İşte buradaydı ne kadar istemesede zorundaydı. Annesi ve yeni sevgilisine daha fazla katlanamadığı için babasının yanına Doncaster'a taşınmıştı. Çocukluğunun geçtiği mahalledeydi yeniden.
Eskiden annesi, babasi ve Lottie ile birlikte yaşadıkları evin önündeydi şimdi, ev değişmişti dışı maviye boyanmıştı bu eve doğal ve tatlı bir görünüm katmıştı, evin pencerelerinin altında saksıların içinde mor menekşeler vardı.
Evin rengi ile uyumluydu demek ki üvey annesi olacak kadın zevkliydi, birazdan tanışacak ve görecekti nasıl biri olduğunu. Daha fazla evin önünde dikilirse deli gibi gözükeceğinden eve doğru adımladı. Ah işte başlıyordu yeni macerası...
Gözlerini yumdu ve zili çaldı. Kapı 2-3 saniye içinde açılmıştı, sanki kapının arkasında onun çalmasını bekliyormuş gibiydi açan kişi. Gözlerini açınca karşısında birini göremeyince şaşırdı ilk başta ama sonra kafasını hafif eğince küçük bir kız çocuğu gördü bu Alice olmalıydı Louis karşısındaki kızın tatlılığına gülümsedi ona "sende kimsin" diye soran gözlerle bakarken çok tatlıydı.
Louis artık konuşması gerektiğini anlamıştı yoksa kız çığlığı basıp kaçıcak gibi duruyordu ve "Merhaba, ben Louis uhm annen nerede?"
Sözünü bitirir bitirmez kız ağızı kulaklarına varana kadar gülümsedi ve "Anneee! Luvis gelmiş sonundaaa!" diye bağırdı. Koridorun ilerisindeki odalardan birinden elinde mutfak beziyle bir kadın çıktı Karen buydu demek.
Suratındaki endişeli ifadesi Louis'yi görür görmez bozuldu, kadın gülümseyerek "Ah tatlım hoşgeldin, bizde seni bekliyorduk." diyince "Evet, kaç saatiy ağaç oldum buyda sonunda gelebiydin" diye söze girdi Alice suratındaki yalancı bir bıkkınlık ifadesiyle, annesi ona gözlerini büyüterek 'Alice abiye öyle mi denir kızım? Adresi bulamamıştır.' dedi.
Bunun doğru olmadığını biliyordu 6 yıl önce yaşadığı evin adresini unutacak degildi ya bilerek yavaş yavaş oyalanarak gelmişti.
"Neyse tatlım acıktın mı? Senin için bir şeyler hazırlamıştım bavullarını şuraya bırak Liam odana çıkarır, Liammm!! İn hadi aşağıya oğlum, Louis geldi!" diye bağırıp mutfağa doğru yöneldi, şimdi siz bu Louis neden konuşmuyor diyecek olursanız çocuk bu sıcak karşılama için şok oldu da ondan konuşamıyor.
Biraz sonra ağzı hafif açık bi şekilde Karen'ın peşinden küçük kız tarafından elinden çekiştirilerek mutfağa doğru ilerledi Louis.
O sırada merdivenlerde seri adımlarla kendi yaşlarında bir çocuğun indiğini gördü. Mutfağa girdiğinde suratına harika çörek kokuları çarptığında mutlu oldu.
Uzun zamandır böyle güzel mutfak kokusu çekmemişti içine annesini hatırlayınca suratına hafif kırık bi gülümseme yerleşti ve yakınındaki bir tabureye oturdu "Sizi gördüğüme sevindim efendim, kızınız çok tatlı" dedi fısıldayan bir tonda sesindeki kırgınlığı belli etmemek için.
Bunu duyan Karen hızlıca arkasını döndü "Ah efendim değil Karen de bana lütfen. Bende sevindim tatlım seni merak ediyordum Mark senden çok bahsediyordu da, oda gelmek üzeredir hatta" dedi bunu duyunca Louis rahatsızca sandalyesinde kıpırdandı.
"Gözleyin çok güzelmiş senin." dedi küçük kız tabureye oturmaya çalışırken "Ne- ha teşekkürler seninde saçların çok güzel kim ördü?" diye sordu Louis, kız öne eğilerek sessizce fısıldadı "Abim öydü ama şey sana söylediğimi söyleme yoksa bi daha öymezmiş." bunun üzerine Louis küçük bir kıkırtı çıkardı "O iş bende." deyip göz kırptığında içeriye Liam girdi ve birbirine kaçamak bakışlar atan Louis ve Alice'e 'Hey neden öyle bakıyorsunuz suratıma?' dedi.
Alice'nin güzel kahkahası mutfağa doldururken Liam Louis'ye dönüp 'Ben Liam hoş geldin' dedi. 'Hoş buldum Liam bende Louis' dedi gergince Louis. Karşısında iri bir çocuk dursa da suratı tatlıydı ve bu bi zıtlık yaratıyordu kişiye ilk izlenimde.
Birbirlerini gergince izlerken bi anda evin içini zil sesi doldurdu. Alice tabureden atlayıp 'Babaaaaa' diye bağırarak kapıya koştu işte şimdi Louis gerçekten rahatsızdı.
Çünkü kendisinin baba diyemediği adama başkası çok güzel baba diyebiliyordu...
-
Hikayedeki Louis
İlk ve muhtemelen son hikayem.
Love nes<33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONLY THE BRAVE//LS
Fanfiction"söz" diye mırıldandı Harry onun bu hareketlerine hipnotize olmuştu. "söz verdin ve sana güveniyorum" diye mırıldandı onu doğrularmışçasına Louis yavaşça kolunu bırakırken. "Dediğin o şeye gelirsek, o- o sadece cesurlar için Harry"