"Uyanmak istemiyorum" diye bağırdı yatağından Banu. Saat daha sabahın 7'siydi ama zavallı Banu yatağında uyanmamak için direniyordu. Onun için sabah uyanmak işkenceden ibaretti. Halbuki güzel bir gün erken kalkmaya bağlıdır. Herneyse biz hikayemize geri dönelim ve Banu'yu yatağından kaldıralım. "Uyanmalısın tatlım. Unuttun mu, dün gece sırf bu günkü sınav için 12.30'da yattın. O yüzden üstünü değiştir ve kahvaltıya gel." Banu ne yapsın kalktı yatağında. Evet, bu gün de sınavı vardı. Notları çok iyiydi ama Banu asla yetinmez ve çalışmaya devam ederdi. Bu arada Banu lise 1 öğrencisiydi. Istanbul'da Galatasaray Lise'sinde okuyordu. Ve sonunda uyandı. Üstünü giyindi ve kahvaltıya koştu. Bu gün diğer günler gibi olmayacaktı. Hayatına biraz da olsa eğlence dahil olacaktı. Ne ise. Banu kahvaltısını bitirdi ve zar zor otobüse yetişti. Istiklal Cadde'sinde otobüs durdu ve evet! Banu başarmıştı. Derse yetişmişti. Oh. Bir rahatlama bir rahatlama. Okul çıkışı kendine fıstıklı dondurma alabilirdi.