Aslında bu hikaye asırlarca konuşulması gereken bir aşk hikayesi değil. Ancak geceleri dar sokakta yürüyen iki kadının birbirlerine duyduğu şiirsel aşkı anlatan bir hikaye.
Bir haziran akşamı dar bir sokakta yürüyen kısa, siyah saçlı genç kadınla başladı hikayemiz. Ellerini ceplerinden çıkarmadan sallana sallana yürüyordu. Serin rüzgar saçlarının arasından geçip güzel kokusunu bütün sokağa bırakıyordu.
Genç kadın sallana sallana bir barın kapısından içeri sızdı. Uzun zamandır görmediği arkadaşlarıyla selamlaştı ve bir köşeye geçti.
Barın içerisinde bardak silmekle meşgul olan bir kadın daha vardı. Kıvırcık saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp kafasını içeri doğru uzattı. Yeni bir müşteri daha gördüğünde elindeki havluyu tezgaha bırakıp küçük defterini cebinden çıkarttı ve kalabalık arkadaş grubunun olduğu masaya doğru yürüdü.
Kısa saçlı genç kadının önünde durdu garson.
"Merhaba! Sizi daha önce burada görmemiştim sanırım."
Kısa saçlı kız tam cevap verecekken arkadaşı atıldı.
"Kendisini mağaradan çıkartmakta zorluk yaşıyoruz. En sonunda isteklerimizi kıramadı."
Genç kadının arkadaşı ve garson gülüp sohbet etmeye daldılar. Garson en sonunda kadına döndü ve ne istediğini sordu.
"Bira."
Garson genç kadının alçak sesini duydu. Başka bir şey söylememesi garibine gitmişti. Çok da takılmadan birkaç masaya daha uğrayıp içeri döndü.
Genç kadının arkadaşı, onun bu sessiliğini anlamlandırmaya çalışıyordu. Aslında bütün masa uzun süre sonra onu gördükleri için çok heyecanlıydı.
Eğlenceli, komik ve her zaman sıcak kanlı arkadaşları eskisi gibi değildi. Birbirlerini liseden beri tanıyan bu gençlerin en küçüğüydü kısa saçlı kadın. Herkes üniversiteye giderken o henüz bu sene mezun olmuştu. Her zamanki çocuksu neşesi bu gece ona uğramıyordu.
Herkes bu durumun sebebini biliyordu, genç kadın da elbette biliyordu. Ancak bunu dillendirmek isteyen kimse yoktu. Genç kadın bu senenin başında bir trafik kazasında babasını kaybetmişti. Bu beklenmedik kaybının ardından eskisi gibi olamamış, hayata ve en çok da onun kontrol edemediği şeylere müthiş bir öfke biriktirmişti içinde.
Masadaki sohbet devam ederken garson içkilerini getirmişti. Birayı kadının önüne koyduktan sonra dizlerini kırıp eğildi ve genç kadınla konuşmaya başladı.
"Dolaptaki en soğuklardan birini getirdim umarım yeterlidir. Bu arada bütün arkadaşlarınla tanışıyorum seninle de tanışmak isterim."
Garson kadın gülümseyerek elini uzattı. Genç kadın da ona elini uzattı.
"Özgür ben."
"Açelya ben de. Memnun oldum."
Birbirlerine gülümsediler. Ellerini ayırmak ikisinin de içinden gelmiyordu. Hatta el ele olduklarını unutmuşlardı. Yalnızca birbirleirnin gözlerinin içine bakıyorlardı. Açelya bu genç kadının gizemli bir havası olduğunu düşünüyordu. Onu tanımak istiyordu garip bir şekilde.
Özgür ise uzun zamandır hiç bu kadar zihninin karanlığından uzaklaşmamıştı. Huzur sanki ruhuna karşısındaki kadının ellerinden sızıyordu.
El sıkışmayı bitirmedikleri masadakiler tarafından fark edilmişti. Herkes onlara bakıyordu. İki kadın da onların farkına vardığında rüyadan uyanmış gibiydiler. Ellerini birbirlerinden ayırdılar ve gülümsediler. Garson yeniden içeriye döndü ve kısa saçlı kadın da arkadaşlarının sohbetine dahil oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Yürüyüşleri //girlxgirl
Teen FictionAslında bu hikaye asırlarca konuşulması gereken bir aşk hikayesi değil. Ancak geceleri dar sokakta yürüyen iki kadının birbirlerine duyduğu şiirsel aşkı anlatan bir hikaye.