"Jeongin gel fotoğraf çekilelim!" dedi Chan. Jeongin ise gülümsemiş ailesinin arasına girip fotoğraf için poz vermişti.
Jeongin bugün liseden mezun olmuştu. Üniversite için henüz bir seçim yapmamıştı ama Seoul National University'ne gideceğinden emindi. Chan fotoğrafı çektikten sonra gururla gülümsemişti.
"Benim küçük kardeşim bugün mezun oldu! Bence bunu kutlamalıyız. Anne acaba yazlık evimizde parti düzenleyebilir miyiz?" dedi Chan. Annesi de onaylar anlamda başını sallamıştı.
"O zaman yarın sabah yiyecekleri falan hazırlarım daha sonra ise babanızla şehir dışına çıkarız birkaç haftalığına." dedi anneleri.
————
Sonunda parti hazırlıkları tamamlanmıştı. Annelerinin dediği gibi birkaç haftalığına ailelerini görmek için şehir dışına çıkmışlardı.
Jeongin hazırlıklarını yapıp villanın dışarısını süzdü odasının balkonundan. Ailesi zengin olduğundan Kore'de 3, Avustralya'da 5 evleri vardı. Bahçeye baktı biraz misafirler yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Odasından çıkıp misafirleri selamlamanın mantıklı olacağını düşünüyordu. Ancak odasından çıkıp bar bölümüne geldiğinde o kişiyi gördü.
Eski Sevgilisi, Hwang Hyunjin'i.
Ayrılıkları basit bir kavganın büyümesiyle olmuştu. Jeongin de bu yüzden Hyunjin'e kızgındı, biraz çocuk gibiydi çünkü Hyunjin.
Hyunjin onu farketmeden abisinin yanına gitti Jeongin.
"Bunun burada ne işi var?" dedi Jeongin sinirle.
"Daveti gruba atmıştım ama olay şu ki Hyunjin de gruptaydı ne bileyim geleceğini." demişti Chan. Jeongin ise omzunu silkmiş ve misafirleri selamlamaya gitmişti.
Herkes sarhoştu sadece 8 genç hariç. Onlar da başka bir odaya geçip konuşmaya başlamışlardı. 7 genç birbirlerini ilkokuldan beri tanıyorlardı. Jeongin ise evlatlık olarak alındıktan sonra bu arkadaş grubuna o da dahil olmuştu. Hepsi beraber üniversiteye geçtikleri zaman Jeongin daha lise 2'ydi.
Biraz oturup sessizce bakındı Jeongin. Hyunjin ile göz göze gelince gözlerini hemen kaçırmıştı.
"Şişe çevirmece oynayalım." dedi Seungmin. "Ama tek kural şişenin ucu kime denk gelirse cesaret olanı yapacak yapmayana ceza olarak rastgele biriyle loveshot yapacak." diye ekledi.
Herkes başına geçmişti. İlk çeviren Jeongin'di. Ucu Minho'ya denk gelmişti.
"Git ve Jisung Hyung'a kucak dansı yap." dedi utanmaz bir sesle Jeongin.
"Yapmadığı şey mi?" diye dalga geçti Jisung da. Minho kucağına oturunca susmak durumunda kalmıştı. Elleri Minho'nun beline yerleştirmişti. Herkes gözleri açık bu ikiliyi izliyordu. Sonra Jisung Minho'nun kulağına bir şey diyip başka bir yere gitmişlerdi. Gittikleri yerin yatak odasından başka bir yer olmadığından emindi Jeongin.
Şişeyi Minho yerine Changbin çevirdi. Ucu Hyunjin'e denk gelmişti. Changbin ise sırıtmıştı.
"Jeongin ile 7 minutes in heaven yap." dedi Changbin.
'Aptal herif ayrıldığımızı bile biliyordu niye böyle yapıyor.' diye içinden geçirdi Jeongin. Hyunjin'e baktığında üzgün gözlerle Jeongin'e bakıyordu.
"Jeongin istemiyorsan yapmayalı-"
"Gidelim." dedim Hyunjin'in kolundan tutup bi odaya sürükledim. Telefon zaten diğerlerinin bulunduğu odada olduğundan sorun etmedim. Odaya geçince kapıyı kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 minutes in heaven ✧ hyunjeong [m_oneshot]
FanfictionJeongin bugün liseden mezun oldu! Ancak düzenlediği partide eski sevgilisinin geleceğini ve onunla 7 minutes in heaven yapacağını düşünmemişti. 7 minutes in heaven: Belirlenen iki kişinin bi odada 7 dakika kalıp bazı şeyler (öpüşme, cinsel aktivite...