Ailes Pécheresses

24 3 27
                                    

"Ah cidden! Daha ne kadar bekleyeceğim ben bu pis, günahkâr iblisi!?"
O sırada kudretli kara kanatları ile kondu yere iblis, çevirdi günah kokan bakışlarını karşısındaki temiz ve ürkek çocuğa.

"Bu kadar söylenmeni anlayamıyorum, Jeongg-"

Melek aniden şeytana atılıp ağzını eli ile kapatınca yarıda kalmıştı iblisin sözü. İblisin dudakları sırıtmanın etkisi ile genişlerken, Melek huzursuzlukla kaşlarını çatıp tıslamıştı.

"Bana bak iblis! Sana kaç defa daha diyeceğim? Kirli dudaklarınla adımı sakın ve sakın anma! Benim temiz adım bile kötülük kokan dudaklarından kirli bir günah gibi çıkıyor."

Kaşlarını çattı iblis ve daha da sokuldu küçüğe, elini kaldırıp dudaklarını kapatan ele getirdi ve yavaşça beyaz eli avuçları arasına aldı.

"Ah güzel Meleğim! Lakin altımda iken böyle bir muamelen yoktu?"
Kafasını hafifçe sağa yatırdı ve önünde altın oran yüzü incelemeye başladı. Rüzgar ikisinin arasına girip sakince esmerin dalgalı uzun kızıl saçlarını dağıttı.
"O zamanki tavırların, hmm... Ah, hatırladım! 'Tae evet orası, biraz daha hızlı, dudaklarını öpmek istiyorum.' Bunlar değil miydi hm?"

Kızıl saçlarını sakince geri atıp önünde kızaran meleği izledi, birde rüzgarda dağılan o kara kıvırcık tutamları..
Melek derin bir nefes aldı ve bağırdı.

"Kapa çeneni, ben senin yüzünden Paradiśden atıldım! Ve sen Enférustan gelen iblis, sen beni kandırıp o günah kollarına aldın ve beni ibadet etmeye gittiğim kilisede günaha boyadın!"
Esmer ukala bir biçimde sırıtıp biraz daha eğildi beyaz surata doğru ve alaycıl boğuk sesini duyurdu.
"Bu hoşuna gitti değil mi?"

Melek yumruklarını geniş omuzlara geçirirken esmer kare gülümsemesini sunup kovulmuş meleği kolları ile sımsıkı sardı. Yavaşça meleğin kulağına eğildi ve fısıldadı.

"Jeongguk."
Melek kulağının dibinde duyduğu fısıltı ile bir an kalbinin göğüs kafesinden çıkıp ağzından fırlayacağını sandı. Çoktan ensesindeki tüyler diken diken olmuştu bile! Melek yutkunurken iblis yüzünü geri çekti ve meleğin çenesinden tutup dudaklarına doğru çekti. İşte şimdi onu kara delik gibi bir öpücüğün içine çekmişti ve meleğin içinde bunu ret etme gibi bir isteği yoktu.

Bir an İblisi buraya çağırıp amacını unuttu ve kollarını hızla esmerin boynuna dolayıp, onu kendisine çekip karşılık verdi.
İblis sırıtıp ellerini meleğinin yanaklarına çıkardı ve dilini ağzının içine gönderdi. Melek ince bir sesle inlerken, daha bir günahkâr öpüşme başladı aralarında. İblisin öpücükleri Jeongguk'un boynuna doğru taşınınca, Melek elini iblisin omzuna koyup sertçe bastırdı.
"Seni buraya sevişmek için çağırmadım, Taehyung."

İblis homurdanarak öpücükleri ile ıslatıp kızarttığı boyundan ayrılıp, mızmız bakışlarını meleğe dikti.
"Dinliyorum Ma lumiére dans le noir. "

Jeongguk bir an şaşırsada toparlanıp kızıl dudaklarını araladı ve en büyük ihaneti fısıldadı.
"Paradisé denen yerde hüküm süren, kendini bir halt sanan baş meleği indirmem için bana yardım edeceksin. İntikam istiyorum, Enférusun tanrısı Kim Taehyung."

İblis duyduğu sözlerle ufak bir kahkaha bıraktı.
"Demek benim küçük meleğim kötülük yapacak ha? Doğru mu anladım? Aydınlat beni lütfen Küçük meleğim."

Ailes Pécheresses Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin