1.23

234 35 34
                                    

Kim Taehyung ve Ay Tenlisine özel,

|bir gün ay'a, uzun uzun mektup yazdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


|bir gün ay'a, uzun uzun mektup yazdım.

Akrep sabahın dördünü çoktan görmüş, yelkovan da peşini bırakmazken çok başka bir evrende yakından şahit oldukları yıldızlar parlıyorken karanlık gökyüzünde, şarkısını söylemeye bir gece daha başlıyor Taehyung. Kollarında ise hiçbir gece gerçekliğine inanamadığı ay tenlisi var, sarmış sıkıca.

"Bir gün Ay'a,
Uzun uzun mektup yazdım." diye başlıyor, dışarıdan duyulan yağmur seslerinin de karıştığı kadife sesi. Sanki yarası var, acı çekiyor, sesine yansıtmakla yetiniyor sadece.
Sözlerdeki hayali mektubunda ise uzun uzun ne yazdığını biliyor ikisi de. Bizi ayırma, yazıyor. Onu benden ayırma.

"Senin kadar aydınlık olmayacaktı,
Küçük bir mum yaktım.
Loş bir parkta,
Şarkı söyleyen isimsiz bir kuş." Söylemeye devam ederken şarkısını, boynuna sokulmuş sevdiğine ait sıcak bir gözyaşını hissediyor: Belirsiz bir gözyaşı. Acı mı, mutluluk mu, keder mi; belli değil. Aldırmıyor, devam ediyor söylemeye.

"Neredesin sen,
Neden ağlıyorsun?
Burada tek başımızayız, seninle ben.
Ben ve sen."

Tam şu anda aklına dolan hatıralarla bir başka gözyaşı da kendi boynuna doğru bir rota belirliyor. Mutluluktandır diyor,  Ona kavuştum ya mutluluktan.

O da yalnızlığında söylüyordu şarkılarını diye hatırlıyor, tekrar sızlıyor her bir parçası. Çok şey demek istiyor o anda ama sesi kimseye ulaşmıyor çünkü dudakları çaresizliğinden boynunu bükmüş aciz bir varlıkçasına hareket edemedi. Şarkısını devam ettirdi öylece.

"Derin gecenin ardından
Senin şarkı söyleyen sesin
Kırmızı gündüzü getirdi
Bir adım... Ve başka bir adım
Şafak geçip giderken
Ay uykuya daldığında
Bana eşlik eden mavi gölgeler de kayboldu."

Rüya, hayal, efsane; istediğinizi diyebilirsiniz. Aylar öncesinde koca bir hayatın sığdığı ve uyandıkları o anlar tekrar doluyor hatıralarına. Hiç var olmamış bir bebeğin gözyaşlarını şu anda yeryüzüne dökülmekte olan yağmura benzetirlerken gülümsüyor Jeongguk. O da gülümsemişti, diyor.

Gülümsüyor da.

Ay tenlisinin yüzündeki tebessümü görünce kaçırmak istemez gibi; şarkısını bırakarak bağlarının eseri, kendisine parlamakta olan yara izine bir öpücük bırakıyor Taehyung. Gördüğü galaksilerden en parlağına, kendisine ait olana dönerken gözleri, dudakları da tekrar hareket ediyor.

"Boğuyor beni Güneş
Ve çırılçıplak soyuyor beni Dünya.
Elimden bir şey gelmez başka yolu yok.
Ay ışığı altında parçalanmış olan beni topluyorum."

Güneş artık boğmazken onları, toparlıyolarlar birbirlerini bu yetersiz Dünya'da. Gülüşlerinde, gözyaşlarında, sevgilerinde ve bağlarında toparlıyorlar. Dünya yetersiz onlara, galaksileri verseniz tek bir bakışlarındaki anlamların yakıcılığını dahi sığdıramazsınız. Her bir uzuvları bu birkaç saniyelik özleme dayanamaz gibi titrerken birkaç öpüş daha uçup gidiyor aralarında.

Kaç gece geçirdiler böyle, kaç gece sabahlara kadar sevdiler birbirlerini, kaç gece Taehyung özenle seçtiği ve hatta kendi yazdığı şiirlerini, şarkılarını fısıldadı Jeongguk'a; belirsiz. Çoğu gece içi korkuyla titriyor, ya bu şiirim ona yetmezse ya bu şarkım onun güzelliğinde kaybolursa diye. Ama biliyor ki cevap hep aynı, bu korkuları boşa çünkü biliyor, hiçbir şeyin onlara yetemeyeceğini biliyor. Sevgileri öyle yüce ki bıraktılar kaç gece geçtiğini saymayı çünkü bitmiyor, bitmeyecek. Onlar bir kere ayrıldılar, bir daha ayrılmayacaklar.

"Sana Ay'ın çocuğu diyorum,
Nerede Ay'ın çocukları?
Şafağın soğuk havasını içimize çekiyoruz,
Evet, aynı anda hem yaşıyoruz hem ölüyoruz.
Ama şu anda gözlerini açabilirsin, sorun değil.
Çünkü her film gibi, tıpkı her replik gibi.
'Bütün dünya mavidir ay ışığı altında' "

Karanlık gecede Ay'ın ışığı pencerelerinden üzerlerine düşüyor, bir tek o var. Ne Jeongguk Ay'ın çocuğu ve o zamanki gibi teni parlak, ne Taehyung Güneş'in çocuğu ve sarı ışığı ile parlıyor. Bunlardan hiçbiri şu anda gerçek değilken bile Taehyung duramıyor, tüm evrene yalan söyleyeceğini bile bile büyük bir kez daha yüreğine sığmayan gururuyla şöyle fısıldıyor Jeongguk'a,

Ay tenlim.

Bununla uzandıkları sıcak yatağın içinde mümkünmüş gibi daha da yaklaşıyorlar birbirlerine. Birazdan neredeyse kalp seslerini duyacaklar birbirlerinin. Öyle ya, bunun için yakın olmalarına gerek bile yok. Birbirleri için yaratılmışlarken nasıl olur da kalplerinin sesleri yankılanmayı bırakır ki aciz kulaklarında..

Güneş ağlayan bulutların arkasından yükseldiğindeyse yeniden şafak söküyor. Yüzlerce, binlerce kez şafak söktü, Ay defalarca uykuya daldı ve mavi ışığı defalarca kayboldu. Bu söken, kaçıncı olduğunu bilmedikleri şafakta da olduğu gibi onlar hiçbir zaman ayrılmadılar ve onların mavi ışıkları hiçbir zaman kaybolmadı. Açık pencereden vuran hafif rüzgarlar perdeleri oynatırken esmer, sevgisine muhtaç bedeni olabildiğince sardığındaysa Jeongguk yorgunlukla gözlerini tekrar kapatıp derin bir uykuya çekilecekken şarkının son sözleri yankılanıyor en derinlerinde.

"Şafak söküyor ve
Ay uykuya dalıyor.
Benimle beraber olan mavi ışık kayboluyor."

-Son.-

stay | taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin