Zilin çalmasıyla irkildim. Derste uyuyordum fakat en arkada olduğumdan hoca farketmemişti. 3 kankam bana yaklaşıp
LS: kanka hadi kantine gidek hayvan gibi açım ya
JN: kanka sen ne zaman aç değilsin ki
JS: neyse hızlı olalım çünkü sıra oluyor hep derse geç kalacağız
JN: Jisoo unuttun mu bu tenefüs yarım saat
JS: hatırlatırım en son sırada 40 dakika beklemiştik
JN: of haklısın neyse Lisa hadi gi-
JS: Lisa!
Lisa çoktan yemekleri alıp gelmişti.
JS: ama nasıl?
LS: biliyorsunuz canlarım açken ben ben değilim
JN: doğru gerçi
Ben ise hala sıramda oturmuş onları izliyordum
LS: Chae noldu sana iyi misin ders boyuncada sürekli uyuyordun
- Her zamanki gibi kötüyüm
JN: merak etme benim babam okulun sahibi yani sana birdaha zarar vermezler
- ama o kızların babasıda bu okulun sahibi
Jennie bunu biliyordu. Fakat beni teselli etmek içinde elinden geleni yapıyordu.
JS: Rosé beni dinle. Sana bir şey yapamazlar çünkü biz varız. Seni koruruz.
-size çok teşekkür ederim fakat maalesef sizin olmanız bir şey değiştirmiyor hep aynı şeyi yapıyorlar.
O sırada sınıfa onlar girdi
- oooo ezik naber lan!
aralarından biri kahkaha atıp
- lan duyduğuma göre YG seçmelerine girmişsin. Salak mısın seni hangi şirket alır?
JN: bana bakın kıza karışmayın anladınız mı!
kızların en zengini ve nüfuzlusu olan Mina öne çıkıp
- yoksa ne yaparsın Jennie? unutma istersen benden güçlü falan değilsin o hastanelerin yarısının sahibi babam.
JN: ama yarısıda benim babama ait
Evet. Jennie ve Mina'nın babaları ortaktı. Hastane ve okulun yarı yarıya sahipleriydi.Bu işleri daha da kötüleştiriyordu çünkü Mina tek çocuktu ve babası onun için her şeyi yapabiliyordu. Eğer Jennie daha üstüne giderse Mina babasına söyler ve babası şirketle ilgili kötü şeyler yapabilirdi.
Mina benim kolumu tutup kaldırdı. Lisa ona engel olmak istedi fakat Mina ona dönüp
- bana bak babasız. Benim sinirlerimi bozma evini ve her şeyini alıp seni sokakta bırakırım
Lisanın gözleri doldu. Bu kızlar gerçekten kötü kızlardı.
Benim klumdan tutup okulun bahçesine çıkardılar
MN: herkes burayı izlesin!
Herkesin gözü bizdeydi.
MN: tamam şimdi kameralarınızı açın ve bu anı keyifle izleyin. Jiu getir yumurtaları
ah hayır olamaz
Mina yumurtaları kafamdan aşağı kırmıştı. Herkeste bunu çekiyordu. Herkesin kahkaları, bizim kızların korku dolu bakışları.....
O sırada bir ses duydum. Durun! diye bir ses. Bu bir erkek sesiydi.
MN: Jeon Jungkook?
ah okulun popüler çocuğu Jeon Jungkook. Ondan hoşlanıyordum ve Mina da hoşlanıyordu. Jungkook beni kaldırıp
- bu yaptığın hiç hoş değil
kalbimin hızla attığını hissediyordum. O... beni kurtarmıştı. Her ne kadar geç olsa da. Beni yukarı çıkardı. Kızlarda arkamızdan geliyordu. Jungkook kızlara dönüp
- sizin gelmenize gerek yok. Onunla bir şey konuşacağım
dedi. Jisoo her ne kadar tedirgin gözüksede aşağı indiler. Biz ise revire çıktık. Saçlarımı yıkadım. Üstüme gelmemişti sadece saçlarımda vardı bu nedenle çok uzun sürmedi. Geri döndüğümde Jungkook hala oturmuş beni bekliyordu. Beni görünce yanıma geldi
- şey, Chaeyoung
- sen benim adımı nerden biliyorsun?
- ah boşver. Ben sadece şey diyecektim bir kaç gündür seni takip ediyorum ve hoşuma gidiyorsun. Yarın, bir cafede buluşalım mı? hafta sonu zaten?
Hiç beklemiyordum. Şaka gibiydi
- ah olur
- o zaman sen sınıfa geç yarın buluşalım Flora Cafe de
- olur
Flora Cafe Jenniegilin evinin dibindeydi. Bunu hemen kızlara söylemem lazımdı
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
- nası yani! oha çok sevindim Chae!
Lisa bana sarılmıştı. Bugün buluşacaktık ve çok heyecanlıydım. Dördümüzde Jennie'nin evine gelmiştik
JN: hmmm o zaman kıyafetini ben seçeceğim
- olur!
Jennie'nin moda konusunda üstüne yoktu
JS: gerçekten çok mutlu oldum. O çocuğu bayadır seviyordun sen
LS: neyse neyse 20 dakika kaldı
JN: ne! elimizi çabuk tutmalıyız
20 dakika sonra
LS: wow Rosé çok tatlı gözüküyorsun!
JN: aynen öyle. Neyse vakit geldi. Biz seni benim odamın penceresinden izleyeceğiz. Burdan her şey gözükür
- tamam o zaman ben çıkıyorum
evden çıkıp cafeye ilerledim. Jungkook ise beni bekliyordu. Geldiğimde gülümsedi.
- hoşgeldin!
- hoşbuldu-
üzerime masadaki meyve suyunu döktü. Şaşırmıştım. Birden etraftan bizim okulun kızları ve erkekleri ellerinde kameralarla çıktılar. Jungkook anlıma birşey yapıştırdı ve elime ayna verdi. Alnımaki kağıtta 'ezik' yazıyordu. Gözlerim dolarken konuşmaya başladı
- Benim gibi birinin senin gibi bir ezikle çıkacağını falan mı sandın? ah gerçekten komiksin
arkadan bizim kızların sesini duydum.
LS: sen tam bir aptalsın Jeon Jungkook!
Jungkook gülümsedi
- Rosé gibi ezik olmaktan iyidir
Ben ise hala şoktaydım. Duygularımla oynanmıştı çünkü
Merhaba arkadaşlar. Yeni bir Rosekook kitapıyla karşınızdayım. UMarım sevmişsinizdir. Vote vermeyi unutmayın. Görüşürüz:)