Kızın ismi Elienor oğlanın da Bertrand.
.
.
.
Elienor elindeki kitaba dalmışken ne kadar süredir burda olduğunu unutmuştu. Aslında çok büyük bir zaman dilimi geçmemişti fakat bu bir, bir buçuk saatin sonunda iki taraf da acıktığını hissetmeye başlamıştı.Elienor buraya geldiği her seferinde en az iki saatini burada geçiriyordu. Çok nadiren bu süre azalıyordu. Bertrad ise burayı yeni keşfetmiş sayılırdı. En fazla iki veya üç defa gelmişti buraya fakat bu kısa süre bile burayı sevmesi için yeterliydi.
Burayı sevmesinin en büyük nedeni huzurlu olmasıydı. Yorucu iş temposundan sonra bu huzur ona çok iyi geliyordu. Şu son bir haftadır gerçekten çok yorulmuştu. Bugün ise ailesinden izin alabilmiş ve uzun bir süre dinlenmek için buraya gelmişti. Ailesiyle birlikte çalıştığı tarla buraya fazla uzak değildi, yürüyerek geliyordu buraya.
Yorucu işinden ve burada geçirdiği süreden sonra gerçekten acıkmıştı, Bertrand. Aslında şu an karşısında duran dut ağacından dut koparıp yemek istiyordu fakat geldiğinden beri kitap okumasını izlediği kız yüzünden çekiniyordu.
Elienor'un da durumu ondan farksız değildi. O da acıkmıştı fakat karşısında iletişimi olmadığı biri varken yemek yemesi bir hayli zordu.
Geçen bir yarım saatin ardından Bertrand artık dayanamayacağını fark etmiş ve kitap okuyan kızın yaslandığı ağaca gitmek üzere yerinden kalkmıştı. Üstünü silkelemiş ve yürümeye başlamıştı. Kızın onun hakkında düşüneceklerini ise bir süreliğine boşvermişti.
Oğlanın oturduğu yerden kalktığını görünce rahatlamaya başlamıştı Elienor. Gideceğini düşünmüştü çünkü. Fakat beklentisinin tersine oğlan onun olduğu tarafa doğru geliyordu. Elienor gerilerek okumaya çalıştığı kitabını daha sıkı tuttu ve Bertrand'a bakmamaya çalıştı. Şu an kitabını okumuyor daha çok oğlanın ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.
Bertrand ağacın dibine geldiğinde sakince dutları toplamaya başlamıştı. Aslında içten içe çok korkuyordu kızın tepkisinden çünkü kasabalının ona karşı olan tavırlarını çok iyi biliyordu. Fakat kız hiçbir şey yapmamış, kitabını okumaya devam etmişti.
Oğlan tatmak için kopardığı dutu ağzına attığında gerçekten güzel bir tadı olduğunu fark etmişti. Topladığı dutları bir avcuna toplıyor diğer eliyle de zar zor dut topluyordu. Tabi arada ağzına atmayı da ihmal etmiyordu.
Elienor ise bu sırada kitabını okuyormuş gibi yapıyordu. Bu oğlandan bir zarar geleceğini pek düşünmüyordu açıkçası. Dedikodulara pek inanan biri olmamıştı hiçbir zaman. Fakat yine de daha önce konuşmadığı biri olduğunu için çekiniyordu.
Bertrand yeteri kadar topladığını düşündüğünde eski yerine geçmeyi planlıyordu fakat aklına gelen fikirle bundan vazgeçti. Elienor'la paylaşmayı düşünüyordu topladığı dutları. Çünkü geldiğinden beri bu kızı izliyordu ve bir şey yediğini hiç görmemişti. Tedirgince genç kızın örtüsünün olduğu tarafa doğru gitmiş ve tam karşısında durmuştu.
Elienor ise bu sırada nefesini tutup oğlanın ne yapacağını beklemekle meşguldü.
"Şey, merhaba. Geldiğinizdenden beri bir şey yemediğinizi fark ettim de. Şey, dut ister misiniz?"
Avcunu hafifçe ileriye itip gülümsüyordu çocuk. Elienor ise onun çekingen konuşmasından sonra hızlıca sorduğu soruyu masum bulmuş ve gülümsemesine karşılık vermişti.
"Memnun olurum bayım. Buyrun lütfen"
Diyerek örtüsünde biraz yana kayıp yanını göstermişti.Bertrand çekinerek Elienor'un gösterdiği yere otururken Elienor da kitabında kaldığı yeri işaretleyerek kenara koydu.
"Ben Bertrand. Gerçi biliyorsunuzdur ama yine de." diyip mahçupça gülmüştü. Elienor ise gülümseyerek cevaplamıştı. "Ben de Elienor. Sizi sadece isim olarak tanıyorum ve etraftaki dedikodulara inandığım da pek söylenemez bu yüzden bu konuda endişe etmeyin lütfen." Elienor hala çekinse de oğlanın sakin ve masum halleri ona ufak bir güven vermişti.
Bertrand ise duydukları karşısında çokça sevinmiş ve kocaman gülümsemişti. "Teşekkür ederim. Gerçekten. O zaman tanıştığıma memnun oldum madam. Benim de sizin hakkınızda pek bilgim yok. Bu yüzden birbirimizi daha iyi tanıyalım lütfen." diyip dut dolu avcunu ikisinin ortasına doğru uzatmıştı. Elienor da bunu reddetmemiş ve bir tane dutu ağzına atmıştı. Bertrand da bir tane dutu ağzına atınca ikisi de birbirine bakarak çekingence gülümsemişti.
Elienor bir anda bir şey hatırlamış gibi gülüşünü söndürmüştü. Bertrand ise bir şey oldu düşüncesiyle endişelenmişti. Elienor ise heyecanla kolunu getirdiği atıştırmalıkların sarılı olduğu bezi açıp ortalarına koymuştu. Sonrasında ise kafasını kaldırmış, Bertrand'a gülümseyerek bunlardan da yemesi gerektiğini söylemişti.
.
.
.
Bu arada ikisinin yaşını da 16 olarak düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mûrier
General Fiction"Şey, dut ister misiniz?" Kasaba içinde hakkında kötü dedikodular yayılmış bir oğlan ve tesadüfen karşılaştığı altın saçlı bir kız...