26 Ocak 2017.
Jeon Jeongguk sabahın en erken vakitlerinden birinde jilet gibi siyah takım elbisesini giymiş ve son kez kravatını kontrol ederken yastığa dağılan kıvırcık siyah tutamları yavaşça öpmüştü. Eşinin beline inmiş yorganı omuzlarına kadar çektikten sonra komidinde duran arabasının anahtarını alıp evden sessizce çıkmıştı. Yine aynı sessizlikle arabaya binmiş ve avukatlık yaptığı bürosuna giderken eşinin büzdüğü dudakları aklına gelince etrafa tatlı gülücüklerini saçıyordu pervasızca.
Taehyung ise saat öğlene yaklaşan bir vakitte yatakta doğrulup gözlerini ovaladığında eşinin çoktan gitmiş olduğunu anlamasıyla dudaklarını daha da büzmüştü. Kıvırcık siyah saçlarını hafif karıştırıp ayaklarını sürüyerek banyoya gitmiş biraz daha ayılmıştı.
Arkadaşı Chaeyoung'u aramış ve mutfağa gidip bulanan midesine zor da olsa bir şeyler tıkıştırmaya çalışıyordu belirli vakit arasında. Tam olarak iki haftadır böyleydi; işten izin almasına rağmen fazla yorgun (bir şey yapmasa bile), iştahsız ve mide bulantılıydı.
Chae neredeyse yarım saatin sonunda hemencik gelmiş ve elinde kutuyu arkadşına uzattığında onun şaşkın bakışlarına hafifçe kıkırdamıştı. Taehyung ise elindeki haberi olmadan alınan hamlikelik testi ile öylece bakışıyordu gerginlikten kasılan karnı ile.
Yapmalı mıydı? Sonuç ne olursa olsun üzülecek miydi yoksa sevinecek miydi?
Son olarak kararını verip banyoya geçmişti ve belirli bir süre bekledikten sonra çubuğu eline aldığında titreyen ellerinde tatlıca can çekişmişti boğumları.
Kim Taehyung büyümüştü. Onun bir bebeği olacaktı, o çok güzel büyümüştü.
Ağlamaya başlaması ile Chaeyoung onu omzuna yatırmış ve bir güzel sakinleştirmişti. Ve akşama yaklaşan saati fark ettiğinde kapı çalmıştı bile! Jeon Jeongguk olan şeylerden habersiz eşini görmek için kapının önünde can atıyordu saniyeleri sayarken. Taehyung bir koşu kapıyı açıp eşinin kucağına atlayıp sarıldığında, Jeongguk endişelenmişti. Ona bir şey mi olmuştu, neden ağlıyordu?
Eşi kucağında içeri girip koltuğa oturduğunda ağzı kulaklarında olan Chaeyoung onun endişe kırıntılarını silip süpürmemişti, daha da gerilmişti. Neler oluyordu?
Taehyung kızaran burnunu bir kez daha çekerken elindeki çubuğu titreyen eli ile eşine uzatmıştı. Eşi, kendisine kıyasla onun küçük avuçlarından çubuğu aldığında gökyüzü barındırdığı gözlerinde yıldızlar kaymıştı tek tek sevinçle. O, baba oluyordu!
Hızla eşine sarılıp güzel göz yaşlarını tek tek akıtırken teşekkürlerini mırıldanıyordu.
Jeon Taehyung, küçük yaşta kaybettiği ailesinin boşluğunu hiç aramamıştı. Jeon Jeongguk onun annesi, babası, arkadaşı, can yoldaşı, eşi, sevgilisi bazen avuçları elma kokan dokunmaya kıyamadığı haylaz küçük çocuğu olmuştu.
Onu tüm sevgisi ile yetiştiren ve onunla büyüyen Jeon Jeongguk'un baba olma sevincine onların hıçkırıklarını dinleyen duvarlar bile ağladı içli içli. Birlikte çok güzel büyümüşlerdi onlar, elma kokan avuç içlerinde bir bebek büyüteceklerdi şimdi.
-Son-
Güzel alfa Jeon Jeongguk.
Papatyaları kıskandıran güzel Taehyung.
Taehyung'un biricik arkadaşı güzel omega Chaeyoung.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
omelas ➳ kooktae
FanfictionAvuç içleri elma kokardı onların. Beraber büyümüşlerdi kimsesiz, şimdi ise elma kokan avuçlarında minik bir bebek büyüteceklerdi. 💌oneshot, fluff. 💌Alfa Jeongguk'un papatyaları kıskandıran omegası Jeon Taehyung. 🌼