-1-

157 14 89
                                    

"Ben senin sevgilin, baban, ağabeyin, arkadaşınım… Biri bitse biri kalır. Seni hiç bırakmayacağım."

-Cemal Süreya

____________________________

Londra'da hava bugün oldukça durgundu. John ellerini kot pantolonunun ceplerine koymuş, Mary'nin pastaneden çıkmasını bekliyordu dükkanın önünde. Birkaç hafta sonra evleneceklerdi fakat Mary işleri son güne bırakmanın kötü bir fikir olduğunu söyleyerek şimdiden düğün mekanına, gelinlik ve damatlığa, içkilere ve pasta kremasına karar vermişti. Buradaki işleri bittikten sonra da Sherlock'un yanına gidip davetli listesini ayarlayacaklardı. Holmes bir çok kısımda bu güzel çifte yardım etmişti. John bunu fark etmese de Mary Sherlock'ta garip bir şeyler sezmişti. Davranışları, mimikleri ve kurduğu cümleler çok endişe doluydu.

Sadece davaların kendisine bir şeyler hissettirebildiği bu taş kalpli danışman dedektif tek dostunu kaybetmekten oldukça korkuyordu.

Bu yüzden Mary hiçbir şey demiyor, tam tersine Sherlock'a onun gereksiz yere endişelendiğini, John'un hiçbir yere gitmediğini gösteriyordu.

Aradan yaklaşık on dakika geçtikten sonra Mary elinde poşetler ile dükkandan çıktı. John onu fark etmedi çünkü gözleri yandaki masalardan birinin üzerindeki gazeteye takılmıştı. Üzerinde Sherlock'un resminin olduğu bir gazeteye.

Mary hafifçe öksürdü ve John'un dikkatini çekti. John Mary'i gördüğü gibi gülümsedi ve eli ile yolu işaret etti.

"Gidelim mi?"

Mary John'un gülümsemesine aynı şekilde karşılık verdi ve John'un işaret ettiği yöne doğru birlikte ilerlemeye başladılar. Kısa bir süre sonra 221b'ye varmışlardı. Bayan Hudson'ın kapıyı açması ile birlikte yukarıya çıktılar.

"Bu günlerde durmadan keman çalıyor. Onunla konuşmaya çalıştım fakat cevap vermedi."

John kapıyı açtı. Sherlock lacivert sabahlığı ile pencerenin önünde, sokaktaki insanları izleyerek keman çalıyordu. Kapı sesini duyması ile kemanı yanına indirdi. elindeki yay ile duvardaki panoyu işaret etti, üzerinde tanıdıkları, tanımadıkları bir sürü insanın fotoğrafları ve altlarında bilgilerini içeren postitler vardı.

"Selam. Davet edilmemesi gereken kişilerin listesini çıkardım."

Sherlock'un göz altlarındaki morluklar, hafifçe çıkmaya başlamış sakalları ve kıpkırmızı olmuş gözleri odadaki herkese çok şey açıklıyordu. John gördüğü manzara karşısında sessiz kalamadı ve hızlıca Sherlock'un yanına giderek tam önünde durdu. Şimdi ikisininde gözleri birbirlerine kenetlenmişti. Sherlock'un yüzünden hiçbir duygu seçilemiyordu fakat John onun aksine çattığı kaşları ve sıktığı dişleri ile ne kadar sinirli olduğunu belli ediyordu.

"Tanrım, Sherlock! Bu hâlin de ne böyle?! Kendini öldürmeye mi çalışıyorsun?"

Sherlock John'un dediği bu şey ile gözlerini kıstı ve yüzünü ekşitti. Hadi ama, ölmekten çok yaşamaya çalışıyordu.

"Bir şeyim yok John. Neden bu kadar tepki verdiğini anlayamıyorum... sadece bu aralar ilgilendiğim bir dava var."

"Greg bana dava kabul etmediğini söylemişti."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 07, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Color Me Blue | JohnlockHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin