Lucy
Evden içeri girdiğimde gördüğüm manzara karşısında donup kaldım...
Bu-bu olamaz! Bu kesinlikle rüya olmalı. Evet evet kesinlikle bi rüya.
"Bunun bi rüya olduğunu mu düşünüyosun Lucy?"
"Evet! Hem ben niye senle konuşuyorum ya?!? Bu bir rüyaa!"
"Rüya olmadığını kanıtlayalım o zaman. Hahahahahahaha!"
Sen gülme be adam!
Katılıyorum iç ses.Bi dakika iç sesle konuştuysam...
O adam üzerime gelmeye başladı.
"Ne üstüme üstüme geliyosun be! Anneme ne yaptın sen?!! Sen kimsin? Ne istiyosun?"
"Lu-lucy...git...kaç burdan"
"Anne ne oluyo? Anne seni bırakmam. Ulan seni var ya! Hayatımda hiç küfür etmedim. Küfür ettircen bana ya! Nesin lan sen! Kimsin lan pislik! Annemin bu hali ne lan! Seni bunlara pişman edicem!!!"
Sesimi yükseltmiştim acayip sinirlenmiştim. Annem kanlar içinde yerde yatıyodu. Gözümdeki yaşlar ise bağımsızlığını ilan etmişti. Karşımdaki bu gizemli adam bana sırıtıp duruyordu. Ve birden gözlerinden alev çıkıcak sandım. Üstüme doğru gelmeye başladı ve saçlarımı çekmeye başladı.
"Bi daha sakın bana SESİNİ YÜKSELTME!!!"
Dediklerinin sonuna doğru bağırmaya başladı. Bense anneme bakıp ağlıyordum. Canım yanıyordu. Çok yanıyordu.
Annemin o güzel mavi gözleri kapalıydı. Sarı saçları dağılmıştı. Karnı, elleri ve yerler kandan gözükmüyordu.
"Anneeee! Anne aç gözlerini!"
Bana hiç bir tepki göstermiyordu. Artık hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. O adam ise gülüyordu. Canım çok acıyordu. Babam zaten yoktu. Şimdi de annem elimden gidiyordu. Ben buna dayanamam ki.
Natsu
Ahhh! Bu kız ne sinir bozucu! Bi de bu kızı korumaya çalışıyorum ben! Limon kafalı Lucy! Aptal!
Okuldan çıktı. Onu takip edip etmemekte kararsız kaldım. Ne de olsa tehlikedeydi. En iyisi takip etmek sanırım.
Yol boyunca onu takip ettim. Kulaklıklarıyla müzik dinliyordu. Bi evin önünde durdu. Burası evi olmalıydı.
Ne biliyosun sevgilisinin evi.
Aptal iç ses onun sevgili yok ki.
Nerden biliyosun? Sordun mu?
Ona kimse bakmaz.
Emun misin? Sen de ondan etkilendin inkar etme.
Tch! Ben mi? Ha-ha çok komik! Nerden biliyosun?
Ben senin iç sesinim, bilirim.
Hı hı ondan ondan. Kes!
Yapıştır!
Off!
On
Ayy yeter! Ne kadar mal bi iç sesim var ya! Hem banane ki Lucy'nin sevgilisinden!
Tam geri dönüyodum ki Lucy'nin bağırışını duydum...
Lucy
Ben ağlarken içeri Natsu girdi. Harika beni- bi dakika. Natsuuu muuuuu?!? Natsu bana şaşkınlıkla bakarken bu adam yine kahkaha attı. Bu yaşadıklarım ne böyle? Herşey üstüste geliyo. Başım dönmeye başlamıştı. Gözlerim karardı...
Natsu
Lucy bayılınca onun bi anlık dalgınlığına gelip Lucyi elinden aldım. Bu kadar olay ona fazla gelmiş olmalı. Onu hemen kucağıma aldım ve sözleri fısıldadım.
Tam bu sırada Lucy gözlerini açtı ve neler olduğunu çözmeye çalışıyordu.
"Natsu?"
Sesi zayıf çıkıyordu. Sarı saçları birbirine karışmış, yaşlı gözlerle bana bakıyordu. Çok masumdu ve de savunmasız.
"Lucy kendini yorma."
Bu arada adam çok güçsüzmüş. Hemen yere serildi.
"Natsu indir beni!"
Lucy'nin sesi sinirli çıkıyordu. Gözleri yaşlıydı ama sinirliydi. Bu kızın ruh hali ne değişkendi böyle?
Dediğini yapıp onu indirdim. Lucy ellerini yumruk yapmış adamın üzerine doğru yürüyordu.
"Seni adi herif! Annemi nasıl öldürürsün he! O pislik seni mi yolladı! Babamı elimden aldığı yetmedi mi! Şimdi annemi mi aldı lan! Çektiğim acı yetmedi mi! Daha ne istiyosunuz? Canımı mı? Size inat yılmıycam! Kaybetmiycem dayanıcam! Ne yaparsanız yapın yılmıycam!"
Duyduklarımla şaşkınlığım daha çok arttı. Lucy'nin tehlikede olduğunu biliyordum ama bu kadar kötü bir durumda olduğunu bilmiyordum.
Lucy adamın yanına gitti ve saçından tutup kaldırdı.
"Size bunu ödeticem!"
Suratına tükürüp, kafasını yere vurdu. Ben Lucy'nin bu yanını bi daha görmek istemem.
"Natsu ben-"
Lucy tekrar yere yığılmıştı. Onu kucağıma alıp bizim eve doğru yola çıktım...
Meraba minna! Arkadaşlar bugün iki bölüm yazıcaktım ama elim çok fena ağrıyor. Özür dilerim en kısa zamanda telafi edeceğim. Gomennn :(.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*NaLu*
RandomBu diğer Nalu hikayelerine hiç benzemiycek. Daha farklı. İyi okumalar. Umarım beğenirsiniz...