;;

855 91 346
                                    

"woah, katsuki isabetlerin gelişmiş." katsuki sevdiği adama dönüp gülümsedi. ondan övgü almak hayatının en iyi anlarından biriydi. bu yüzden her şeyde iyi olmaya, her şeyi iyi yapma eğiliminde olmamışmıydı zaten?

"peki ya yakın dövüş?" izuku merakla katsuki'ye yürümüş ve nazikçe elinde ki silahı almıştı. bir katile göre çok nazik hareketlerdi bunlar... ardından hafifçe sırıttı ve kendinden uzun fakat 3 yaş küçük sarışının saçlarını okşadı.

izuku gayet zeki bir insandı ve yüzlerce çözülememiş cinayetin sorumlusuydu. kıvrak zekaya sahip bir adam elbette karşısında ki sarışının ona aşık olduğunu anlayabilirdi... hemde en başından beri, izuku'nun gözüne girme çabası... onu cidden şirin yapıyordu bedenin aksine. zaten katsuki'nin aşkı sayesinde onu bu işe katmak basit olmuştu. bu yalnızca küçük bir kumardı.

bunun dışında katsuki cidden yetenekli ve hızlı bir adamdı. izuku'ya göre katsuki'yi elinden kaçırmak kesinlikle saçmalık olurdu elbette.

izuku şimdiden katsuki'nin kendisini geçeceğini, ondan daha iyi olacağını biliyordu. bununla ilgili bir sorunu yoktu da.

katsuki omuz silkere elinde ki silahı gelişi güzel diğer silahların bulunduğu masaya koydu. bunun üzerine izuku alaylı bir şekilde 'tch' ladı. "katsuki! aldığın şeyi aldığın şekilde düzgünce koymalısın." izuku kıkırdadı.

katsuki ellerini yumruk yapıp, yüzüne doğru çıkardı. kesinlikle hazırdı buna. izuku ise sırıtarak savunma poziyonu aldı. izuku ufak tefek, zayıf gibi gözükse de belki 5 kişi ile aynı anda dövüşebilir ve onları doğduklarına pişman edebilirdi. izuku'yu boyu ve tipinden dolayı küçümsemek, hayatınızda yaptığınız en son şey olabilirdi.

katsuki ise umursamaz ve kendinden emin gözükse de acayip paniklemişti. eğer güçsüz bir adam olsaydı kesinlikle tüm bedeni titrer ve şuracıkta bayılıverirdi.

katsuki, izuku'nun sevimli şirin halinin ardında ciddi manada bir yırtıcı hayvan yattığını biliyordu. bunu bir çok kez ise gözleri ile görmüştü.

işte tam da bu yüzden dikkatli olmalıydı. katsuki onu yenmek, izuku'nun dikkatini kendine daha çok çekmek istiyordu. onun gözünde daha iyi bir yere sahip olmak.. ancak bu o kadar da kolay olmayacaktı. sonuçta bu kişi izuku midoriya'ydı.

ayrıca kaybedip, izuku'ya karşı küçük düşmek istemiyordu. küçük düşmek tam anlamıyla berbatken bir de izuku'ya karşı küçük düşmek... bu katsuki'nin en son isteyeceği şeylerin başında geliyordu.

"gel bakalım, yavru kuşum." izuku sırıtarak katsuki'yi kışkırttığında -aslında tam bir kışkırtma sayılmazdı, sadece katsuki ona yavru kuş demesi katsuki'nin sinirini bozuyordu- katsuki daha çok hırslandı. "benimle dalga geçme, bu boktan şeyi ciddiye al!"

omuz silkti izuku, katsuki kesinlikle yavru kuştu. "seni ciddiye alıyorum ben."

izuku'nun sözleri bittiğinde elleri belinde ve katsuki'ye küçümseyici bakışlar atıyordu. yine de bu katsuki'nin sinirle gelen yurmuğunu atlatmasına engel değildi. "kaplumbağa mısın katsuki, bu çok yavaştı"

izuku rahatsız edici gülümsemesini bozmadan katsuki'nin bir yurmuğunu daha atlatmıştı ve hemen ardından kendi yumruğunu katsuki'nin yanağı ile buruşturmuştu. bu kesinlikle acıtmıştı. "ne oldu mükemmel yavru kuş? vurmayı geç daha atlatamıyorsun bile."

katsuki ağzına kan tadı geldiğinde, ağzında biriken kanı kafasını sağa çevirip tükürmüştü. sadece bir yumruk, hâlâ kaybetmiş sayılmazdı. "beni küçümseme!"

"seni küçümsemiyorum, senden korkuyorum." izuku sırıttarak katsuki'den gelen hamleyi ona çelme takarak durdurmuş, ardından katsuki'nin düşmesine gülmüştü.

amor interfectorem;; bakudeku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin