in the dead of night

185 10 6
                                    

In total darkness, the eyes begin to see.

18 Ekim 2020, Mangu-dong, Seul, Güney Kore

"Öyleyse Cadılar Bayramından da bahsedelim, zira yıllardır dünyanın dört bir yanında Ekim ayının tamamını pençesine alan bir gün kendisi."

Oh Sehun, not defterinin kenarından yırttığı kâğıt parçasına 'dersten sonra bana?' yazıp en yakın arkadaşı Kim Junmyeon'un önüne iterken sosyoloji hocasının dediklerini yarım götle dinlemeye devam etti.

"Belki bu bayramın kökeninin antik Britanya'da pagan Keltlerin kutladığı Samhain Festivali olduğunu biliyorsunuzdur. Bu kelimenin anlamını bilen var mı?"

"Bir yerde eski İrlandaca olduğunu okumuştum sanırım, yaz sonu anlamına geliyor," dedi amfinin arkalarından hafif sıkılmış bir ses.

"Doğru okumuşsun, peki yaz sonunun Keltler için ne anlama geldiğini bilen var mı?" diye sordu bu defa Bayan Jung, kalçasını masasının kenarına yaslamış, kollarını göğsünde birleştirmişti. Uzun, kestane saçları, beyaz bluzu ve uzun kolyeleri, uzun, uçuş uçuş eteği ve siyah botlarıyla sosyoloji profesöründense Sehun'un bir üst dönemi olabilecek bir üniversite öğrencisine benziyordu. Az evvel arkadaşının önüne ittiği kâğıt tekrar önüne geldiğinde başını eğip okudu, kendi mesajının altına basit bir 'olur,' karalanmıştı. Başını çevirip Junmyeon'un göz kırptıktan sonra arkasına yaslanıp poposunu hafifçe aşağı kaydırdı.

Bayan Jung sorusuna cevap alamayınca konuşmaya devam etti.

"Yaz sonu Keltlerde evliliklerin yapıldığı ve ölülerin kutsandığı bir dönemdi. Bu günde, ölülerin ruhlarının geçmişte yaşadıkları evleri ziyaret ettiğine inanılıyordu. İnsanlar, ortalıkta dolaştığına inandıkları ruhlara tanınmamak için maskeler takıp kostümler giyiyordu, bu bir nevi kendilerini koruma şekilleriydi."

Biraz bekleyip sessizce onu dinleyen yarı sıkılmış, yarı ilgili amfiye baktı, ardından saatine bakıp dersin bitmesine ne kadar kaldığına dair kısa bir hesaplama yaptıktan sonra konuşmaya devam etti.

"Halkbilimci John Santino bu bayramın ölüm konseptiyle oynamak için güvenli bir yol olduğunu söylüyor. Yılın diğer zamanlarında insanların yaşayan ölüler gibi giyinip ön bahçelerine sahte mezar taşları süslemeleri koymaları tolere edilmeyecek bir davranış olabilir ancak 31 Ekim'de bunu herkes yapıyor. Sonraki derse kadar bu bayramın neden bu şekilde kutlandığını ve neden ölüm konseptiyle bu denli yaygın bir şekilde oynandığını düşündüğünüze dair 1000 kelimelik bir yazı yazmanızı istiyorum, ders bitmiştir."

Sehun derin bir nefes verip eskimiş sırt çantasına defterini ve tükenmez kalemini attıktan sonra ayağa kalkarak gerindi, 45 dakika boyu ayağa kalkamamak onu her defasında felaket yoruyordu.

"Kıçım dümdüz oldu," dedi Junmyeon'un da kendisi gibi esnediğini gördüğünde. "Ve bu sahiden çok ciddi bir durum."

Junmyeon gerinmesi bittikten sonra sırt çantasını omzuna atıp kapüşonlusunun fermuarını boğazına kadar çekti, "Kıçının düzleşmesi ihtimal dahilinde dahi değil," dedi. "Yani, baksana şuna."

Ardından Sehun'un kıçına hafif bir şaplak attı, oğlan itiraz eder gibi Junmyeon'u itse de dudakları kıvrılmıştı bile. "Bayılıyorsun kıçıma."

Junmyeon omuzlarını silkip sessiz kaldığında Sehun'un gülümsemesi daha da büyüdü. "Hatta aşıksın, kıçıma âşık olmana inanamıyorum."

"Kes ya," dedi Junmyeon yan yana amfiden çıkarlarken, insanlar amfi kapısına akın ettiği için kapının önünde bitmek bilmeyen bir kuyruk olmuştu ve kimsenin Sehun'un salak yorumlarını duymasını istemiyordu. "Kıçın kocaman hepsi bu. Düzleşmiş olamaz yani, o kadar."

in the dead of nightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin