1/1

1.4K 111 454
                                    

medya; otto a totland, steps.

Lütfen yorum yapın, fikirleriniz benim için çok önemli.

Lütfen yorum yapın, fikirleriniz benim için çok önemli

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


|aşk bizim için yeterli değildi

Evrenin işleyişi tam takır düzeninde ilerlerken gezegenlerin çocukları yine evrenin karanlık ve dar sokaklarında zaman geçiriyorlardı. Özeldi bu çocuklar, uçsuz bucaksız sonu gelmeyen evrende birbirlerini duyabilirlerdi ve hatta yankı yapardı sesleri bu eşsiz boşlukta. Dar ama istendiğinde sonu gözükmeyen sokaklarda, birbirlerini tanımayan olmazdı; tek bir özel çocuk hariç.

Hakkındaki efsane ve söylentilerin bitmediği, her köşedeki en az bir fısıltının sahibi olan Ay'ın gizemli çocuğu hariç.

Ay kibirliydi, kendisini üstün görür ve hiçbir gezegenle de bağlantıda bulunmazdı. Bu durum her ne kadar hiç kimse tarafından hoş karşılanmasa da evren bile karşı gelemiyordu Ay'a. Üstelik Ay öyle kibirliydi ki kutsal sayılabilecek özel çocuğunun kimseyle konuşmasına, o saçma gördüğü sokaklara gitmesine izin vermezdi. Ay'ın çocuğu bir başınaydı. Kendini anlatamazdı, Ay'a sesi çıkmazdı. Çünkü Ay kimseyi dinlemezdi, Evreni bile.

Ay bir gezegen değildi, bir uyduydu. Sırf bu yüzden bile o çocuğun çok daha özel olduğunu düşünürdü herkes. Kimsenin görmemesine rağmen güzelliği hakkında bir sürü dedikodu yayılırdı o sokaklarda, diğer gezegenlerin çocukları arasında ve tüm bunlar Ay'ın çocuğu olduğunu kanıtlar şekildeki ışıldayan bembeyaz tene sahip güzel oğlanı daha da gizemli yapıyordu. Öyle ki bu gökçek oğlan, ismini dahi kimsenin bilmediği Jeongguk, bunlardan haberdar değildi. Kendinden haberdar değildi. Ay'ın her onbeşlemesinde Ay kendini kapatır, ne bir şey duyar ne de görürdü. Bu nedenle nihayet yıldızlarla konuşabileceğini düşünen Jeongguk, Ay'ın her onbeşlemesinde parlak yüzeyin bir köşesine geçer, meleklerden aldığı söylenen sesiyle kendi uydurduğu ve küçük bir çocukken Ay'dan duyduğu şarkıları söylerdi boşluğa, yalnızlığa karşı. Bir nevi rahatlama yoluydu bu küçük kalmış kalbinin. Bazen şarkılarına gözyaşları eşlik eder, bazen de hiçbir sebep yokken gülüşleri çünkü o masumdu.

Jeongguk kırılırdı, her kırılışında bir yıldızın ölümüne sebep olduğundan habersiz.

Yine bir gün gezegenlerin çocukları dar sokaklarından birinde toplanmış, konuşuyorlardı. Bir yıldız olan Güneş'in, yanık tenli oğlu her defasında sırtını yasladığı duvardan onları sessizce dinlerdi çünkü hiçbiri onun gibi düşünmezdi, bencil ve kötüydü çoğunun düşüncesi. Burada durup böyle dinlemesi ise sohbetlerini sevdiğinden değil, Güneş'in zorlamalarıyla buraya gönderilmesinden dolayıydı. Ve hatta biliyordu ki haz etmediği bu topluluk sadece birkaç dakika sonra Ay'ın gizemli çocuğu hakkında olan konuşmalarını başlatacaklardı. İçlerinden bir belki iki kişinin onun hakkında tanımasalar da hakaret dolu sözler edeceklerini biliyordu. Buraya her geldiğinde olan bu olaya alışmıştı. Artık kimseyle bir iletişime geçmiyor, yaslandığı bir yerden dinlemeye koyuluyordu yalnızca. Demiştik ya Güneş'in oğlu Taehyung haz etmezdi onlardan. Kapanmaya yüz tutmuş gözleri Venüs'ün kızının konuşmasıyla tekrar daha dinç bir şekilde açılmış, zihni ise tüm dikkatini kızın ince dudaklarından dökülecek kelimelere yöneltmişti.

stay | taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin