[∅]

417 29 47
                                    


Yoon oh pijamalarını giymesinin ardından koşuşturarak koltukta oturan annesinin yanına yerleşmişti. Hemencecik kafasını kucağına koyduğunda onun tarafından saçlarının okşanmasını bekliyordu sabırsızlıkla. Neyseki annesi ufaklığı daha fazla bekletmeden sıcacık ellerini oğlunun saçlarıyla kavuşturmuştu. Gülümsemesi eşliğinde onun saçlarıyla oynamaya devam ederken ufaklık birden bire sormuştu.

''Anne, ben büyüyünce Yuta hyung'la evlenebilir miyim?''

Kadın oğlunun bu sorusu karşısında kıkırdayışlarını tutamamıştı. Kasabanın diğer ucunda oturan oğlana ne ara bu kadar düşkün olmuştu?

''Yoon oh, henüz 8 yaşındasın. Yuta hyung'unu o kadar çok mu seviyorsun?''

''Yuta hyung ne zaman yorulsam beni eve kadar sırtında taşıyor, ayrıca çikolatasını benimle paylaştı. Büyüyünce mutlaka onunla evlenmeliyim, ama tam olarak ne kadar büyümem gerekiyor?''

Çocuk, küçük parmaklarıyla hesap yapmaya başlamıştı bu sorusunun ardından. Annesi ''onunla evlenemezsin Yoon oh'' deyip gülmeye devam etse de ufaklık halen umutluydu. Acaba Yoon oh ne kadar zaman geçmesi gerektiğini hesaplarken bir insanın kaç yaşına geldiğinde evlenebileceğini biliyor muydu? O sadece 8 yaşında bir çocuktu..

...

Ufaklık kasabanın her yerinde çok sevdiği hyung'unu arıyordu. Arkadaşlarıyla oynadığı oyunda yeni bilyeler kazanmıştı, renkleri çok güzeldi bu yüzden Yuta hyung'unun da bilyeleri görmesini istiyordu. Ayrıca bu küçük Yoon oh için büyük bir başarıydı, karşılığında takdir bekliyordu. Uzun süre etrafa bakınmasının ardından kasabanın kuzeyinde kalan elma bahçesinde bulmuştu hyung'unu. Hızlı adımlarla yanına gitmiş, avuçlarının içindeki bilyelere dikkat çekerek ondan uzun olan bedene doğru kaldırmıştı kafasını. Karşısındaki onunla aynı seviyede olmak için hafifçe eğilmişti.

''Yani bu bilyeleri sen mi kazandın Yoon oh?''

Sevimli bir şekilde kafasını sallamış ve yüzüne yerleşen gülümsemesini gamzeleri eşliğinde sergilemişti küçük olan. Yuta onun saçlarını hafifçe karıştırıp ona bu başarısından dolayı çikolata alacağını söylediğinde ufaklık daha da çok mest olmuştu. Artık 10 yaşındaydı, biraz daha büyümüştü ama çikolatadan, hele ki hyung'unun aldığı çikolatadan asla vazgeçemezdi. Büyük olan bilyeleri cebine koyup asla kaybetmemesini tembihlediğinde çocuk hemen onu dinlemiş ve cebine atmıştı bilyeleri. Sonra bakışlarını yeniden hyung'una çevirmişti.

''Hyung neden buradasın?''

Arka taraflarında kalan sepeti işaret ederek söylemişti Yuta.

''Elma topluyorum, bunları sınıftaki arkadaşlarıma dağıtacağım.''

15 yaşındaki Yuta oldukça yardımsever ve cömert biriydi. Elinde olan neyse yarısını mutlaka yanındakine verirdi. Elma bahçesinin sahibi elma toplamasına izin verdiğinden arada bir buraya gelir, sınıf arkadaşları ya da kasabada ihtiyacı olan insanlar için sepetini doldururdu. Ufaklık ''öyleyse hyung'uma yardım etmeliyim'' diyerek üzerindeki kıyafetin kollarını hafifçe sıyırmıştı hemen. Halbuki boyu dallara yetişecek kadar uzun değildi, minicik bir bedeni vardı aksine. Ancak sorun değildi çünkü Yuta onu omuzlarına aldığında dallara yetişmek için yeterince uzun olabilirdi. Ki öyle de olmuştu, büyük olan ufaklığı omuzlarına almış sıkıca tutmuştu. Ona yardım etme konusunda bu kadar istekliyse kesinlikle küçüğünün kalbini kırmazdı. Elmalar yavaş yavaş sepeti doldurmaya başlamıştı..

...

Ufaklığın 11. yaş günü gelip çatmıştı. Annesi oğluna küçük bir pasta hazırlamış, bunun yanında da Yuta ve annesini de çağırmıştı oğlunun mutlu olacağını düşünerek. Muhakkak mutlu olurdu, ne de olsa Yuta hyung'unu görecekti. Yoon oh artık doğum günlerini iple çekiyordu çünkü öğrendiğine göre biriyle evlenebilmek için 19 yaşında olmak gerekiyordu. Bir an önce 19'una gelmeli ve Yuta hyung'uyla evlenmeliydi, halen bu hayalinden vazgeçmiş değildi.. Kapı çaldığında büyük bir sevinçle gidip açmıştı kapıyı, bekledikleri gibi Yuta ve annesiydi gelen. Yuta büyüdükçe annesine daha da benzer olmuştu, ergenliğin verdiği o sinir bozucu birkaç sivilcesi de olmasa gerçekten güzel görünebilirdi. Heyecanı en üst seviyede olan ufaklığı daha fazla bekletmeden yemek masasına geçmiş ve keyifli bir şekilde yemişlerdi yemeklerini. En sonunda pasta da masaya getirilmiş küçük çocuğun önüne konulmuştu. Yuta pastaya dikilen tek mumu yaktığında ondan dilek tutup üflemesini istemişti. Gözlerini kapattı Yoon oh, son 3 senedir olduğu gibi dileği aynı olacaktı, Yuta hyung'u ile evlenmek. İçinden geçirdiği sözcüklerin ardından dudaklarının arasından çıkan nefes söndürmüştü mumu. Bunun ardından annesi pastayı dilimlere bölüp servis yapmıştı. Herkes oldukça keyifli görünüyordu pastalarını yerken. Bir süre sonra Yoon oh ve Yuta dışarı çıkmış, evin önünde bulunan ahşap yükseltinin üzerine oturmuşlardı.

Step By Step | YuJaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin