Lanet olası alarmın sesiyle uyandım. Zaten geç yatmıştım, fazlasıyla uykum vardı. Okula gitmemeyi planlarken annemin o güzel (!) sesiyle irkildim. Fazlasıyla otoriter bir aileye sahiptim. Küçükken fazlasıyla şımartılmıştım ama bir süre sonra buna bir son verdiler. Pek uslu bir çocuk olduğum söylenemez. Nerde bir olay varsa hemen orda biterdim. Sonrasında ise işittiğim azarın haddi hesabı yoktu. Hâla da öyleyim değişen birşey yok.
Annemin sesine dayanamayarak çok sevgili yatağımdan çıktım. Uyuşuk bir şekilde okul kıyafetlerimi giydim. Öyle özel okula falan gitmiyorum. Kuralları çiğneyip bir de disipline gidemem. Uyanır uyanmaz kahvaltı yapmayı sevmediğim için hemen evden çıktım. Okulla evin arası 10 dakikalık yürüme mesafesinde, kulaklığımı taktım ve kötü düşüncelerimden arınıp yola koyuldum. Okula girerken kulaklıklarımı cebine tıkıştırıp merdivenlere yöneldim. Kafamı olabildiğince yerden kaldırmamaya çalıştım. Sabah sabah bir de insanların bakışlarıyla uğraşamazdım. Anormal birisi de değildim ya da çirkin olarak nitelendirilebilecek. Tüm okulun bana neden acayip bir şekilde baktığını daha çözebilmiş değildim. Yeni geldiğimden dolayı desem 5 aydır alışamadılar mı bana? Neyse ki kimseye bulaşmadan sınıfa geldim ve sessizce kızların yanına geçtim. Sınıfımızda fazlasıyla gruplaşmalar var. Biz de 4 kız kendi grubumuzu kurduk. Birbirimize her şeyi anlatırız, her zaman beraberiz. Bazen gereğinden fazla tartışmalar ve tripler oluyor ama şimdiye kadar büyük bir olayımız olmadı. Umarım olmaz da. Size kızları anlatayım biraz.
Kayra: Ne zaman ne isterse onu söyler, onu yapar. İnsanlarla tartışmaya bayılır. Daima haklıdır. Hayat onu çok yaralamış. Erkeklere güveni sıfır. Perşembe günleri onun için lanetli.
Sinem: Sevimli, saf bir kız. Çabuk kırılır. Zor durumda kalsa hemen ağlamaya başlar. Deli dolu, manyak birisi.
Meryem: Dışarıdan bakıldığında çok sessiz ama tanıyınca fazlasıyla anormal olduğunu anlıyorsunuz. Çatlak biraz. Fazlasıyla komik ve eğlenceli. Sevgili (!) abisi ve her yerde karşımıza çıkan akrabalarıyla başı dertte.
Beni zamanla gereğinden fazla tanıyacaksınız zaten. O yüzden şimdi anlatmaya gerek yok.
Kızlarla günlerimiz genellikle sıradan oluyor. Derslerde bazen konuşuyoruz, önceki gün önemli bir şey olmuşsa onu anlatıyoruz, bahçeye çıkıp gülüp eğleniyoruz... Ama sıradan hayatlara sahip değiliz. Her gün başka olaylarla boğuşuyoruz. Kimimizin ailesi, kimimizin psikolojisi derken hayatlarımızı tam anlamıyla yaşayamıyoruz.
Grubun en kötü kızı benim galiba. Her türlü hinlik, pislik hep bende. Şimdi de kafayı birisini kendime bağlama derdindeyim. Acaba şanslı çocuk kim olacak?
Burada yeniyim. Yorum bırakırsanız sevinirim. Hatalarım varsa söyleyin lütfen.