Kahvaltıdan sonra bulaşıkları lavabonun içine koyup ellerimi yıkamış ve koltuğa uzanarak tavanı seyretmeye başlamıştım. O da sonradan yanıma gelip yatmıştı. Şimdiyse ikimiz birlikte tavanı seyrediyorduk. Ama konuşan yoktu.
"Eee, adın ne senin?"
"Yoongi. Min Yoongi."
"Kaç yaşındasın?"
"51, ama insan yaşıyla 24 yaşındayım."
Gözlerimi kocaman açarak ona baktım.
"O kadar yaşlı mısın?"
Omuzlarını silkin bana baktı.
"Öleli 27 yıl oluyor evlat. Çok da şaşırma."
Sonra ikimiz de tavana bakmaya devam ettik.
"Sevgilin var mıydı?"
"Evet, bir erkek arkadaşım vardı. Jung Hoseok... O çok kusursuzdu. İpek gibi sarı saçları, hep içi gülen kahverengiye yakın ela gözleri, esmer ve buğday arasında bir ten rengi vardı. Kendini bazen kusurlu hissederdi, ama hep onu dışlayan kesim yüzündendi bunlar. Ah... Kendi kusurlarını bana anlatırken bile yüzünü hiç asmazdı, yani onu mutsuz görmek neredeyse imkansızdı. Ancak o gün... O gün bu imkansız gerçekleşti."
"Ne oldu?"
"Arkadaşları benimle ilişkisi olduğunu öğrendi ve üzerine gitmeye başladı. O buna katlayabiliyordu, ancak ailesi de öğrenip üzerine gidince dayanamayıp kafasına sıkmış. Bunu yapmadan önce de bana benden özür dilediğini, ondan sonraki hayatında mutlu olmamı istediğini yazmıştı. Aptal Yoongi, neden yanına gidip de durdurmadın ki onu?"
"Sen nasıl öldün peki?"
"Evime silahlı bir baskın yapıldı ve babasını yanlışlıkla öldürdüğüm adam beni vurdu, bedenimi delik deşik etti."
"Hmmm..."
Bakışlarımı bedenine doğru çevirdim ve kıyafetinin üzerinde kanlı izler olduğunu gördüm. Ona doğru dönüp gözlerimle izleri inceledim. Çok fazlalardı. Canı acayip yanmış olmalıydı.
"Hâlâ mermi izleri duruyor mu?"
Üzerindeki tişörtü göğsüne kadar çıkarttı. İzler duruyordu, ama çok hafiflerdi. Ufak kızarıklıklar gibi duruyorlardı.
Elimi izlerin üzerinde gezdirdiğimde ağzından minik bir inleme çıktı.
"Ellerin buz gibi..."
"Hissedebiliyor musun?"
Elimi tutup iki eli arasına aldı ve gözlerimin içine baktı. Elleri sıcacıktı.
"Senin beni hissedebildiğin gibi ben de seni hissedebiliyorum Taehyung. Hayalet olmam bir şeyi değiştirmez."
Yutkunup bakışlarımı ellerimize çevirdim. Hayatımda ilk defa babam haricinde bir erkek elimi tutuyordu. Doğrusu bu garip hissettirmişti.
Gülerek ellerini çekti ve tişörtünü geri örttü.
"Evlat, fazla çekingensin. Ama Lisa'yı düşünerek kendini çekerken hiç de öyle davranmıyordun."
"H-hey, sen bunu n-nerden...?"
"Ben hayaletim, her şeyi görüyorum."
Ah, sıçtık desene.
~👻⚡️🗄👻~
Aşırı boş bir bölüm oldu gibi geliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Odamdaki Hayalet~ / Taegi - Söz Veremem Ama Texting Olur Belki
Fanfiction"Bir hayaleti kendime âşık ettim, imdat." ~ Taehyung sıradan bir lise son sınıf öğrencisiydi. Sürekli arkadaşlarını eve davet eder, parti yapar, kız arkadaşıyla eğlenirdi. Ancak bir gece uyurken dolabından birtakım sesler duymaya başladı. İlk umursa...