YALNIZ AŞK

Solan Çiçek

Çok mu oldu seveli ya da terkedip gideli ?  "ÇOK SEVMİŞ BELLİ  HARBİDEN ÇOK SEVMİŞ. "  Tam bir aşk adamı kendini aşka adayan adam . Adamlık daha nedir bilmeyen adam . Ona göre adam gibi adam . Gereksizliğin dibine vurmuş adam savunmasızca kızı ulu ortada bırakan adam . SÖZDE ADAM ... Daha yeni hayata tutunmaya çalışan kızın öyküsü . Hayatını darma dağın eden herifin biri . İki aşığın baharı ,  daha yeni filizlenen çiçeğin solması . Daha ergenliğin ilk adımlarında bir eylül günü . Öykü kendisini bekleyen süprizden habersizce çantasını hazırlayıp mutfağa gitti . Annesinin yanaklarından öpüp günaydın annecim diyerek masaya oturdu . Babası her zaman ki gibi erkenden işe gitmiş . Yine her zaman ki gibi anne kız baş başa kahvaltı  edicekler . Öykü biraz atıştırıp annesinden şans öpücüğünü alıp evden çıktı . Evin bahçesinde okul servisini beklerken telefonunun cebinde olmadığını fark etti . Koşarak eve giderken yere düştü . Acele işe şeytan karışırmış derler bu olsa gerekti . Bu seferde çorabım yırtılmış dizim kanıyordu . Eve girmeye başarmıştım . Hemen yeni çorap giyip telefonumu alıp evden çıktım . Her şey üst üste gelmişti bahçeye çıktığımda okul servisimi kaçırmıştım . Sinirden ağlıyordum tam küfür etmeye başlarken birisi omzuma dokunmuştu . İrkilerek arkama döndüm . Bu bizim mahalleye yeni taşınan sarı kafaydı . Ağlama diyerek göz yaşlarımı sildi . Sesimi bile çıkaramamıştım . Kolumdan tutarak okul yolunu tuttuk . Laf söylememe bile zaman kalmamıştı . 1 aydır bizim mahallede ama hala ismini bilmiyordum zaten bu yüzden ona sarı kafa derim .
Sap sarı saçları ve yemyeşil gözleri vardı . Çok tatlı aşırı derece tatlı . İsmini öğrenmek için sorduğumda gülerek yüzüme baktı . Acayip bi soru sormuşum gibi hissettim ve sustum . Beni yolun ortasında durdurup gözlerim içine baktı . İçimde kelebekler sevişiyordu sanki . Usulca kulağıma eğilerek  " Ege " dedi . Her zaman ki gibi yine dilim tutukluk yaptı . Evet biraz zor olsada benim adımda Öykü demeyi başarabilmiştim . Birbirimize gülümseyip yolumuza devam ettik . Nihayet okula vardığımızda artık ortaokullu bir ergendim . Ezilicem ,  notlarım düşücek korkusuna kapalmıştım . Ege'yle aynı sınıfa girdik .
- Ne yani şimdi ben Ege'yle aynı sınıftamıymışım .
İçimden sanki bir hayvan böğürür gibi
- Yuh ! Deyiverdim .
Tabi herkes bana bakıyordu ama şuan ciddi bir konu kimseyi takmadım boş bir sıraya oturdum . Ege bana doğru yaklaşıyordu gözlerimi ondan kaçırmaya çalıştım ama o herşeyin farkındaydı . Yanıma oturdu tabi ben telaş yaptım . İçimde ki o kötü kızın sesleri beni boğuyordu . Öykü sen Ege'yi sevemezsin ! Dermiş gibi . Hayır hayır bu içimdeki ses değil sınıftaki yeni kızın bakışlarıydı . Gözlerimi kısarak sinsice yeni kıza baktım . Üzerimde bakışlarını hissediyordum . Öğretmen sınıfa girdiğinde ilk önce öğretmen olduğuna inanmadık tabi . Podyumdan kaçmış bi manken gibiydi . Öğretmen nereye bakışlar oraya kayıveriyordu . Bu kaçığın bizim okulda ne işi var ! Ege'nin gözleri hep o kaçığın üzerindeydi . Ahh Ege ! O güzel gözlerini oymak istiyorum ! Sonunda tenefüs olmuştu . Koşarak kantine giderken bir kaç kez düştüm . 8. Sınıfların arasında yaşıyoruz tabiki de bu normal bişi . Aç karnımı doyururken Ege geldi yanıma . Aman tanrım rezil olmuştum . Hayvan gibi yemek yiyorum ve Ege bunun farkında ...