Jeon-Jikook9795 ithafen...
02.06. 21...?
İnsanlar yağmurdan kaçıyordu. Bir karınca misali bir oraya bir buraya koşuyor sığınacak yer arıyorlardı. Güney Kore'de insanlığa ve gökyüzüne yağmur hükmediyordu. Yeryüzü cennetten düşen yağmur damlaları ile sevişirken insanlar evlerine kaçıyordu.
Yağmur bardaktan boşalırmışcasına yağarken çakan şimşekler yeryüzünü ve gökyüzünü inletiyordu. İnsanlar ıslanmamak için kaçarken doğa çakan şimşeklerden korkup kaçıyordu.
Sokaklar ıssız ve korkunç... Güney Kore tarihinin en ürkünç yağmuruna şahit oluyordu. Sokaklar deli gibi yağan yağmura ve korkunç şimşeklere kalmıştı. İnsanlar evlerine sığınmış, gece vaktinin getirdiği karanlık ile evler, sokaklar ve gökyüzü karanlığa gömülmüştü.
İnsanlar korkuyordu... yağmur durmayı düşünmüyordu zira daha hızlı yağan bu korkunç damlalar açıkça bunu belli ediyordu. Gökyüzünü aydınlatan mavi ışıklar çok ürkünçtü. Güney Kore sokakları yağmurun esiri olmuşken her yer karanlığın altındaydı. Herkes evlerine sinmiş ülkelerini işgal eden karanlığın getirmiş olduğu korku ile Tanrı'ya dua ediyordu.
Güney Kore...
Dünya işlenen bir günahı saklıyordu.
Yağan deli yağmurlar işlenen günahı temizlemeye çalışıyordu.
Korkunç şimşekler dudaklardan firar eden inlemeleri susturmaya çalışıyordu.
Dünyayı ele geçiren karanlık tek beden olan iki aciz bedeni saklıyordu.
İnsanlar, ülkelerini esir alan korkunç karanlık ile yağan yağmurdan kaçarken; çakan acı dolu şimşekler ve karanlık yağmur günaha ortak olan iki aciz varlıktan korkuyordu.
İnsanlar karanlıktan, karanlık ise Jeongguk'tan korkuyordu.
İnsanlar korkunç acı dolu şimşeklerden kaçarken şimşekler Jimin'in o tatlı inlemelerinden kaçıyordu.
"Agh!!" içini dolduran o varlıkla beraber acı ama zevk dolu bir inleme dudaklarından firar etti. Sinir demetine- hayır hayır girdiği an uzunluğu ile prostatına değen o penis aklını başından almıştı. Deliğinden ve penisinden zevk suyu akarken bedeni daha fazlası için kendini kasıyordu.
Karnında hissettiği o uzuv, kalbini daraltan o zevk ve eşsiz yıldızlar...
Park Jimin, Tanrı'nın evinde Tanrı'ya ihanet ediyordu!!
"Lüt- lütfen..." gözleri zevkle kaymış dudakları günah dolu inlemeleri ile ıpıslaktı.
Gözleri o haz, o zevk, o işlenen günahın getirdiği mutluluk ile yukarı kaymıştı. Dudaklarından günah dolu inlemeleri eksik olmazken o açık ağzı ile ona üstten bakan bedene yalvarmıştı.
"Lütfen ne?" alayla sormuştu. Altında deli gibi inleyen bedene bakarken daha da sertleşiyor, daha da küstahlaşıyordu.
Tanrı şahit olsun ki hayatı boyunca hiç bu kadar güzel bir erkek görmemişti.
Tanrı'ya tapmayan bedeni altında inleyen beden yüzünden artık onun var olduğunu düşünüyordu. Tanrı aşkına altına aldığı beden bir Tanrı gibiydi! Tanrı'ya inanmıyordu ama onu da dilinden düşürmüyordu, ne ironi ama!
"Lüt... lütfen... lütfen oraya bir daha dok- OH TANRIM!" sözünü prostatına değen uzuv yüzünden yarıda kesip çığlık attı.
Gözleri yuvalarından kayarken, parlak dolgun dudakları aralanmıştı. Bedeni o noktaya ulaşmak için kendini kasıyor ve içindeki o penise kendine itiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sin in the house of god(m)
Short Story"Shhh bebeğim bugün burada olanlar bir sır olarak kalacak....." Park Jimin • Jeon Jungkook