4.

29 5 0
                                    

Lisa' dan

Jennie'nin telefon konuşmasına uyandım . "Aman yine başladı " gözlerimi zar zor açtım . Aşağı karda konuşuyordu ama sesi buraya kadar gelmişdi . Sanki odamda bağırıyor .

Tamam yeni bir güne merhaba . Sihir yok . Zor bir gün olacak .

Ayağa kalkıp rutin işlerimi hallettim . Ve bu gün ilk iş günüm olduğu için güzel bir şeyler giyinicem . Yine siyah kırmızı uyumu ama ne yapayım çok seviyorum bu renkleri . Nede olsa cehennem renkleri ;)

Sekreterler havalı olur . Kırmızı bir elbise giydim dizimin üstünde bitiyordu . Siyah bir çanta ve her zamanki gibi parlak taşları dizimin biraz altında biten ayakkabı abartılı şeyleri severim . Siyah uzun saçlarımı düzleştirici ile düzleştirib topuz yaptım , ve kahküllerimi düzeltip makyaj masasına oturdum . Göz altı morluklarını kapatıp kırmızı bir ruj sürdüm . Ayy çok güzelim . Herkesin gözü bende olacak . Neyse kahvaltımı yapıp Jennie ile çıkarım .

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Son model telefonumu alıp çantaya atdım . Bu gün Rose okula gidecek bende yanına gitmeliyim . Neyse çıkışta gidip görürüm . Ona az da olsa iyi davranmalıyım off. Birden Jennie'nin elimi tutmasıyla irkildim .

Ona gülümsedim "ne oldu ?" Elini alnına vurup söylenmeye başladı el sonunda surat asıp konuştu "kapıyı açmamı mı bekliyorsun arabaya bin " o an ne demeye çalıştığını anladım . Arabanın kapısın açıp içeri girdim biri görseydi sanacak ki patron benim . Jennie'nin bale yaptığı yer daha yakın olduğu için önce onu bıraktım sonra görüşüp gittim .

Çok büyük bir binanın önünde durdum . Asil bir şekilde arabadan indim ve binaya doğru ilerledim . Bu işleri halletmiştim bu yüzden benim yeni sekreter olduğumu biliyorlardı herkes .

Kapının önünde duran korumalar . Beni gördüğünde hiç birşey yapmadılar içeri girmeme izin verdiler . İçeri girdim . Filmlerdeki gibi tak tuk tak tuk ayakkabının sesi geliyordu bütün herkes bana bakıyordu . Bazıları aralarında konuşuyorlardı ve ben duyuyordum . Bir çoğu güzel olduğumu düşünüyordu bazıları kıskançlıktan dişlerini sıkıyordu .

Sonunda bir kadın bana yaklaşıp konuşmaya başladı "Merhaba hanım efendi ben Anna . Yeni sekreter olmalısınız patron daha gelmedi . İsterseniz size etrafı gösteriyim "

Gayet hoş bir hanımefendiydi . Ona kötü davranmayacaktım tabiki de . Bana kötü davrananlara bende öyle karşılık verecektim . Birden düşüncelerimden çıktım . Ve gülümsedim "Tabi"

Bütün şirketi gezdikten sonra . Anna ile kahve içme kararı aldık . Söylediğine göre patronun ismi Jungkook'tu ve saat 9 da burda olmalıymış kendiside yeniymiş . Ama daha saat 8. Anna kendisinden de bahsetti . Annesi ve babası Antalya'da yaşıyormuş kendileri zenginmiş ama iflas ettikten sonra Anna burda işe başlamış babası iş nedeniyle annesiyle birlikte Antalya'ya gitmiş . Babası ve annesi ona yük olmak istemiyormuş . Şimdide yaşıyıp gidiyorlar işte . Doğrusu onun adına üzülüyordum ama artık durumları iyi olduğu için üzülmüyorum .

Anna kahvesinde bir yudum daha alıp gülümsedi "seninde canını sıktım üzgünüm . Ha bu arada saat 9 olmak üzere hadi gidelim "

Bende onun gibi gülümsedim ve dudaklarımı ıslatdım "yok önemli değil . Yani seni dinlemek benim için bir zevkdi . Hadi gidelim ."

Şirketin üst katına çıktığımızda hemen sol tarafta büyük harflerle 'JEON JUNGKOOK' yazılmıştı açıkçası gergin değildim . Kendime güvenim tamdı . Soldan devam ettikte kapıya yaklaşıp bir kaç kez tıklattım. 'Gir' sesini duyamadığım için kapıyı açıp içeri girdim ve Jungkook'u yani patronu bir kızla öpüşürken gördüm . Galiba sevgilisiydi . Doğrusu bir az gururum sarsılmış gibi oldu . Beni gördüğü anda ayrıldılar . Neden şu an üzülüyordum?

Herkese merhaba .
Bir çok yanlışım ola bilir ama affedin sizde .
Hehe
Hadi görüşürüz öpüldünüz 😘

Bye bye .

Oy sınırı:3
Yorum sınırı:5

APOCALYPSE { LİZKOOK }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin