Duygularım yok...
Hissizleştim. İşittiğim bir kelime, tek kelime, algılayamadığım bir kaç harf topluluğu ...
Duvarlar örüyorum etrafıma. Kalpler giriyor bazen kalp kırmak için. Bir sıra daha çekiyorum mesafelerime, bir sıra daha çekiyorum duygularıma. Kendi kendimi, kendimden uzaklaştırmaya çalışıyorum.
Bazen yerinden ayırmak için bir tuğlaya elimi uzatıyorum, artık duvarlarım arasında nefes alamıyorum. Tam rahatlıyorum, oksijenin içimde aldığı yolu hissedebiliyorum, anne karnından yeni çıkmış bir bebekmişcesine.
Sonra büyük bir ağrı saplanıyor; özgürlüğümün acısını çıkartmak ister gibi, haddimi bildirtmek ister gibi...Çıkardığım her tuğla için, aldığım her nefes için daha büyük bedeller ödüyorum.
Yerine koyarken bir duygumu daha kaybetmiş oluyorum...
Hislerimi tek tek kaybediyorum...
Duvarlarımı bir sıra daha kalınlaştırıyorum. Her kalp için, bir kez kırılıyorum, her nefes için bir kez ölüyorum. Artık ördüğüm duvarlara sığamıyorum. Kendi kendimin sonunu getiriyorum...
Bazen yüzleşmeye çalışıyorum; kendi içimde büyük, evrende bir kar tanesi kadar küçük kararlar alıyorum.Nefesim mi? Hislerim mi? ...