İyi okumalar...
"Evet sevgilim.. Ben de seni çok özledim." Yolda yürüyor bir yandan da gülümseyerek sevgilimle konuşuyordum. "Hayır hayır.. Evde değilim yeni çıktım. Hmhm, birtakım planlarım var diyelim." Dedim gülerek. "Ah senin de mi işin var? Hmm.. Ne zaman biter? Anladım anladım. Tamam o zaman eve geçersin sen." Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapatmıştık, ben de gideceğim yere adımlarımı daha da hızlandırmıştım hemen.
Güzel bir masaja ihtiyacım olduğunu düşünüyordum, çünkü son günlerde kendimi dansla çok yormuştum. İnanılmaz bir tempo vardı çalıştığım akademide..
Şarkı dinlerken bir yandan şarkının ritmiyle beraber hızlı bir şekilde yürüyordum hedefime doğru ve olacakları düşünüp rahatlıyordum. En sonunda istediğim yerin, yani masaj salonun önüne geldiğimde dudaklarımda bir sırıtış belirmişti anında. Alt dudağımı yalayıp ısırmış ve içeriye adımlamıştım hemen.
Tanıdığım sekreter kız beni gördüğünde gülümsemişti anında. "Merhaba Bay Park, nasılsınız? Uzun zamandır görmüyoruz sizi." Demişti gülümseyerek. "Ah evet.. Son zamanlarda çok meşguldüm maalesef.. Ama şimdi buradayım." Dedim etrafa göz gezdirirken.
"O zaman sizi Bay Kim'e yönlendiriyorum?" Sorarak bana baktığında başımı sallamıştım sakince. "Başkasına gitmediğimi biliyorsun." Dedim gülümseyerek. O da gülümsediğinde giriş saatimi yazmıştı müşteri defterine. İşimiz bittiğinde ise küçük bir baş selamıyla yanından ayrılıp soyunma odalarına geçmiştim.
Anahtarımı çıkarmış ezbere bildiğim kabinim ve dolabımın dibinde bitmiştim. Kabinin perdesini çektikten sonra da yavaşça üstümdekilerden kurtulmuş terliklerim ve belimdeki havluyla kalmıştım aynanın karşısında. Vücudumda iki gün önceden kalma izler taşıyordum ama bundan utanmıyordum ya da saklamak için çabalamıyordum, aksine hoşuma gidiyordu. Saçlarımı dağıtmış belimdeki havluyu da düzeltip kabinimin perdesini açmıştım.
Burada herkes böyle dolandığı için çok absürt bir durum yoktu, hepimiz belimizde havlularlaydık. Soyunma odalarından çıktıktan sonra yüzümdeki aynı sırıtışla Bay Kim'in kendi masaj odasının yolunu tutmuştum. Önüne geldiğimde ise dudaklarımı yalamış derin bir nefes alarak kapıyı tıklatmıştım. İçeriden 'gel' izinini duyduktan sonra kapı kulpunun tutmuş ve yavaşça aralayıp içeriye süzülmüştüm. Arkası dönüktü bana ama tütsü yaktığını görebiliyorum. Sırtımı soğuk kapıya yaslamış ve elimi kapının kilitine götürüp sakince kitlemiştim. Etraf oldukça loştu, tamamen rahatlama temalıydı ışıkların seviyesi. Hatta mumlar da vardı etrafta.
"Bay Park? Hoş geldiniz." Kalın sesini duyduğumda dudağımı ısırmış sırıtmaya devam etmiştim. "Hoş buldum Bay Kim." Dedim beyaz masaj yatağına yürürken. En sonunda işini bitirip bana döndüğünde gözlerine bakmıştım. O da ilk gözlerime bakmış ama sonra vücudumdaki izlerde ve geçmeye yüz tutmuş diğer çürüklerede takılı kalmıştı. Dudaklarında saniyelik bir sırıtış görmüştüm ama sonra geri eski haline dönmüştü. "Geçin lütfen." Demişti eliyle masaj yatağını göstererek. Başımı sallamış çıkmıştım ve uzanmıştım yüz üstü. O ise belimdeki havluyu çözerek sadece kalçamın üstünde sermişti.
Bu masaj yatağı yüz için göçük olanlardan değildi, rahat ve güzel bir yastığı vardı. Yastığa başımı yan olarak koymuş onu izlemeye başlamıştım. Yağları kendi hazırlıyordu ve kendi karışımlarıydı. Ayrıca çok dikkat ediyordu gerçekten etkili olmalarına. Hayranlıkla onu izlerken omzu üstünden bana baktığında gözlerimiz kesişmişti. Bakışlarımı çekmemiş bakmaya devam etmiştim ama o göz temasımızı keserek önündeki yağ karışımına geri dönmüştü. Tütsünün bahar çiçekleri kokusu tüm odaya yayılırken ciğerlerim bayram ediyordu. En sonunda yağ hazır olduğunda fısfıs şişesine doldurmuş ve bana doğru yürümüştü. Tebessüm ettikten sonra ise sırtıma sıkmaya başlamıştı yağı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Butter|vmin
FanfictionKim Taehyung, Park Jimin'i tereyağının pürüzsüzlüğüyle bağdaştırıyordu. Smut Shot!