Ahhh! Lanet alarm!
"Luuuucy! Uyann!
"Uyandım anne geliyorunm!"
"Tamam çabuk ol."
"Hai hai"
Formamı giydim. Saçlarımı taradım ve biraz parlatıcı sürdüm.Alt kata inip kahvaltımı yaptım. Annem her zamanki gibi eve gec gelme işin cıkarsa da aramayı unutma dedi.
Okula yürüyerek gitmeye karar verdim. Kulaklıklarımı taktım ve okula dogru yürümeye başladım. Hafif esen rüzgar ve müzik çok hoş hissettiriyordu.
Okula vardığımda ilk gördüğüm kişi Juvia oldu. Hızlı hızlı biraya geliyordu. Upsss sinirli. Noldu acaba? Juvia'ya bulasan deli demektir.
"Juvia?"
"Bütün ahmaklar beni mi bulur? Noldu diye sorma Lucy!"
"Tamam sakin sınıfa çıkalım."
Sınıfa doğru giderken bi şeye çarptım. Bu çok yakışıklı bu çocuk. Pembe saçları var. Üzerindeki gömlekten kasları belli oluyor. Çok havalı.
"Önüne baksana be limon kafa!"
Tamam havalılık buraya kadardı. Ukala!
"Asıl sen önüne bak pembe kafalı salak!"
"Benle düzgün konuş!"
Ne sanıyo bu kendini?!!
"Konuşmassam nolur? Pembe saçlı birinden korkcağımı hiç sanmıyorum!"
"Ama korkmalısın. Tehlikeliyim yanarsın!"
Kendini cool falan mı sanıyo bu?
"Olum sen kendini cool sanıyosun bu hareketlerle ama söyliyim cool flan değilsin. Çık şurdan!"
"Tehlikedesin bunu bil! Ama bu tehlike bi tek ben değilim. Dikkat et de yemesinler seni sarı civciv!"
Ne diyo lan bu! Aynı zamnda Juvia nerde? Tek tehlike ben degilim derken? Seni yemesinler derken? Ben niye burda dikilmiş onun gişini aval aval izliyorum?
Ah Juvia iki dakka rahat dur be. Bi gün sinirlenme ya, bi güncük.
Al işte çocuğa yazık. Juvia'ya bulaşılır mı hiç?
"Lan seni var ya gebertirim! Ben juvia'ysam mafederim seni!"
"Ben de gray'sem seni süründürürüm!"
"Ayyyyy yeterrrrr!"
Diye araya girdim.
"Sen karışmaa!"
İkisi aynı anda bağırınca ben uğradığıma şaşırdım.Neyse ki zil çaldı. Kurtarıcım zil!
"Juvia yeter gidelimm!"
"Bu iş burda bitmedi mankafa! Gidelim lucy"
Nihayet sınıfa gittik. Ben önde juvia arkamda oturuyo. Of sıkıcı. Müzil dinlemek en iyisi.
Hoca sınıfa geldi. Oha lan o hoca hiç giyinmeseydi?
"Evet çocuklar. İki yeni öğrencimiz var. Evet çocuklar içeri gelin!"
Ama bu pembe kafalı. Ve Juvia'nın kavga ettiği çocuk. Juvia'yla aynı anda ayağa kalktık ve siz diye bağırdık. Onlar da aynı tepkiyi verdi.
Bu arada sınıf noldugunu cözmeye çalışıyo hala.
Birbirimize ölümcül bakışlar atmaya başladık.
"Pembe kafalı senin burda ne işin var?"
"Asıl senin ne işin var limon kafa?"
"Bura bizim sınıfımız!"
"Bundan sonra bizim sınıfımız!"
Şu an onu öldürebilirimm! Tam bi şey ditcektim ki hoca konuştu:
"Çocuklar tenefüste devam edin! Burası sınıf! Evet çocuklar kendinizi tanıtın."
"Ben natsu"
"Ben de gray"
"Peki o zaman size oturcak bi yer bulalım."
Olamaz! Sınıfta bi tek Juvia'yla benim yanım boş! Lanet olsuun!!!
"Natsu sen Lucy'nin Gray sen de Juvia'nın yanına otur."
Hocam siz şaka mısınız?
"Ama sensei!!!"
Bunu dördümüz aynı anda söylediğimiz için sınıfta kahkahalar yükseldi.
Ah lanet hoca!
"Çocuklar susun! İtiraz yok herkes yerine geçsin!"
Hoca oturma planını ayarladı ve yerimizi değiştirmediii! Ve biz tüm okul boyunca kavga ettik!
"Aptalsın Natsu!"
"Sana lakabınl sormadım Lucy!"
Natsu vurdu gol oldu!
Kes sesini iç ses! Hem sen kimin tarafındasın?
...Evet sessizlik. İç sesim bule benim tarafımda değil.
"Ha-ha çok komik!"
"Evet komik. Şu anki surat ufaden çok komik. Ahahahahaaha!"
Ve zil çaldı.
Natsu hala kahkaha atıyo ve ben sinirden kafayı yiycem!
"Juvia ben gidiyorum. Yoksa kafayı yiycemm!"
"Aynen görüşürüz Lucy."
"Görüşürüz."
Eve doğru yürüdüm. Evden içeri girdiğimde gördüğüm manzara karşısında donup kaldım...
Evet minna! Bu benim ilk NaLu hikayem beğenmenizi umarım. Hikayenin hangi konuda olduğunu bi dahaki bölümde daha iyi anlayacaksınız.
Hikayemde beğenmediğiniz ya da eklemmi istediğiniz bi şey olursa yorum yapın. Hikayeyle ilgilih düşüncelerinizi bekliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*NaLu*
RandomBu diğer Nalu hikayelerine hiç benzemiycek. Daha farklı. İyi okumalar. Umarım beğenirsiniz...