0.6

1.3K 76 127
                                    


°

Kalın kazağımı da çantamın içine koyarak elime telefonumu aldım. Aiden ve Fiona ile olan gruptan mesajlar vardı.

Aiden: Neredesiniz?

Fiona: Evden çıkıyorum şimdi. On dakika sonra okuldayım.

Aiden: Bay Styles beş dakikaya yoklama almaya başlayacağını söyledi. Hızlı gelin.

Fiona: Tamam. Bizi sorarsa, geliyorlar yolda de.

Aiden: İkiniz de bana elli dolar borçlusunuz.

Fiona: Arkadaşınız biz senin. Bir işi de bedavaya yap. Hayırsız.

Aiden: Elli dolar istediğime dua et.

Blair: En az yirmi dakikaya orada olabilirim...

Aiden: Tanrım beni mi sınıyorsun? Koş o zaman amına koyayım. Hızlı gel. Ben beş dakika diyorum, kız bana yirmi diyor.

Sohbete göz devirerek, hızla montumu giydim ve çantamı aldım. Hızlı olmaya çalışarak evden çıktım.

Koşarak on beş dakika sonra okulun önündeydim. Bay Styles otobüsün önünde, kollarını önünde birleştirmişti. Sabırsız duruyordu.

Gerçekten sıçmıştım. Hem de büyük.

Kafamı otobüse çevirdiğim de Fiona cama vurarak üzüntüyle geri yerine oturdu.

Derin bir nefes alarak yanına doğru ilerledim.

Beni görünce yalandan gülümseyerek üzerime doğru geldi.

"Zahmet oldu Bayan Townes. Gelmeseydiniz."

Boğazımı temizledim. Ağzımı açtığım sırada elini kaldırarak susmamı işaret etti.

"Kes sesini. Çabuk otobüse bin. Yeterince oyalandık zaten."

Dediğini yaptım. Özür bakışlarımı atarak otobüse bindim. Bu sefer haksızdım. Kendimi savunmaya çalışsam kızardı.

"Ağaç olduk burada Blair." Mia' nın ön koltuktan bana sataşmasını takmadım.

"Kes Mia. Gecenin bir yarısı cırtlak sesini duymak en son istediğimiz şey." Fiona' nın arkadan bağırması ile gülümsedim.

Hızla yanlarına gittim. Fiona, Aiden' ı yanından ittirerek beni yanına çekti.

"Beni neden kovdun şimdi?" Aiden yan taraftaki tekli koltuğa oturdu.

Fiona omuz silkti, "Yanımda Blair' i istiyorum."

Aiden onu takmadı. Önüne dönerek kulaklığını çıkarttı ve koltuğa yayıldı.

"Of bittim ben."

"Bir şey demez ya. Merak etme. Hem sen kendini ezdirmezsin." gülümsedi.

Bay Styles otobüse binerek hızla yoklama aldı. Koltukların arasında dolaşarak orta kapının hizasında durdu.

"Beni dinleyin. Sabaha kadar tek bir ses istemiyorum. Şoför ve ben dışında herkes uyuyacak. Sonra sabah uykum var diye ortada dolaşmayacaksınız. Anlaşıldı mı?"

Hepimiz kafamızı salladık. Bay Styles son kez bize baktı. Bakışları en son üzerimde durdu. Çekmedi. Ne kadar süre çekmedi bilmiyorum ancak bakışlarımı ilk ben çekmiştim.

"Bay Styles tuvaletimiz gelirse ne yapacağız?" Mia ince sesiyle konuştu.

Bay Styles bakışlarını benden hızla çekerek Mia' ya döndü.

"Durmayacağız. Tutacaksın maalesef." kısaca gülümseyerek yerine geçti. Otobüsün ışıkları sönünce kafamı Fiona' nın omzuna koydum.

"Uykum yok." bana doğru fısıldadı.

"Benim de. Ama Bay Styles' ın bize parlamasını istemiyorum."

Beni sessizce onayladı. Gözlerimi kapatarak az da olsa uyumaya çalıştım. Ki başarmıştım.

El çırpma sesiyle aniden yerimden sıçradım. Fiona' da korkuyla sıçramıştı.

Bay Styles ellerini aşağıya indirerek bize baktı. Gülümsedi.

"Bayan Townes korkutmak istemedim."

Sorun yok demek ister gibi elimi kaldırdım. Çantamın kenarından suyu alarak içtim. Fiona elimden şişeyi çekerek kendi içmeye başladı. Ters gözle ona baktım.

"Ne? Benim suyum bitmiş." konuşmadan geri gözlerimi kapattım.

Ancak kafamın üstüne konan el ile geri gözlerimi açtım.

"Uyanın lütfen. Geldik. Tekrar uyarmayacağım."

Kafamı kıpırdatmak istesem de çok sert tutuyordu. Oynatamıyordum. Gözlerimle yüzüne baktım. Sırıtarak bana bakıyordu. Yüzüm tam olarak karın bölgesine geliyordu.

Bu pozisyon cidden hiç normal değildi.

Şoförün Bay Styles' a seslenmesi ile elini çekerek bana son kez baktı ve uzaklaştı.

Bakışlarımı sırtından çekerek yan taraftaki Aiden' a baktım.

Dilini çıkartarak havaya baktı. Gözlerimi açarak sinirle dizine vurdum.

"Azgın. Uzak dur benden."

Ellerini suçsuzum der gibi iki yana kaldırdı, "Ben mi? Ben sadece gördüğümü söylüyorum bebek."

Gözlerimi devirerek önüme döndüm. Onlara heyecanlanmıyormuş gibi göstermeye çalışıyordum. Ancak o Harry Styles' dı. Bana temas etmesi ile içimde atlar tepinebiliyordu.

"Çocuklar beni dinleyin. Sonunda kalacağımız otele geldik. En ufak bir hatanızı ne duyacağım ne de göreceğim. Anlaşıldı mı? Yoksa külahları değişiriz. Şimdi tam iki saat sonra otelin kafeteryasın da buluşacağız. Oradan da kayak yapmaya." konuştuktan sonra montunu giydi.

Otobüsün durması ile teker teker aşağıya indik. Otele girerek odalarımıza yöneldik. Fiona ile kalacaktım. Hatta gece olunca odaya Aiden gelecekti.

"Hava çok soğuk. Hiç aşağıya inmek istemiyorum."

Kendimi yatağa atarak önümde soyunan Fiona' ya baktım. İnce kazağını çıkarıp kalın olanını giydi.

"Üşengeçlik yapma. Hem Styles' da orada olacak. Birlikte kayak yaparsınız."

"Aynen beni bekliyordu zaten."

"Çok karamsar bir insansın. İstesen onu elde edeceğini biliyorsun, biliyoruz. Hatta elde etmek istediğini de biliyoruz."

"Hayı-"

Sözümü kesti, "Sakın inkar etme. Her şeyin farkındayız. Hadi şimdi kaldır o mükemmel kıçını kaldır ve kalın bir şeyler giy. İnelim sıcak bir şeyler içelim."

Yataktan kalkarak çantamdan birkaç şey alarak hızla üzerime geçirdim.

Bu minik gezi güzel bir zaman da ortaya çıkmıştı. Ve ben bunu değerlendirecektim. Bay Styles' ı elde edecektim.

°

Oy ve yorumlarınızı eksik tutmayın lütfen, öptümm🙈

Carolina | Styles Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin