Soğuk bir kasabada yaşıyordum. Çok gizemli biri olduğumdan sabahları ormana yürüyüşe çıkıyordum. Bir gün yine aşırı gizemli biri olduğumdan yürüyüşe çıkmıştım.
Ormanda pıtı pıtı yürürken ne kadar güzel bir gün olduğunu düşünüyordum. Ayaklarım acıdığında bir kayaya oturdum. Bulutlu bir gündü.
Sonra yaprak fışırdamalarından birinin geldiğini anladım. Çünkü çok zekiydim.
Yanıma soluk tenli Edwırt culen çakması bir çocuk geldi. Çok çakma ve aşırı tipliydi.
Emrecan: Naber?
Çok havalı biri olduğumdan cevap vermedim. Beni beğenmiş miydi acaba?
Emrecan: Niye cevap vermiyorsun?
Pelinsu (me): Ben son hız bir arabanın önünde mal gibi dururken beni kurtarmayan kimseyle konuşmuyorum.
Saçlarımı savurdum ve pıtı pıtı diye okula gitmeye başladım. Çocuk arkamdan bana bakıyordu çünkü ben başrolüm.
Neyse okulda gölgemde kalan fakir ve mutlu Ayşenur yanıma geldi. Ama onunla çok anlaşamıyordum çünkü o bir kızdı ve ben kızlardan nefret ederim hep erkeklerle konuşurum.
Biyoloji dersimiz vardı bize bakteri verdiler. Benim mikroskopa ihtiyacım yoktu bikoz zoom yapabilen gözlerim vardı. Hoca yanıma Edwırdı koydu.
Biz iki saat bakışırken hoca bizi hiç uyarmadı çünkü Alacakaranlığı yaşıyoruz. Neyse çocuk ağzını tutmaya başladı.
Pelinsu: Ne oldu?
Emrecan: Hiçbir şey gel romantik romantik bakterileri sayalım.
Pelinsu: Tamam.
Emrecan: Bak şu bakterinin ismi anan.
Pelinsu: Şu bakteride blablana korum kabilesinden.
Neyse çocuk bi anda manyak gibi kafasını sallamaya başladı. Sonra yine ağzını tuttu ve "Çişim var." diye bağırarak tuvalete koştu.
Yazıık, hamile galiba.
_____________________________________
Bu kadardı şimdi sg bb.