Diğer bölümün devamı ile geldim çünkü olaylar ilk gece de başlıyor, atlamak istemedim.
-
Kalçamda hissettiğim keskin acı gözlerimi doldururken göz kapaklarımdan süzülen bir damla yaşı silmeye çalışmıştım hızlıca, delta bunu fark ederse bu tarifsiz acının kat ve kat artması benim için hiç iyi olmazdı."D-delta," diye mırıldanmıştım titreyen dudaklarımın arasından, saçlarındaki elimi ensesine indirip kafamı omzuna yaslamıştım. Cılız çıkan sesimi önemsemeden bir hışımla geri çekilmiş ve yatağa bırakmıştı beni. Gözü dönmüştü adeta. Derin soluklar alıyordu, bir elini saçlarına geçirmiş ve kısaca turlamıştı odada. Ardından bana dönmüş ve göz bebeklerini odaklamıştı gözlerime.
"Bir daha aynı saygısızlık ile yaklaşırsan bana omega, eşim olman dâhi umrumda olmaz." gözlerime bakarak sarfettiği kelimeleri bitirmiş, dudaklarını yalayarak üzerini giymişti hızlıca. Ben ise dolu gözlerimle birlikte etrafa buğulu bir şekilde bakarak yorganı çekmiştim üzerime.
Odadan çıkmasının birkaç dakika sonrasında dış kapının kapanma sesiyle evden çıktığını anlamıştım. Nereye gidiyordu acaba? Sahi, eşim olan bu kişinin ne iş yaptığını bile bilmiyordum. Tek bildiğim, beni zorlayacak oluşuydu.
Buğulu görüş açımı kesmek adına gözlerimi kapatmış ve iyice sırnaşmıştım yorgana, derin birkaç nefes alıp sakinleşmeye çalışmıştım. Her zaman olduğu gibi bunu da beceremeyince komodinin çekmecesine yerleştirdiğim haplardan birini ağzıma atmış ve birkaç yudum su içip tekrardan kapatmıştım gözlerimi.
---
Baş ucumda hissettiğim hareketlilik ile aralanmıştı gözlerim. Gözlerime vuran güneş ışığı sayesinde hızlıca kendime gelip dikleşmiştim yatakta. Kendime geldiğimde Taehyung'un komidindeki ilaçlarımı karıştırdığını anlamış ve kısaca ona bakıp gözlerimi kaçırmıştım.
"Ne ilacı bu?" kaşları çatık bir şekilde konuştuğu için yutkunup cevaplamak adına dudaklarımı yalamıştım. "Kaygı bozukluğu." birkaç saniye suratıma bakıp kafasını sallamıştı. Onu izlemeyi bırakıp yataktan kalkmış ve saçlarımı düzeltmiştim. Üzerimde bir şey olmadığını hatırlayıp sessizce mırıldanarak arkasının dönük olmasından faydalanmış ve dolaba yönelip uzun beyaz bir tişört giymiştim üzerime. Daha sonra ise altına daha önce giymediğimi düşündüğüm siyah kısa bir şort giymiş ve çıkmıştım odadan.
Merdivenleri adımlayıp mutfağa girmiştim, kahvaltı hazırlayıp dün gece için özür dilemek istiyordum fakat bana göre özür dilemesi gereken oydu.
Mutfağı öğrenmek adına etrafa bakınmaya başlamıştım, bir bardak alıp su içmiş ve tezgaha yaslanmıştım. Kahvaltı hazırlama fikri hâlâ aklımda yatıyordu fakat ölesiye yorgun hissediyordum. Ve içimdeki hareketlilik bir veya iki güne kızgınlığa gireceğimi de aklıma sokmuş ve daha çok gerilmemi sağlamıştı. Bastırıcı ilaçlarımı almış olmam içime su serpse de gergindim hâlâ. Delta ile aynı evde, kötü geçen ilk gecemizin ardından kızgınlığa girecek olmam fazlasıyla berbat bir durumdu. Merdivenleri inen delta gözüme çarpınca bardağı makineye yerleştirmiş ve üzerimi düzeltip derin bir nefes almıştım.
Bakışları üzerimde gezinip yanıma yaklaşırken tekrardan derin bir nefes almıştım, fakat gerildiğimi fark etmiş olmalı ki feromonlarını yaymıştı. Dudaklarımı yalayıp gelen hafif rahatlama hissiyle bakışlarımı gözlerine sabitlemiştim, sohbete başlamak için bir adım atmak istiyordum fakat o benden önce davranmıştı.
"Jeongguk, dün geceyi unut ve her şeye baştan başlayalım. Tanrı şahidim, seni kendimden bile koruyacağım. Benden korksan bile ilk bana sığınmalısın. Ve de, beni sakın ama sakın ardında bırakma." Delta gözlerime bakarken kelimeleri ardı ardına sıralamış ve titrek bir nefes bırakmamı sağlamıştı. Ondan bunu beklemiyordum, biz sevmeden evlenmiştik sonuçta. Kasabada dâhi birkaç kere konuşmuş, kaçamak bakışlarla kaçmıştık birbirimizden. O bir delta olduğu için, -sadece delta olduğu için değil- kasabada fazlasıyla göze batıyordu, bazı alfalar ona kıskançlık ile yaklaşıyor, bazı omegalar ise arzuyla. Fakat o bunları görmemişti hiçbir zaman, görmek istememişti belki de. Etrafında onca kişi varken babama benimle eş olmak istediğini söylemişti, babam da ailesi ile oldukça samimi ve ona güvendiği için ilk önce bana sormuştu, hayır demek istemiştim fakat Kim ailesi soylu bir aileydi. Düzenli ve tertipli, güvenilir olmaları ile birlikte huzur dolu bir aileydi. Bu yüzden hayır demekten vazgeçip bir şans vermek istemiştim geleceğime.
Deltanın bakışları hâlen gözlerime sabitliyken hafifçe gülümsemiş ve kafamı sallamıştım. "Deneyeceğim, teşekkür ederim." tek bir nefeste konuşup tezgahla beni arasına alan deltadan kaçmıştım. Utanıyordum, hem dün geceden hem de sıraladığı kelimeler yüzünden. Daha önce sadece bir kişiyle birlikte olmuştum ve o da yeterince kalbimi kırmıştı. Bu yüzden pek güvenememiştim dediklerine fakat dediğim gibi deneyecektim, geleceğime verdiğim bir şans gibi Taehyung'a da şans verecektim.
-------
Bölüm kısa oldu çünkü yazdığım taslağı yanlışlıkla sildim ve şimdi tekrar yazdım, uykum var 🔥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oh, mami. "TaeKook"
Fantasy"Jeon, beni küçük düşürmek hoşuna mı gidiyor? Beni aşağılamak, büyük cesaret ister." -omegaverse!