|1| Suç Ortağı

174 25 43
                                    

Merhabalarr, ilk defa bir şeyler yazıyorum. Bu konuda kendime güvenim pek yok umarım severek okursunuz ve beğenirsiniz. Yanlışlarım olursa kusura bakmayın, Keyifli okumalar <3

"Yaşadıkları duygularını köreltmişti sanki."

Yağmurlu bir akşam üstü koğuşun demir parmaklıklar ardındaki penceresinde süzülen yağmur damlası sesleri ve çakan şimşeğin odayı kısa süreliğine aydınlatışıyla, aklının en ücra köşelerinde takılırken sırtını duvara yaslamış parmaklarının arasında tüten sigaraya bakıyordu, düşünceli. Bulunduğu askeriyedeki çoğu insana göre bedeni fazla minik ve dayanıksız olsa da bir gün buradan azad edeceğine emindi Jeon.

Koğuşun kapısına yaklaşan ayak sesleriyle elindeki boku yere fırlatıp ayağıyla ezdi. Hızla kabarıp inen göğüsü, titreyen cılız bacaklarıyla korktuğu aşikardı. Şimşeğin şiddetli şekilde çakmasıyla kapı büyük bir gıcırtıyla açıldı, kendisine yavaşça yaklaşan uzunca boylu siluetten aniden gözlerini kaçırdı. Ayak sesleri yere her vurduğunda sertçe yutkunmaktı tek yapabildiği. Ortam sessizliğe tamamen büründüğünde burnunu dolduran sigara kokusuyla karşısındaki adamın göz ucuyla yüzünü incelemiş titrek dudaklarıyla az sonra konuşacak olan adamı dikkat ve korkuyla dinlemişti.

"Jeon."

İsmini duyduğunda dudakları titremesini arttırmış az sonra kanatlanıp uçacakmış gibi hissettiren minik kalbini yatıştırmaya çalışmıştı.
Çenesine götürülen parmaklarla yüzünü kendisine çeviren adama korku dolu gözlerle bir bakış atıp sertçe yutkundu. Gözlerindeki parıltı çok şeyi ifade etse de karşısındaki adam bunu anlamayacak kadar acımasızdı. Yüksek, kalın ve tok sesiyle kulaklarını ve koğuşun içini doldurdu ismini bahşederek.

"JEON."

Sonunda bir mırıltı bıraktı ona, sesi titreyerekte olsa.

"Teğmen."

Pek metanetli olmayan cılız, henüz titremeyi bırakamamış bacaklarıyla ayaklanarak yanındaki yatağına tutundu. Teğmen etrafında yavaş adımlarla birkaç tur attıktan sonra tam karşısında durdu, az önce ayaklanan bedene bakarak ona sert bir tokat patlattı. Yüzüne gelen acıyla ayakta durmaya çalışsa da gözlerinin dolmasına engel olamamıştı minik beden.

"Jeon, sigara içilmeyecek, zamanında uyanılacak ve saatinde yemek yenilecek. Burası bir askeriye adam olun diye sizi eğitiyoruz, burada bulunman bile hata iken. Hareketlerine son ver, burada barındığın sürece benim kurallarıma uymak zorundasın, sert şekilde cezalandırılmak istemiyorsan."

Kafasını salladı çaresizce, haklıydı. Fazla uslanmazdı, küçük bir çocuk gibi. Garipti, insanlarla göz göze gelmeyi sevmez, fazla konuşmazdı. En önemlisi kendinden her zaman kaçar, yüzleşmeyi sevmezdi. Teğmen, sözlerinin sonunda arkasını dönerek yavaş ve bir o kadar da sert adımlarla koğuşun kapısına yöneldi, tekrardan cılız bedene dönerek sessizliği bozdu.

"Uymayacaksan da, ayrı bir hücreye tıkılıp orada aç ve susuz bir şekilde ölüp gitmeye katlanırsın Jeon. Burada işler böyle ilerliyor, işine gelirse."

Yüzündeki müstehzi gülüş ile koğuşu terk etti. Koğuşta derin bir sessizlik hakimdi, yere çöktü ve kızaran yanaklarını avuçladı. Koğuşu terk eden adam onun nefretiydi adeta, nasıl bu denli acımasız olabildiği ise akıl almayan türdendi. Derince bir nefes verdi bulutlanmış gözleriyle, o bir sosyopata göre fazla hassastı.

Az önce yaşananlardan dolayı titreyen vücudunu sonunda dindirdi. Yere basmaya dahi pek mecali olmayan bedenini oturduğu yerden ayırdı ve adımlarını koğuş kapısına yöneltti. Yemek saatinin gelmiş olması avantajıyla onu boğan bu duvarların arasından kısa süreliğine de olsa kurtulacaktı. Sadece bir kat aşağıda bulunan soğuk ve az kişi olduğundan sessizliğe bürünmüş yemekhane'nin kapısını araladığında çekingen bakışlarını etrafta gezdirdi. Burada hiç arkadaşının olmaması onun için bir dezavantaj olsa da yalnız olmaya bir o kadar alışkındı. Masanın en ücra köşesine oturup önünde duran tabldot içerisindeki soğumaya yüz tutmuş yemeklere dokunmaya tenezzül etmemişti. Yanında duyduğu tok ses ve hissettiği bedenin ılık rüzgarı ile ürperdi.

ESCAPE | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin