"Kahretsin."
Dino, kravatını bulmaya çalışan, ordan oraya koşan babasını ada koltuğa yaslanmış izliyordu.
Sonunda bundan sıkılıp kravatı sakladığı yer olan mutfağa yürüdü.
Üst dolaba koymuştu, oraya ulaşması için yemek masasının sandalyelerinden birini ittirdi ve dolabın olduğu yere getirdi.Jun, gıcık edici sürtünme sesini duyduğu gibi mutfağa geldi ve dino'yu sandalyenin üzerinde kravatıyla yakaladı.
"Eyvah yakalandım!"
Jun gülümsedi ve çocuğu kucağına alıp yanağına bir öpücük kondurdu.
"Demek babayla saklamaca oynamak istedin?" dedi gülerek.
"Hayır..." dedi çocuk yavru köpek gözleriyle "benimle kalmanı istedim."
Şimdi Jun buna nasıl hayır diyebilirdi ki?
🧸
"Çok heyecanlı gibisin bugün için?" dedi jun ağzında krep varken.
Dino mutlu bir şekilde başını salladı. "Öğretmenimi çok seviyorum!" diye bağırdı, Jun tek kaşını kaldırdı."Beni?"
Dino tekrar başını salladı, bunu yaparken saçları sanki uzay boşluğundaymış gibi havada uçuşuyordu. "Sakin ol dino, başın ağrıyacak." başını gene salladı küçük çocuk."Biliyor musun baba o da Çinli! Hatta bazen bana Çince kelimeler öğretiyor, sen geç kalınca benimle kalıp oyun oynuyor!"
Dino, çinli öğretmeni hakkında heyecanlı görünüyordu.
"Öyle mi?" Diye sordu, oğlunun anlattığıyla ilgiliymiş gibi görünebilmek için.
Çocuğun öğretmenini bu kadar sevmesi jun'u kıskandırmıştı.
Sorduğu bu soruya sevinen çocuk ise bir güneş kadar parlak ve büyük gülümsemesiyle kafa sallamıştı.Onun bu gülümsemesiyle Jun da otomatik olarak gülümsemeye başlamıştı.
***
Dino doğduğu zaman, Jun mutluydu.
Yanında sevdiği kadın vardı, onunla bir çocukları vardı.
Herşey çok güzel ilerliyordu.Fakat bir gün Jun eve geldiğinde, yemek kokusu olan bir ev yerine, oğlunun yankılanan çığlıkları ve dağınık bir ev ile karşılaştı.
Hemen dino'nun yanına koştu, oğlunu kucağına aldı. Kontrol etti, sakinleştirdi ve uyuttu. Sonra evi toparlamaya başladı.
En son kendi yatak odasına geldiğinde, burasının diğer yerler gibi olmadığını gördü sadece yatağın üzerinde bir zarf vardı.
Terk etmişti, ben bunlara dayanamıyorum artık gidiyorum demiş, terk etmişti onları.
Birkaç ay kendine gelemedi Jun, sürekli onun gitmesine neden olan sebebi aradı.
Bu süre zarfında Dino ile yakın arkadaşı seungkwan ilgilenmişti.
Jun gün geçtikçe daha kötü olmaya başlayınca, bu olaya bir el atmış ve dino'yu kucağına bırakıp "bir işim var, bir iki saat yokum" diyerek gitmişti.
Eve geri geldiğinde ise ne kadar doğru yaptığını düşünmüştü.
Çünkü Jun sadece iki saatte yenilenmiş gibi görünüyordu.
O gün, Seungkwan gittikten sonra Jun bir süre kucağında çocuğuyla olduğu yerde kalmıştı. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Çocuk biraz mızmızlanınca
bir elini minik ele uzattı, minik el onun parmağını sıkıca kavrayıp, gülümsedi.
İşte o gülümseme Jun'u yeniden hayata döndürdü.O günden beri, Dino ne zaman gülümsese, dünyası bir anda aydınlanıyor, tüm kötülükler sanki yokmuş gibi hissediyordu.
Dino onun en değerlisiydi.
🧸🧸🧸
Dün meotamong arkadaşla önümüzdeki iki yıl boyunca fic yazmayacağımı konuştuktan sonra bir anda ilham geldi ve ortaya bu çıktı.
Umarım seversiniz.Mini not: Yazım hatası görürseniz bildirmekten çekinmeyin lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NURSERY TEACHER ── Junhao
Fanfiction✎𝐒𝐇𝐎𝐑𝐓 𝐒𝐓𝐎𝐑𝐘✎ ─Jun bekar bir babadır ve haliyle çok fazla sorumluluğa sahiptir. Başlangıç: 18.06.21 𝐁𝐢𝐫𝐢𝐧𝐜𝐢𝐥𝐢𝐤𝐥𝐞𝐫 #Hoshi 27.06.21 #The8 02.07.21 #jun 08.07.21