bölüm fazla uzun oldu ve çok uğraştım.. emeğimin karşılığını istiyorum.
fazlaca yorum yaparsanız sevinirim, iyi okumalar. <3
×××
hyunjin
sabahın on buçuğuydu. felix karşımdaki sandalyede, tabağındaki yiyecekleriyle oynuyordu. geceden beri durgundu. dün duş alıp kendi odasına gitmişti. yanımda bile yatmamıştı. ondaki bu halleri pek anlamıyordum.
"hey lix, iyi misin?" sanki rüyasından sıçrar gibi irkilerek bana döndü.
"iyiyim hyun." dedi dalgınca. "bugün dersin yok mu? okula gitmeyecek misin?"
yalnızca kafa salladı. sinirleniyordum çünkü sabrımı sınıyordu. öfkeyle solurken şansımı yeniden denedim.
"sorun ne?" elindeki çatalı sertçe tabağına bıraktı.
"sence sorun ne hyunjin?" ayaklanarak üzerime yürüdüğünde kolundan tutup sertçe sıktım. canı acımış olmalıydı ki, yüzünü buruşturdu.
"bana sesini yükseltme. nefret ediyorum."
"ben de senden nefret ediyorum." dedi hırlayarak. "benimle üç yıldır oyun mu oynuyorsun sen? karşında çocuk mu var senin ha? konuşsana!"
susmuştum, onu dinliyordum. nefretini kusmalıydı çünkü bir süredir aramız sıkıntılıydı. bunları halletmeliydik.
"yaptığın tek şey ne ki zaten? sikip atıyorsun beni. sonra da yalandan ilgili davranışlar. yok aç kalma felix, okuluna git felix. abine iyi davran felix-"
"felix siksin seni." dedi göğsüme yumruk atarak. ikinci yumruğunu sallayacakken bileklerinden tuttum.
"bana el kaldırma hakkına sahip değilsin." dedim tıslayarak.
"ayrıca seni sikip atmıyorum. sen de biliyorsun, her şey karşılıklıydı." dedim boynuna yaklaşarak. bedeni deli gibi titriyordu. "hiçbir zaman istemediğin bir şey yapmadım sana. bu konuda haksızlık edemezsin."
"sana verdiğim değeri göremeyecek kadar da körsün. bu da senin aptallığın." dedim bana dolu gözlerle bakan küçük bedene.
"sevgili falan da değiliz ki. sadece böyle olmamız beni üzüyor." burnunu çekmişti.
"haklısın." dedim onu onaylayarak. "aramızda hiçbir şey yok. olamaz da."
çenesinin titrediğini görmüştüm. bundan sonrasında istediği tek şey ilgi olacaktı. ama elinde kalan tek şey yenilgiydi.
"bundan sonra özgürsün. 3 yıldır beraber seviştik, öpüştük, güldük, ağladık, okula gittik, ders çalıştık, gezdik, tozduk, eğlendik ve gençliğimizi yaşadık... ama şu anda sen tüm bunları sikip attın felix." dedim gözlerine bakarak.
benim aksime, yüzüme bakamıyordu.
"hayatımıza başka birini almama kuralını kaldırıyorum." dedim. ardından önümdeki portakal suyu bardağından bir yudum aldım.
oldukça sessizdi. "ne düşünüyorsun?" dedim tek kaşımı ona kaldırıp bakarken. önemsemiyormuşum gibi duruyordu, ama kalbimde ince bir sızı vardı. ağrının sebebi ise kırgınlık kırıntılarıydı.
"birimizin bu evden gitmesi gerekiyor." dediğimde hıçkırdı. üzüldüğü için kendime kızsam da böyle devam edemezdik. bana nefret dolmuştu. daha fazla birbirimizi üzemezdik.
"hyunjin gitme. lütfen... ben öyle demek istememiştim."
"ben yeterince dinledim felix. ve haklısın da. aramızda zaten hiçbir şey yokmuş. fark ettirdiğin için sağ ol." dedim ve elimdeki çatalı bırakıp ayağa kalktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is a b*tch ★ hyunjeonglix
Fanfictionhyunjin, seks arkadaşı olan felix'ten intikam almak için, ortak arkadaşları olan jeongin'e karşı bir adım atmıştır. ama felix ve jeongin'in arasında olanların tümünden habersizdir. [threesome/polyamory- top¡ hyunjin, bottom! felix, switch jeongin.]