Bir kaç ay içinde binlerce kişinin canını yitirdiği bir savaştı. Yağmur gibi yağan mermidenmi kaçınmalıydı yoksa gözleri kararmış düşman askerlerindenmi ? Şehir yaşanması güç bir hal almıştı ya kaçılmalıydı bu şehirden ya da ölümü kabullenip çaresizce beklemekti. Muhammed de Suriye'de yaşayan genç bir delikanlıydı yoksa çocuk demek dahamı mantıklıydı. Henüz 15 yaşındaydı ve savaşın ortasında çaresizce kalakalmıştı .Bir köşeye geçmiş olan biteni izliyor fakat olaya bir türlü anlam veremiyordu. Annesinin ve babasının ölmesi üzerine yalnız kalmıştı. Her zamanki köşesinde durup saatlerce ağlayıp hayal kuruyor ve elinde ki kurumuş ekmeğini zorda olsa yiyiyordu. Karşıdan gelen kızın yardıma ihtiyacı olduğunu farketti ve ağır bir şekilde ayağa kalkarak kıza yönelidi. Hiç bir şey demeden ekmeğinin yarısını bölüp kıza uzattı. Tekrar köşesine çömelip ağlamaya devam etti .Kız Muhammede doğru yaklaştı ve yanına oturdu.
- Meraba benim adım Ayşe-
diyerek Muhammedin yüzüne baktı bir cevap bekliyordu. Muhammed kafasını öne eğip susmayı tercih etmişti.Bir kaç dakika sonra
'Benim adımda Muhammed. 'diyerek cümlesine devam etti.
'Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamıyoruz hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz,aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşıyız ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz. Paylaşsak olmazmı bu dünyayı savaşlar olmasa olmaz mı ? ' diyerek bitirdi cümlesini.
Ayşe de ailesini kaybetmiş, yalnız başlarına kalmışlardı. Nasıl yaşayabilirdi iki çocuk annesiz babasız kim uyurken masal okuyup uyutucaktı onları, kim hasta olduklarında saatlerce onların yanından ayrılmıcaktı ve kim saçlarını tarayıp güzel kızım güzel oğlum diyecekti onlara.
Herşeyi kabullenmeleri gerekiyordu artık ve hayatın zorluklarına alışmaları gerekiyordu çünkü hayat onlar için yeni başlıyordu. Muhammed yine bir rüya görmüştü savaşın büyüdüğünü orda daha fazla kalmamaları gerektiğini ve Muhammedin rüyaları geleceğe dair belirtiler verir hepside doğru çıkardı. Ayşeyide alıp kaçmaya karar vermişti ve beraber yola koyuldular. Yanlarında biraz kurumuş ekmek ve bir kap su dışında hiçbir şey alamadılar. Zor olucaktı kaçmaları savaşın ortasından 2 çocuk nasıl kaçabilirdi ki ve yola koyuldular korkarak fakat bir okadarda cesurca. Mermilerden ve bombalardan kaçarak şehirden uzaklaşmaya çalışırken bir ağlama sesi bir çocuğun ağlama sesiydi bu yaklaştılar ve sarışın fakat gözleri olmayan bir çocuktu. Bu suriyeye savaş açan düşman çocuklarından biriydi. Onu orda ölüme mi bırakmalıydılar yoksa yanlarına alıp yola devam mı etmeliydiler. Muhammed kendi kendine düşünüyordu ' Düşman askerin çocuğu almasak mı ölümemi bıraksak ama küçük bir çocuğun suçu ne olabilrki üstelik gözü görmeyen bir çocuk hiç bir şeyden haberi olmayan biri... ' ve Muhammed Ayşeye dönerek ' Oda bizimle geliyor' dedi.Ayşe buna karşı çıktı - O bizim düşmanımız ailemizi öldüren kişilerin çocuğu onu yanımıza alamayız . - diyip durdu. Fakat Muhammed sözünden dönmeyerek çocuğu yanına aldı.
Tam yollarına devam edeceklerdi ki hiç beklenmedik anda korkulan başlarına gelmişti. Atılan bir bomba Muhammed' in önüne düşmüş ve Muhammed orada yere yığılmıştı. Ayşe, Muhammedi güçlükle kaldırdı ve omzuna alarak ağır adımlarla ilerlemeye devam ettiler .Kör olan küçük çocuk yani İsa ise Ayşe' nin elbisesinden sımsıkı tutmuş onları takip ediyordu .Ve sonunda bir kasaba gözükmüştü. Ayşe biraz umutlu biraz tedirgindi, kasabaya doğru yürüdüler ve önlerine çıkan ilk orta yaşlı bir adamdan yardım istediler. Beraber küçük bir belli belirsiz bir odaya girmişlerdi. Ayşe etrafına anlamsızca bakarken İsa ise olan bitenlerden habersiz bekliyordu. Muhammed ise bir taş üzerine yatırılmış köyün doktorunu beklemekteydi.Tam o sıra içeri bıyıklı, iri bir adam girdi ' Neyi var bu gencin ! ' diyerek Ayşe' ye baktı. Ayşe ' Savaştan kaçarken önümüze düşen bomba sonucu oldu. ' diyerek cümlesini bitirdi. Muhammedin kolları kan içindeydi ve yüzünde kesikler vardı. Doktor odayı boşaltarak Muhammed 'le ilgilenmeye başladı...
Umarım Beğenmişsinizdir Devamı için Beğenip Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Kaplumbağa
Mystery / ThrillerSavaştan kaçan Gencin Küçük çocuğu kurtarmak için gösterdiği çaba ,yaşam savaşı... Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamıyoruz hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz,aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşıyız ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz...