Bir Bardak Kahve

17 3 1
                                    

İlk defa kitap yazmaya başladım . Yazım  hatalarım olursa ,olucaktır da muhtemelen görmemezlikten gelmeniz ya da samimiyetinizle uyarmanız beni mutlu eder.

Başlıyalım...

Ben evet ben , Sahra profösör olmak için aday gösterilen yalnız olmayı her şeyden çok seven duygusal ama zerre göstermemeye çalışan kendini ne kadar sevse de o kadar nefret eden ama kendini kabul etmiş hayatı  çoğu zaman sorgulayan cümleleri bulmaca gibi olan konuşmayı susmak kadar seven gözleriyle de konuşabilen haksızlığa asla dayanamayan gerçek hedefi insanların hayatın da iyi  iz bırakmayı seven ,empati duygusu yeterlice olduğunu düşünen iki tane nur topu  erkek kardeşi olan anne ve babasını kendinden çok seven Sahra .

Not: İşine karışılmasını hiç sevmeyen Sahra .

Yine bir nöbet çıkış gözler şiş saçlar dağınık şekilde olan sahra tam hastanenin kapısından çıkarken Başhekim Sedat Bey'in sekreteri Nazlı Hanım'ın aradığını görür telefonunda ve yorgun gözleri bir anda ışıldamaya başlar. Erkenden profösör olmak için başvuran Sahra merakla telefonu açar .Nazlı Hanım  Sahra Hanım Başhekim Sedat Bey sizi odasına bekliyor. Ben de hemen tamam derdemez hemen telefonu kapatıp koşmaya başladım .Tabi herkes bana bakıyor o yorgun Sahra gitmiş yeni enerjik Sahra gelmişti tabi benim güzel arkadaşım Ömür ve diğer doktor ve hemşireler anladı hemen başhekimin odasına gittiğimin artık alışmıştık haftada bir beni çağırıp ya yurt dışına seminere ya da profösör adaylığım için kararın açıklanmasına acaba hangisi bakalım ???

Neyse hemen merdivenlerden ikişer üçer çıkarıyorum en üst kata doğru. En üst kata çıktım nefes nefese kaldım ama hala başhekim odasına gitmeye çalışıyorum neyse işte kapıyı çalmadan hemen girdim çünkü artık başhekimle baba kız gibi olmuştuk beni her kabul etmedikleri zaman beni seminere teselli olarak gönderiyordu işte bu da böyle bir şey .Kapı çalmadan girdim Sedat Hoca kızım yavaş yavaş ol ne bu acele derken ben oturdum koltuğa oda karşıma geçti mutluydu ama bu sefer hüzünlü bir mutluluk vardı hemen anladım .

-Kabul etmediler yine de mi ? Bu sefer nereye gönderiyorsunuz hocam!

-Evet kızım yine yaşından dolayı kabul etmediler!

-Hocam iki dakika durun içimden bir kaç  küfür edeceğim!

-Tamam kızım bekle ama nereye gidiceğini söyliğim sonra istersen sonra bana içinden küfret ama şimdi susu iki dakika.

ben gülümsedim hemen ama sinirli bir gülümsemeydi sanki gözlerimden keskin lazer ışıkları saçıyordum etrafa ama yine sustum:(

-Kızım Seul'e gidiyorsun ama bu sefer Ömürü de yanına alman lazım bildiğim kadarıyla Ömür'ün orda evi vardı .Hem sana yardımcıda olur belgeler için ama sen yine sunumu yapıcaksın tamam mı ?

Bende  üzgün bir ifadeyle 

-Tamam hocam ama bu sefer kaç hafta ?

-Bir ay bu sefer kızım fakat iki hafta üniversitelere iki haftada özel asker timlerine tamam mı kızım ?

-askerlere zaten nasıl ilk yardım tamam mı kızım ?

adam benden endişeli sinirle ne yapabileceğimi biliyor çünkü ama hiç haksız yere kavgaya girmedim bu benim prensibim gibi bir şey neyse o yüzden adam iki saattir bana tamam mı kızım diye dil döküyor.

-TAMAM HOCAM SÖZ HİÇ SORUN ÇIKARMAYIP USLU USLU GİDİP GELİCEM.

-Tamam kızım. 

-Ne zaman gidiyoruz hocam?

- bu hafta sonu .pazartesi seminer var üniversiteye. Nazlı Hanım sana meil atar hangi konular olduğunu.

-Tamam hocam.

Bir Bardak KahveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin