Sanırım bugün hasta oldum. Ciğerlerimden gelen güçlü öksürük beni halsiz bırakıyor. Annemin zoruyla yarın doktora gideceğiz. Ama bunlar önemli değil, çünkü bugün Rose'u evine kadar bıraktım. Bu, uzun zamandır süren hastalığımı birazda olsa etkisiz bıraktı. Beklemediğim bir anda yanağıma küçük bir öpücük bıraktı. Bu beni ve fütursuz ergen duygularımı oldukça etkiledi. Ne yapacağımı bilemedim. Yalnızca yerimde durdum, sanırım o da utandı ve evine koştu. Ona gün geçtikçe bağlanıyorum. Baba olmayı hiç düşünmedim ama Rose bunu düşünmemi sağlıyor. Eğer buna günlüğümde yer veriyorsam ben sanırım aşık oluyorum. Harika bir şey bu! Ama kendimi kontrol etmem lazım çünkü acele edip onu incitmek istemiyorum. Keşke şuan yanımda olsa ve ona sırılsıklam sarılsam. Ondan ayrılmayı gerçekten istemiyorum.
Bu arada sana Rose'dan bahsetmedim. Kızıl saçları var. Omuzlarından süzülüyor, bu bana oldukça güzel ve kusursuz bir deniz manzarası gibi geliyor. Mavi gözleri var. Bütün okyanusları sanki önüme seriyor ve vurdumduymaz kulaç atıyor. Yaşadıklarımı anlaman için onu görmen lazım. Kısa bir zaman içinde bir resmini sana göstermek için alacağım. Şimdilik bu kadar, her şey yolunda; tabii şu lanet gribi atlatırsam.
Öncelikle siteye tekrardan dönmemi sağlayan @butlinski yani okul arkadaşım Soydan'a teşekkür ederim. Yolun başında olduğumu biliyorum ama devamının geleceğine inancım tam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oliver'in Son Günlüğü
General FictionÖlümün pençesine dayanmış bir çocuğun son nefes ve umutlarını tükettiği kedersiz hayatının uç doruklarındayken kaleme aldığı bu son satırlar belki de bir kanser hastasına karşı empati duyabileceğimiz son bir yazılı tanık olabilir. Unutmayalım empat...