Elindeki tencereyi sarı saçlı arkadaşına uzattı. Gümüş kapağı kapalı olmasına rağmen tencereden, tok bir insanı bile acıktırabilecek leziz kokular yayılıyordu."Al bunu. Babanla birlikte afiyetle yersiniz, anneme yapmasında ben de yardım ettim o yüzden birazcık kötü olmuş olabilir"
Alaylı sözünün hemen ardından kıkırdamayı da unutmadı. Sarı saçlı arkadaşını çok seviyordu, tamamiyle bir civcivi andırıyordu. Tabii ki sadece civcive benzediği için sevmiyordu onu. Diğerlerini kendine hayran bırakacak kadar güzel, sevdiklerinin kendilerini özel hissetmesini sağlayacak kadar sevgi doluydu.
"Hadi ama Seung-ie~ eminim ki senin de katkın olduğu için bu kadar iştah açıcı kokuyordur. Kendine haksızlık etme"
Yine utandırmıştı Seungeun'u sarı saçlı beden. Konuşmalarının çoğu Seungeun'un kızaran yanaklarını gizlemek için yanından ayrılması ile bitiyordu. Yine böyle olacağı apaçık ortadaydı.
"T-teşekkür ederim, benim gitmem lazım Songhee unnie beni bekliyor da"
Jungwoo anlayışla gülümseyip küçüğünün elindeki tencereyi aldı. Aklına gelen fikirle gülümsemeye başladı.
"Neden bekliyor seni Songhee unnie?"
Seungeun kızaran yanakları yüzünden bakamadığı büyüğünün sorduğu soru ile telaşa kapıldı. Her zamanki gibi seni ona anlatacağım bu yüzden beni bekliyor diyemezdi ya? Bir bahane bulmaya odaklandığında karşısındakini çok beklettiğini düşünüp aklına gelen ilk şeyi söyledi.
"Şey Songhee unnie liseyi bitirdiği için ondan eski notlarını istemiştim belki lazım olur diye. Hemen şu aşağıdaki parkta bekliyor beni zaten" inandırıcı bir neden sunduğunu düşünüp derince nefes aldı Seungeun. Ortaokuldan beri Jungwoo'yu seviyordu, hadi ama kim onu sevmezdi ki?
Sarı saçlı bedeni sevgilisi ile gördüğünde anlamıştı. Başta bunun arkadaşça bir kıskançlık olduğunu arkadaşının onu boşlayacağı için böyle davrandığına inandırdı kendini. Kendisi de farkında değildi kendini Jungwoo'ya bu kadar kaptırdığının.
Ama her zaman biliyordu, asla sevgili olamayacaklardı önlerinde birçok engel vardı. Kendisi de emindi Jungwoo'ya onun hakkındaki hislerini söylerse sarı saçlı beden bunun çocukça bir hayranlık olduğunu, kendisinden büyük olduğu ve her an yanında olduğu için böyle hissettiğini söylerdi.
Mahallesinden en sevdiği kişi Yiyeon unniesiydi. Seungeun'un gözünde en cesur kişi oydu. Ailesini, çevresini hatta dünyayı karşısına almayı göze alıp Songhee unniesi ile sevgili olmuştu. Sokakta görebileceğiniz normal sevgililerden bir farkları yoktu. Etrafındakilerin bakışlarına rağmen istedikleri her şeyi rahatça yapabiliyor. Özgürlüğün tadını çıkarıyorlardı. Çoğu zaman annesinden onlarla çok fazla takıldığı için azar yemişti Seungeun. Annesi her zaman tembihliyordu onu onlar gibi olmasın sağlıklı bir ilişki kursun diye. Gerçeği bilse olacakları hayal bile edemiyordu Seungeun. Annesi öpüp okşadığı saçlarına bir daha dokunacak mıydı acaba?
Sarı saçlı beden 'hmm' layıp başıyla onayladı küçüğünü. Sonrasında o babasının yanına Seungeun da unniesinin yanına gitti. Düşünceleri çoktan ele geçirmişti onu zaten ağlayarak ulaştığı parkta koşarak unniesine sarıldı. Hıçkırıkları nefes almasını zorlaştırıyor gözyaşlarının ardı arkası kesilmiyordu.
Bazen kendisine kızıyordu bu kadar aptal ve inatçı olduğu için. Ne vardı düzgün bir erkeği sevseydi neden kendisine acı veren şeyi bu kadar çok istiyordu imkansız olmasına rağmen.
"Unnie yapamıyorum artık, dayanamıyorum lütfen yardım et bana. Kurtulamıyorum daha çok içine çekiliyorum- yapamıyorum unnie onu çok seviyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE EVERYTHING YOU DO ፧ SEUNGWOO
FanfictionÇünkü ben de kız kardeşim gibi gördüğüm birine aşık oldum Seung-ie~ beni anlıyorsun değil mi? ꒰oneshot ꒰24.05.2021 ꒰Seungeun & Jungwoo ©jynbia