Saatin takırtılı sesleri odayı doldururken Kirishima Eijirou, salladığı kalemi yere düşürüp sinirle yere eğildi. Tozlanmış ve yemek kırıntıları'nın olduğu köşe'nin hemen yanında duruyordu. Çalışmaktan oldukça yorulmuştu fakat, karşısında onun'kinin yanında hiçbir şey oluyordu siniri.Korkuyla titreyen dudaklarıyla gülümsemeye çalıştı. Ancak nafile, hızlıca geri soruya dönerken düşünmeye devam etti. Pekâlâ, okuduğu paragraftan bir sik anlamıyordu ya da anlayamıyordu. Çünkü Bakugou Katsuki, her an yapamadığı için elinde tuttuğu defteri kafasına geçirecek gibiydi. "Evet, aptal?"
Bu kez gülümseyip ellerini iki yanına kaldırdı. Sarı saçlı oğlan anlamaz bakışlar atarken, "Çok fazla sıkıldım, adamım." Duymasıyla derince nefesini bıraktı. Onun kafasında Kirishima umutsuz vakaydı. Sıkmaktan yamulttuğu defteri kenara bıraktı ve ayaklandı. "Gerçekten çok aptalsın."
Kafasını duvara asılı olan saate çevirdi. Çoktan uyuması gerekti, tabii ki karşısında ona hüsranla bakan kızıl olmasaydı. Hızla banyoya gidip kurşun kalemin bıraktığı gri lekeleri parmaklarından sildi. Geri odaya döndüğünde Kirishima çoktan odayı terk etmişti. Göz devirip, yatağa bıraktı kendini.
"Sikeyim."
Gerginlikle yumduğu gözlerini açıp uyuyamadığının farkına vardı. Bedenini kaldırırken, yatakta oturur pozisyona geri gelmişti. Ellerini sarı saçlarına geçirip ne yaptığına dâir tek bir fikri olmamasına rağmen kendisini, Sevgili'sinin. Oda'sının önünde buldu.
Saatin on bir buçuk olmasına rağmen herkes neredeyse uyanıktı. Hatta alt kattan hunharca konsol oyunu oynayan, Kaminari ve Sero ikili'sinin sesleri geliyordu. Kızılın uyumadığını belli eden hapşurma sesiyle kapıyı yavaşça iki kez tıklattı.
Yaklaşık on dakika önce gördüğü kızıl saçlar, şu an aşağı yatıktı. Bakugou'yu görmesi şaşırmasına neden olsa da, iki adım gerileyip geçmesi için yer açmıştı. Bu hareketinden sonra içeri adımlayan sarışın, odaya girdikten sonra bakışlarını asla yerden ayırmadı. "Sen iyi misin, katsuki?"
Yavaşça söylenen yere bakıp, geri odağına döndü. Tuhaf hissediyordu, az önceki sinirinden bir toz tenesi kadar kalmamıştı. Sadece bir şey düşünüyormuşça kısılan gözleriyle yere bakıyordu. Cevap vermeyince ondan sadece iki santim kısa olan çocuk, yanına gidip oturdu. Onunla birlikte oturduğu tarafa çöken yatak, dikkatini dağıtmıştı sarışın'ın. "Eijirou,"
Kısık, ama aynı zamanda tok çıkan sesine karşılık cevap vermesi için hafifçe gülümseyip kafasını aşağı-yukarı sallamıştı. Hâlâ yanındaki oğlan'ın yüzüne bakmıyordu ama devam etmesi istediğini anlayınca, buluşturdu gözlerini. "Durdular."
"Kâbuslar." Duyduğu şeyden mi yoksa, yanlış görmüyorsa gülümseyerek ona bakan Bakugou'dan mı emin olamasa da şaşkın gözlerle baktı ona. Sonra tekrar çattı kaşlarını. "Sen, benimsin ama öyle hissettirmiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiribaku/BakuKiri [Smut-Oneshot's]
Fanfiction⚠︎ | uyarı: cinsellik bulunmaktadır. | bu içeriği sevmiyorsanız ya da rahatsız oluyorsanız okumayın ve shiplemiyorsanız da kitabın yorum kısmını kirletmeyin. ek olarak, 18 ve 18 yaşından büyük olarak yazıyorum herhangi bir pedofili/taciz/tecav...