güveniyor ve seviyordu onu.. Hiç bırakmayacağına, gitmeyeceğine inanıyordu.
Üç yıldan daha uzun bir süre olmuştu birliktelikleri, mutluydular hem de peri masallarındaki gibi. Onunla konuşmak, gülmek, eğlenmek her şeyden güzeldi Aylin için. Bir anda dostu, sırdaşı, arkadaşı, sevdiği, her şeyi olmuştu ama son zamanlarda bir farklı davranıyordu Eren.
Mutsuz gibiydi, Aylin'in gözlerine bile bakmıyordu, onunla ilgilenmiyordu eskisi gibi, bir sorunu olmalıydı. Aylin soruyordu nedenini fakat söylemiyordu, yalnız kalmasına izin verdi bir süre ama olmuyordu. Ne yapsa, ne kadar çabalasa da soğuk davranyordu. Canını acıtıyordu soğukluğu. Kahverengi gözlerinde hüzün ve pişmanlık vardı.Günler geçmesine rağmen değişen bir sey olmuyordu. Çok korkuyordu, ona bir şey olacak diye. Seni seviyorum ya da asla bırakmayacağım demiyordu artık.
Genç kız korkuyordu hatta çok korkuyordu onu bırakıp gitmesinden. Onsuz ne yapacağını, hayata nasıl tutunacağını, nasıl davranacağını, onsuzluğu düşünemiyordu. "Sen benimsin, seni sonsuza kadar bırakmam." diyordu. Sahiden bırakmaz mıydı onu? Boşuna endişelendiğini, nasıl olsa biraz zaman geçtikten sonra "Özledim." der alırdı gönlünü diye düşünüyordu. Zaman geçmek bilmiyordu. Çok özlemişti fakat onun aramasını bekliyordu. Beklediği an gelmişti. Telefonu çaldı, arayan Eren'di.
Büyük bir neşeyle açtı telefonu, Eren durgun sesiyle evinin önündeki parkta olduğunu, onu beklediğini söyleyerek kapattı telefonu.
Hızlıca giyinip çıktı evden, onu ne kadar özlediğini şu an daha iyi hissediyordu. Koştu Eren'in yanına, sıkıca sarıldı. Ama o sarılmıyordu, kolları sadece boşlukta sallanıyordu. Özlememiş miydi onu, neden sarılmıyordu ona? Aylin de indirdi kollarını boynundan, yüzüne baktı. İfadesizdi, hiçbir şey anlaşılmıyordu. Çok kötü hissetti o an kendini. Gözleri doldu, ne oluyordu sevdiği adama. Neden yüzü ifadesizdi, neden sarılmıyordu ona?
"Oturalım mı?" dedi.
Oturdular.
"Eren ne oldu, neden sarılmadın bana?" dedi genç kız.
"Anlatacağım dinle beni sözümü kesmeden."diyerek sert bir tavırla susturdu genç kızı.
"Aylin, ne diyecegimi bilmiyorum ama sana söylemem gereken şeyler var. Ben bir başkasına aşık oldum." dedi. O an kalbine bıçak saplanmış gibi hissetti Aylin.
"Çok denedim seni eskisi gibi sevmeyi ama olmuyor senden de özür diliyorum ama olmuyor işte başkasını seviyorum." dedi. Gözleri dolmuştu, konuşamıyor, dilini yutmuş gibi hissediyordu. Konuşsa bile ne diyebilirdi ki? O, konuşmaya devam ediyordu ama Aylin ne söylediğini anlamıyordu. Ağlamak istiyordu. Bunu yapamazdı, onun yanında ağlayıp güçsüz duruma düşemezdi. Ayağa kalktı ve eve doğru koşmaya başladı, eve geldiğinde kapıyı kapatıp hıçkıra hıçkıra ağladı. Bitmişti işte mutluluğu, ayrılmıştılar. Nefes alma sebebim dediği adam gitmişti ve o hiçbir şey yapamıyordu. Söz vermişti onu bırakmayacağına, gitmeyeceğine hep sevecegine dair. Yalan mıydı bunca şey? Verdigi sözler. her şey yalan mıydı? O Aylin'i hiç düşünmeden başkasını sevmişti, gitmişti. Bunca senedir hayatında olan adam gitmişti işte. O kadar çok alışmıştı ki ona, onsuz ne yapardı nasıl yaşardı bilmiyordu.
İkisi bir bütündü, ikiden bir çıktı ya şimdi, geriye bir kalmadı, yarım kaldı Aylin ve onun boşluğu hâlâ dolmuyordu, ne yaparsa yapsın seviyordu yine de onu. Tam bir sene oldu gideli, yerine kimseyi alamadı. Alıştı yokluğuna, onsuzluğa onu görmemeye sesini duymamaya... Bazen o kadar çok özlüyordu ki elini her kalbine koyduğunda sanki oradaymış gibi hissediyordu. Yüreğini ondan başkasına açamıyordu.
Teşekkür ederim, birazda olsa dokunabildiysem ne mutlu bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soluğumu kestin.
Non-FictionGece tüm tehlikesine rağmen yaprağın kıpırdanışını bile hissettiriyordu. Gece ölümün, sonun, tükenen nefeslerin ve kaybolan yaşamın tehlikeli tanığıydı. Sigaram bitmişti. Şarkım susmuştu. Ve ben son gözyaşlarımı da akıttıktan sonra, dünyayı hiçbir z...