Sabah zorla gözlerimi açtım. Hiç bu kadar zorlanmamıştım. Odamdaydım. Gözlerim beyaza boyalı olan tavana bakıyordu. Odamın o kokusu burnuma doluyor ve nerede olduğumu anlamamı sağlıyordu. Evet onun yanında değildim. Yatağında çıplak bir şekilde yatıp uyuyordu ve bende kendi yatağımda uyuyordum. Ne olacapını biliyordum. Hiç bir şey olmamış gibi davranacaktı. Her zaman olduğu gibi. Beni bir kenara fırlatacak ve canı istediği zaman oradan alacaktı.
Ve ben bundan cidden bıktım. Artık beni fırlata bilecek bir konumda değilim.
Yataktan doğrulup yan tarafımda duran dolabıma yönelmiş ve yedek okul formalarımı alıo üstümü giyinmiştim. Heryerim ağrıyordu ve bu halde okula gitmek zulüm gibi geliyprdu 8 ders boyunca öğretmenleri dinleyip not tutmak ölüm gibiydi. Üstelik okuldan sonra katılamk gereken zorunlu etütler vardı.
Hazırlandığım zaman çantamı almış ve odadan dışarı çıkmıştım. Beom mutfakta kahvaltı yapıyordu gidip karşısına oturdum ve önündeki tabaktan bir kaç lokma alıp ağzıma attım. Sitem ederek kafasını kaldırmış ve göz teması kurmamızı sağlamıştı. "İçine boğazlı bir şey giy yeonjun." Demişti. Söylediklerini bir anlam verememiştim ilk başta. Ardından masanın üstünde duran telefonun kamerasını açıp ekranı bana döndürmüştü.
Siktir! Bunları ne zaman yapmıştı?
Onu her zaman bedenimde iz istemediğim konusunda uyarırdım ama dün gece sesimi çıkarma gereğş duymamıştım. Çünkü artık öğrenmiş olması gerekiyordu. Fakat o ben ağzımı açmadığım için bedenimde boş yer kalmayana kadar iz bırakmıştı.
Beom kahkalar atarak masadan kalkmış ve içeriden boğazlı kazak alıp geri gelmişti. Hala gülmeye devam ediyordu. Kazağı üsyüme giyip geri salona geldiğimde ise çantasını sırtına almış beni beklediğini gördüm. Orada olduğumu fark edince hadi gidelim demiş ve kapıya doğru yönelmişti.
Okul saatimize biraz daha olduğu için otobüse binmemiş ve yürümeyi tercih etmiştik. Normalde beom kulaklığını takar ve müzik dinlerdi ama bu sefer kulaklığını takmamıştı. "Ne o müzik dinlemiyorsun?" Gıcık bir ses tonu ile vurgulamıştım. "Emin ol kulaklıklarım yanımda olsa jun çoktan müzik dinlerdim ama şuan çalışma masamın üstünde duruyorlar." Demişti benden daha gıcık şekilde.
Beom beni çok fazla sinir ediyordu. Bunu genellikle ben yapmaya çalıltığımda yapar diğer türlü pek fazla bulaşmazdı. Ama ben onunla eğlenmeyi çok severdim. Hazır cevap oluşuna her zaman hayrandım zaten. Anında cevabını yapıltırır ve beni susturmayı başarırdı.
Yavaş yavaş okula yürüyorduk. Kolumdaki saate baktığımda zamanın daraldığını fatk ettim. Fazla uzak değildik ve tam zamanında yetişebilirdik. Yanımızdan bir sürü araba geçiyor ve insanlar işlerine yetişmeye çalışıyordu. Ben ise hafta sonu için ne yapacağımı düşünüyordum. Sürekli evde durup gün boyu telefonla uğraşmaktan gerçekten sıkılmıştım. "Hey beom!" Benden biraz daha hızlı yürüdüğü için durmuş ve arkasında kalan bana bakmıştı. "Efendim?"
"Hafta sonu için planın var mı?" Durup bir kaç saniye düşündü ve tekrardan yürümeye koyuldu. "Hayır yok neden?" İyice arkasında kaldığımı fark edince koşar adımlarla ona yaklaşmış ve yanında yürümeye başlamıştım. "Hafta sonu beraber yemek yemeğe gidelim mi?" Diye sorduğumda kafasını bana doğru çevirmişti. Dudağının bir kenarını havalandırırken kaşları yukarı kalkmıştı. "Benimke randevuya mı çıkmak istiyorsun?" Diye alayla sorduğunda elimle ozuna vurduğumda acıdığına dair sesler çıkarmıştı.
Sinir olduğum için adımlarımı hızlandırmıştım ve onu arkada bırakmıştım. Zaten okula gayet yakındık. Arkamdan seslendiğini duymuştum ama hiç kafamı çevirip bakma gereği duymamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fets ferits~°
FanfictionSoobin okul: hey yeonjun sen, ben ve okul çıkışı arka bahçe Epny~°