🧷jake

1.1K 46 0
                                    

içerik: mahvolmuş sürpriz

"En sonunda." sessizce iç çektin, ayakların gecenin bir yarısı seni zar zor taşıyordu.

Odada huzur içinde uyuyan güzel çocuğu uyandırmak istemiyorsun, gürültü yapmamak için olabildiğince yavaş bir şekilde çantalarınızı yere bıraktın.

Aileni ziyarete gittiğinden beri bir hafta oldu, Jake'i yalnız bırakmak zorunda kaldın, görüşünü bulanıklaştırmaya devam eden gözyaşlarını senden saklamaya çalışırken sana sevgiyle el sallayarak gülümsedi her konuştuğunuzda.

Sadece iki haftaydı ve bunu senin için mahvetmek istemedi, ama dürüst olmak gerekirse, bu kadar uzun süre sensiz olmak çok zordu ve elinden gelenin en iyisini yaparak saklamaya çalışsa da, telefonda her konuştuğunda bunu hissedebiliyordun.

Bir hafta önce eve gelerek onu şaşırtmaya karar verdin. Parmak uçlarında mutfağa gittin, yatak odasının yanından geçerken ona yandan bakmıştın.

Üzerinde sweatshirt'ün olan yastığına sarılırken o kadar sevimli görünüyordu ki, sana ve kokuna o kadar alışmıştı ki, yokluğunda kendini daha iyi hissetmesine yardımcı oluyordu bu.

Karnından yüksek bir hırlama geldiğinde, Jake'in uyanacağından ve hafif uyuyan biri olduğu için sürprizin mahvolacağından endişe ederek karnınızı tutuyorsun,

3 dilim pizzanın yanında gözlerin parladı, kola almak için eğilirken onları tezgahın üzerine koydun. Arkandan gelen bir gümbürtüyle irkildin, Jake'in uyuduğunu görmek için hızla döndün.

Durduğunuz yerden göremiyordunuz, 'belki diğer tarafa dönmüştür' Yatak odasının kapısına yaklaşırken kendi kendine düşünmüştün, kafanı kapıdan içeri sokarak bakarken.

Bir göz açıp kapayıncaya kadar duvara yaslandığınızı hissettiniz, elleriniz çapraz ve arkanızda güçlü bir şekilde sabitlenirken yüzünüz duvarın soğuk dokusuna değdi.

"Ne oluyor Jake?" Çığlık attın, vücudunun tuhaf pozisyonundan dolayı boynun ağrımaya başladı.

"B-burada ne yapıyorsun?!" Saf bir şokla nefesi kesildi, hızla üzerindeki tutuşunu bıraktı, "Lanet olsun, senin bir hırsız falan olduğunu sandım!" diye bağırdı, yüzündeki şaşkınlık onu sevimli bir köpek yavrusu gibi gösteriyordu.

"Pekala, lanet olası burası benim evim, Başka nerede olabilirim ki?" Bir dakika önce onun sıkı tutuşu altındaki bileklerini ovuşturarak dalga geçtin.

"Aman Tanrım iyi misin?" Bileklerinize masaj yaparak sizi kendine çekti ve küçük bir çocuk gibi yanaklarınızı okşadı ve dudaklarından şunlar döküldü.

"çok üzgünüm"

"Bugün geleceğini unuttuğuma inanamıyorum, o kadar aptalım ki-" Yanına otururken seni yatağa oturtarak mırıldandı. "Aptal bir şey unutmadın, seni şaşırtmak istedim ama acıktım bu yüzden pizza yemek istedim, bu arada bu kadar hafif uyuyan biri olmana gerek yok." Ona surat asarken kollarını kavuşturarak şaka yollu güldün.

Suratını gagaladı*, saçını dağınık bir şekilde taradı, "Seni o kadar çok özledim ki, bilmiyorsun bile." Fısıldadı, ikinizi de yatağa yatırırken sizi kendine çekerek saçlarınıza küçük ama sevecen öpücükler kondurdu.

Odanın romantik havası uzun sürmedi, mideniz bir kez daha yüksek sesle homurdanarak ikinizin de kıkırdamasına neden oldu.

"Vay canına kırgın hissediyorum." Seni gelin stiliyle kaldırmadan önce karnını gıdıklayarak alay etti "Önce küçük(!) problemini çözelim bebeğim." Gülerek burnunun ucunu öptü.

"Sürprizim bozuldu." Küçük şirin bir çocuk gibi havayı tekmeleyerek mızmızlandın.

"Hayır bozulmadı, bu sabah duyduğum ilk şeyin senin küçük hırlaman olması hoşuma gitti, sensiz çok yalnız hissettim." Burnunu senin burnuna sürtüp seni kendi etrafında döndürürken sana sevgiyle gülümseyerek fısıldadı.









evet bu kitabın dördüncü bölümünü de okumayı tamamlamış bulunmaktasınız

bu kitabın her bölümü ingilizce'den çevriliyor

tumblr boyfriend çevirisi kitabıdır

i love you like the galaxy 💖

enhypen'ı bolca desteklemeyi unutmayın

tumblr boyfriend çeviri || enhypen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin